Akın ÖZÇER
Bu soruyu öteden beri yanıtlamaya çalışıyor, zaman, zaman güncel gelişmeler çerçevesinde tespitlerimi yapıyorum. Dile getirdiklerim kişisel görüşlerimdir, paylaşılır ya da eleştirilir, bu son derece doğal. Ama hep söylediğim taraflı, tarafsız herkesin kabul ettiği bir gerçek de var. O da CHP’nin bir türlü iktidar alternatifi bir ana muhalefet partisi olamaması. Bir değil, iki değil, üç değil, ana muhalefet partisinin bugüne kadar girdiği tüm seçimlerde aldığı oy oranı yüzde 25-28 bandına sıkışmış durumda. Hem de AK Parti’nin bunca yıl iktidarda kalmasının yol açtığı doğal yıpranmaya karşın.
Bu itibarla, başlıkta yönelttiğim soruyu öncelikle CHP kurmaylarının yanıtlaması, çok daha önemlisi partinin seçmen nezdinde yeterli destek görmeyen politikalarında değişim yapmaları gerekiyor. Bu değişimin başında, AK Parti’nin bugüne kadarki bilançosunun genelde başarılı olduğunun kabulü geliyor. Çünkü bu da, son dönemde Erdoğan karşıtı çizgisiyle öne çıkan Fransız Le Monde’ un bir önceki yazımda atıfta bulunduğum “Türkiye’nin tek efendisi” (Erdogan, seul maître en Turquie) başlıklı başyazısında olduğu gibi, taraflı, tarafsız herkesin kabul ettiği bir başka gerçek.
Bir siyasi parti, kişi başına düşen milli gelirin üçe katlandığı, Anayasa’nın 2. maddesindeki sosyal devlet ilkesinin önemli ölçüde hayata geçirildiği Türkiye’de son 14 yılda “17 milyon yoksul yaratıldığı” söylemiyle iktidar alternatifi olabilir mi? Hem de bu siyasi parti geçmişte bu konularda pek de başarılı bir icraatta bulunamamışsa. Yapılması gereken, siyasi rakibinin başarısını teslim etmek ve bundan daha fazlasının, geçmişte Tansu Çiller’in “iki anahtar” formülünde olduğu gibi sanal olarak değil belki ama gerçekçi biçimde nasıl yapılabileceğini ortaya koymaktır elbette.
Kabul etmek gerekir ki Türkiye’de artık olmayacak şeyler vaat ederek, altı doldurulmayan söylemlerde bulunarak ve siyasi rakibini aslı astarı olmayan iddialarla yıpratarak seçmenden destek almak mümkün değil. Ama Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar dile getirdiği görüşleri tarafsız bir gözlemci olarak değerlendirdiğimde, CHP’nin böyle yapmaktan hiç vazgeçmediğini ve sandıktaki başarısızlığını da seçmenin cehaletine bağlamayı sürdürdüğünü görüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, söz gelimi 10 Mayısta Grup toplantısında yaptığı konuşmada kemik seçmeni dışında da kimseyi ikna etmeyecek şeyler söylemeyi sürdürüyor.
Oysa Sayın Kılıçdaroğlu’nun yeni seçmen kazanmak için, bir kere yalan olduğu Kilis’e atılan roket ve bombalardan anlaşılan IŞİD’in AK Parti hükümeti tarafından desteklendiği iddiasına bel bağlamaktan artık vazgeçmesi gerekiyor. Ama önceki günkü toplantıda da uzun, uzun dile getirdiği gibi, hâlâ o TIR’larda silahlar olduğunu ve silahların da Türkmenlere gitmediğini söylüyor. AK Parti’yi yıpratacağı düşüncesiyle yapıyor belki ama bu şekilde Batı medyasının Türkiye’nin yıpratılması kampanyasına da hizmet etmiş oluyor. Özünde öyle mantıksız bir iddia ki bu, Bekir Bozdağ’ın şu sözlerine hak vermek için AK Partili olmak da gerekmiyor: “Türkiye'nin dört bir yanında Daesh terör örgütü canlı bombalarıyla, başka tür teröristleriyle eylemler yapacak, onun arkasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti olacak. Her gün Kilis'e Daesh terör örgütü bomba atacak, onun arkasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti olacak. Böyle bir saçmalık olabilir mi? "
Sayın Kılıçdaroğlu, bir yandan IŞİD’e yardım iddiasını gündemde tutarken, öte yandan hükümetin Daesh’in hedefindeki Kilis’le ilgilenmediği temasını işliyor. “Kilis süratle Suriyelileşiyor” diyor ve Avrupa’daki aşırı Sağ partilere özgü göçmen karşıtlığı kokan şu cümlelerle devam ediyor: “ Suriyelilerin nüfusu Kilislilerden fazla ve Kilis’te yaşayan vatandaşlarımızın yüzde 20-25’i göç etmek zorunda kaldı. Onlar göç ediyorlar, Suriyeliler oraya yerleşiyorlar. Peki, nereye kadar gidecek bu?”
