Alper GÖRMÜŞ
Balyoz davasının en önemli delili sayılan 11 No’lu CD’de yer alan zamanlama çelişkileri, baştan beri kamuoyunu meşgul eden en önemli noktalardan biri oldu.
Davanın bir numaralı sanığı Çetin Doğan’ın kızı Pınar Doğan ve damadı Dany Rodrik, CD’de çok sayıda “zamanlama çelişkisi” saptadılar ve bunları, birlikte yazdıkları blogda kamuoyuna duyurdular. Ciddi, cevaplanması gereken iddialardı bunlar; çünkü CD’nin hazırlandığı öne sürülen 2002 sonu- 2003 başında var olmadıkları kesin olan bazı dernek, gazete, firma vb. 11 No’lu CD’de yar alıyordu... Düşünün; 2003’te oluşturulan bir CD’de, diyelim 2005’te faaliyete geçmiş bir gazete, ya da çok daha sonra adı değişmiş bir firmanın yeni adı yer alıyor! Böyle şeyler...
Doğan ve Rodrik’e göre, zamanlama çelişkileri, belgelerin bir çete tarafından sonradan (2009’da) üretildiğini gösteriyordu.
Bugün dahi belgeler arasında yeni zamanlama çelişkileri bulunup kamuoyuna açıklanıyor, Ergenekon ve darbe davalarına “soğuk” gazeteciler sütunlarında bunları tekrar ederek kamuoyunun zihnindeki kuşkuların daha da derinleşmesine yardımcı oluyorlar.
Ne var ki sözünü ettiğim gazeteciler bu işi yaparken derin bir bilgisizlikle hareket ediyorlar. Bugün bile 11 No’lu CD’nin dışarıda bir yerlerde bir “çete” tarafından herhangi bir bilgisayarda kaydedildiğini zannediyorlar. Bugün bile 11 No’lu CD’nin kaydedildiği harddiskin 6 Aralık 2010’da Gölcük Donanması’nda yapılan aramada İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün döşemesi altındaki gizli bölmede bulunduğunu bilmeden yazıyorlar.
O nedenle, Balyoz davasındaki zamanlama çelişkilerini ele alacağım bu yazıda konuya dair temel noktaları da hatırlatıp özetlemeye çalışacağım.
Güncelleme savunması ve üstveriler meselesi
Zamanlama çelişkileri etrafında dile getirilen iddiaların neredeyse tümünün TSK’da zaten tutulan ve sürekli olarak güncellendiğini bildiğimiz listelerle alakalı olması, “listeler sonraki tarihlerde güncellendiği için, 2003’te var olmayan ya da adı sonradan değişen dernek, gazete, firma vb. de Balyoz belgelerinde yer alıyor” izahını güçlendiriyor. (Mehmet Baransu Taraf’ta yazmakta olduğu Balyoz dizisinde “güncelleme”nin TSK’da rutin bir iş olduğunu, bizzat TSK mensuplarının konuşmalarından derlediği çok sayıda örnek üzerinden bir kez daha gösterdi.)
Fakat bu izah, güncelleme yapılan dosyaların üstverilerinin (tarih, kullanıcı adı, vb.) nasıl olup da 2003’e ait üstveriler olarak kalmaya devam ettiğini açıklayamıyor. Öyle ya, dosyanın her yenilenmesinde (ya da her güncellemede) tarihin ve kullanıcı adının da otomatik olarak değişmesi, yenilenmesi gerekirdi.
Doğan, Rodrik ve başkaları işte bu noktadan kalkarak, “Bir sahtekârlar çetesi var, bunlar 2009’da oturup 2003’e dair bir senaryo yazmışlar” iddiasını öne sürüyorlar.
Gölcük’ten önce, Gölcük’ten sonra
Ben, elimizde 11 No’lu CD’nin olduğu, fakat onun üretildiği bilgisayarın ve harddiskin olmadığı; dolayısıyla tartışmaların sadece CD üzerinden yürütüldüğü Aralık 2010 öncesinde, iddiaların ciddi olduğunu ve bunların savcılar tarafından mutlaka izah edilmesi gerektiğini belirten yazılar kaleme almıştım. O dönemde son sözüm şöyleydi:
“Bu zamanlama çelişkileri, mahkemeyi, belgelerin sonradan ‘üretilmiş’ olduğuna karar vermeye sevk edebilecek kadar ciddidir; meğerki savcılar bunların nereden kaynaklandığını izah edebilsinler... İşin uzmanları, buradaki muammayı açıklayacak yegâne şeyin, o yıllardaki harddiskler olduğunu söylüyorlar... Savcılar şimdi bunların izini sürüyor olmalılar.” (Taraf, 28 Aralık 2010)
Savcılar, o harddiske 6 Aralık 2010’da ulaştılar... O tarihte bir ihbar üzerine Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nda arama yapıldı ve İstihbarat Müdürü Binbaşı Kemalettin Yakar’ın (şimdi Balyoz davasında tutuklu) odasındaki döşemenin altında oluşturulmuş gizli bölmede yeni belgeler ele geçirildi. Ele geçirilenler arasında bir de harddisk vardı; bir süre sonra onun, meşhur 11 No’lu CD’nin yazıldığı harddisk olduğu anlaşılacaktı. (Sonradan o da kendince bir şöhret geliştirecek, 5 No’lu harddisk adıyla yüzerce habere konu olacaktı.)
Yani Türk Silahlı Kuvvetleri’nin canına okumak için “sahte” bir CD hazırlayan çete, o CD’yi oluşturdukları harddiski Donanma’nın kalbine, istihbarat biriminin döşemelerinin altına gömmüşler, orada saklıyorlardı.