AK Parti’yi “yanlış dış politika” izlemekle suçlayan CHP’nin Suriye’de Esat rejimine yakın bir duruşu var. Kemik seçmeni, bu duruş nedeniyle, Suriye’de olup bitenlerden bu politikayı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tutuyor. Onlara göre 500 bin vatandaşını katletmiş, 12 milyonunu evlerinden barklarından etmiş, 5 milyonunu mülteci konumuna düşürmüş olan Esat değil de Erdoğan. Bu mantıksızlığı kabul etmeyen seçmen de cahil muamelesi görüyor. CHP, Erdoğan nefreti zekâlarını gölgelememiş olan sağduyulu seçmenden bu politikasıyla oy alamaz elbette.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun, yeni seçmen kazanmak için ayrıca altını dolduramadığı, içi boş, hatta yanlış şeyler söylememesi de gerekiyor. Örneğin önceki günkü grup toplantısında başkanlık sistemi hakkında sarf ettiği “başkanlık bölücülüktür arkadaşlar, kimse unutmasın, başkanlık bölücülüktür” sözü doğru değil. Aynı şeyi iki kez yinelemek doğru olduğunu göstermez. ABD başta olmak üzere dünyada birçok demokratik ülke halen bu sistemle yönetilirken, böylesine baştan savma sözlerle meşru bir devlet sistemine karşı çıkılabilir mi?
Keşke Sayın Kılıçdaroğlu’nun konuyla ilgili sözleri bu kadarla sınırlı kalsaydı. CHP Genel Başkanı ertesi gün katıldığı TOBB Genel Kurulu’nda keşke şu talihsiz sözleri söylemeseydi: “Anayasa'yı değiştirelim; ne için? 'Başkanlık sistemini getireceğiz'. Bir kişi konuşacak, Türkiye susacak. Bir kişi konuşacak, hâkim ona göre karar verecek. Bir kişi konuşacak, ona göre milletvekili listeleri hazırlanacak. Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz. Açık ve net". Başkanlık sisteminin Türkiye’de halkoyuyla kabulü halinde kan dökülür demek bir ana muhalefet liderine yakışıyor mu? Parlamentarizmi savunursunuz tabii ama bu konu referanduma götürülürse halkın vereceği karara saygı göstermek yerine şiddet çağrısında bulunabilir misiniz?
Aslında Kılıçdaroğlu, bu konuya Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı’nın müdahalesiyle Genel Başkanlık ve Başbakanlıktan ayrılmak zorunda kalmasını eleştirerek giriyor. Bunun seçmen iradesine karşı bir müdahale olduğunu, 23 milyonun oyunun çöpe gitmesi anlamına geldiğini söylüyor. Peki, ama Yeni Anayasa ile ilgili referandumdan çıkacak başkanlık lehine bir sonucun kan dökülmesine yol açacağını söylemek çok daha fazla oyun çöpe atılması bir yana bir bakıma demokrasinin askıya alınması anlamına da gelmiyor mu?
Kılıçdaroğlu’nun TOBB Genel Kurulu’ndaki yukarıdaki sözleri aslında demokrasi söyleminin içinin ne kadar boş olduğunun somut bir göstergesini oluşturuyor. Grup toplantısında sarf ettiği şu sözlerin bundan böyle bir inandırıcılığı olabilir mi? “Türkiye maalesef, üzülerek ifade edeyim, demokrasi standartları gittikçe düşen bir ülke konumuna hızla gidiyor. Böyle bir tablo yıllardır mücadelesini verdiğimiz, demokrasi kültürümüzün zenginleştirilmesi yolunda yıllardır mücadelesini verdiğimiz bir süreci zayıflatıyor.”
Kaldı ki Genel Kurul’da sarf ettiği şu sözler de gerçekleri yansıtmıyor: “2002'de Türkiye'nin bir temel sorunu vardı. O da ekonomiydi. En temel sorun ekonomide yatıyordu. Geldik 14 yıl sonraya. Bugün Türkiye'nin 5 temel sorun alanı var. Bir, ekonomi. İki, demokrasi. Üç, dış politika, dört, eğitim, beş, toplumsal barışımız. Bir temel sorunumuz vardı, şimdi beş temel sorunumuz var". Türkiye’de 2002 krizini yaşamış olan bizler gibi, bu sözlerin tümüyle yalan olduğunu bilen milyonlarca seçmen var.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi “demokrasi mücadelesi veren ve bu mücadeleyi güçlendirerek sürdürecek” bir parti olarak takdim etmesi inandırıcı değil. Keşke öyle olsaydı ve geçen yasama döneminde TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda önerdiği maddelerle bunu ispatlasaydı. Oysa Kılıçdaroğlu geçenlerde yinelediği gibi, o zaman da 82 Anayasası’nın ilk 4 maddesine ilişkin kırmızıçizgilerini koruyordu. Konuyla ilgili yazılarımda defalarca altını çizdiğim gibi, ilk 4 madde korunarak demokrasiyi önceleyen bir siyasi parti olunamaz. Eğer Anayasa’yı darbe hukukundan ayıklamayı içtenlikle savunuyorsanız, “demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine” “milliyetçi” sıfatı eklenmesi başta olmak üzere, bu maddelerin darbeci generallerinin kurucu iradesini temsil eden yerlerine dokunmak zorundasınız.
Türkiye’nin yakın siyasi tarihi, cahil olmakla aşağılan halkının çoğunluğunun darbelerle önü kesilen siyasi partilere ve politikalarına her seferinde daha çok destek verdiğini gösteriyor. CHP’nin iktidar alternatifi olmak için öncelikle bu gerçeği göz önüne alan tutarlı politikalar üretmesi gerekiyor. Bu, kapsamlı bir değişim gerektirdiği için söylendiği kadar kolay değil aslında ama CHP ana muhalefet olarak varlığını sürdürebilmek için bile bu değişimi geçirmek zorunda.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023