Bu yeni bulgu, 11 No’lu CD’nin sahte olduğu ve çete tarafından hazırlandığı iddialarına ölümcül bir darbe indiriyor, CD’nin darbeciler tarafından hazırlandığı şeklindeki savcılık iddiasını güçlendiriyordu. Öyle ya, suç aletlerini Donanma’nın istihbarat biriminde saklamaları için “çete”nin deli olması gerekirdi.
“Harddiski oraya ‘çete’ gizlemiştir”
İşte o noktadan itibaren 11 No’lu CD’nin “made in Balyoz” olduğu, güncellemelerin de bizzat darbeciler tarafından yapılmış olduğuna dair kanaatim daha da güçlendi. Çünkü öbür ihtimali kabul etmek imkânsız gibi bir şeydi.
Ne var ki, CD’deki dosyaların üstverilerinin hâlâ 2002’yi ve 2003’ü işaret etmesindeki muamma varlığını sürdürüyordu. Ben, işte tam bu noktada, yazının başlığında ifade ettiğim gibi “bir ihtimal daha var” dedim ve başka bir izah geliştirdim... Fakat onun ne olduğunu söylemeden önce, 11 No’lu CD’nin yazıldığı harddiskin Donanma’nın kalbinde ortaya çıkmasını Pınar Doğan ve Dani Rodrik’in nasıl karşıladığına bakalım. (Bunu gerekli gördüm, çünkü benim biraz sonra dikkatinize sunacağım izahımı oluşturmada onların yazdıklarının da payı var.)
Doğan ve Rodrik’in “çete” iddialarının mantıksal tutarlılığı ancak şu varsayım altında devam edebilirdi: Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgeleri de aynı “sahtekârlar çetesi” üretmiş, oraya yerleştirmiş ve ardından da savcıya ihbar etmiştir.
Nitekim Doğan ve Rodrik de bu tuhaflığı bloglarında aynen böyle izah ettiler:
“Şimdi Gölcük’e gelelim. Burada olan nedir? Gene bazı gerçek belgeler sahte belgelerle paketlenip, bu sefer dışarı sızdırılacağına içeride saklanmıştır. Kim yapmıştır bunu? Besbelli, çetenin donanma komutanlığındaki işbirlikçisi ya da işbirlikçileri. Bu olabilir mi? Niye olmasın? Çetenin 1. Ordu’da işbirlikçileri varsa donanma komutanlığında da olmasına şaşırmamak gerekir.” (“Balyoz Davası ve Gerçekler” blogu, 21 Ocak 2011)
İstihbaratçı Binbaşı: “Çuvalları oraya ben koydum”
Koyu bir çaresizlik duygusuyla kaleme alınmış olan bu “çözümleme” bir süreliğine de olsa iş gördü. Çünkü nihayetinde “teorik olarak” geçerli bir ihtimale işaret ediyordu: “O harddiski oraya ‘çete’ koymuştur” tezini ampirik olarak çürütebilmeniz, yani “çete”nin koymadığını gösterebilmeniz için onu oraya kimin koyduğunu gösterebilmeniz gerekir.
Sonunda o da oldu. Sözkonusu belgeler ve meşhur 5 No’lu harddisk odasının döşemesinin altında bulunan İstihbarat Müdürü Binbaşı Kemalettin Yakar, Gölcük belgelerine dair davanın üçüncü duruşmasında (11 Ocak 2012), dokuz çuval içinde bulunan belgeleri döşemenin altına bizzat kendisinin sakladığını söyledi. Yakar ilave olarak, 11 No’lu CD ve diğer dijital belgeleri çuvallar sonradan açıldığında, savcılık sorgusunda gördüğünü belirtti.
Yani şunu imâ ediyordu Kemalettin Yakar: “Benim gizlediğim çuvallarda CD’ler yoktu, onları çuvalların içine sonradan birileri tıkıştırmış olmalı...”
Bu hikâye bana çuvala sığmayan mızrakların anlatıldığı meselleri anımsatıyor ama, hiç kuşkusuz Yakar’a inananlar da olacaktır; Pınar Doğan ve Dani Rodrik gibi...
Bir ihtimal daha var...
Geldik Balyoz belgelerindeki zamanlama çelişkilerinin izahına... İki ihtimal var...
Birinci ihtimal: Doğan ve Rodrik’in deyimiyle “ordu içindeki sahtekârlık çetesi” 2009 civarında 5 No’lu harddiski kullanarak 11 No’lu CD’yi üretti, CD’yi kendine alıp harddiski sonra bir ihbarla ortaya çıkarmak üzere parke altına sakladı. Bu arada, bütün o salakça zamanlama hatalarını da yapmış oldular.
İkinci ihtimal: 11 No’lu CD de, 5 No’lu harddisk de darbecilerin öz be öz malıdır. Darbenin hafızasını her daim taze tutmak için bilgileri sürekli güncelliyorlardı. Yeni bir bilgi girdiklerinde ise bilgisayarın saatini bir istihbarata karşı koyma tekniği çerçevesinde manuel olarak eskiye ayarlıyorlardı. Ki böylece, ola ki belgeler deşifre olduğunda, zamanlama çelişkilerini öne sürerek “her şey sahte, her şey senaryo” iddiasını öne sürebilsinler.
***
NOT. Cuma günü, zamanlama çelişkileri ve “çete” iddialarındaki mantıksal tutarsızlıklar üzerinde duracak ve böylece öne sürdüğüm ihtimali tahkim etmeye çalışacağım.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025