Aydın ENGİN
Dün kaldığımız yerden devam edelim…
19. ve 20. Yüzyıllarda ortaya çıkan ulus-devletlerin özet tarihini aktarmaya çalışmış; ulus-devletlerin “ulusların kaderlerini tayin hakkı ilkesine” yaslandıklarını vurgulamış ama o yazının final cümlesini bugüne saklamıştım.
Şöyleydi:
Kapitalizmin kuruluş, serpilip gelişme döneminin ardından emperyalizm aşamasına sıçradığı dönemde emperyalist sömürüye karşı verilen ulusal kurtuluş savaşları çağın ruhuna (=Zeitgeist) uygun ilerici hareketlerdi. Zafere ulaşan ulusal kurtuluş savaşlarının ardından kurulan ulus-devletler de aynı şekilde emperyalist sömürüye karşı ilericidevlet biçimleriydi.
Emperyalizmin pazar payını daraltıyor, emperyalistleşmiş kapitalizmin sermayeihracı karşısında gümrük duvarları ve milliyetçi politik duruşlarla kendilerini koruyorlardı.
Sovyetler Birliği, sosyalizm kuruculuğuna girişmiş doğu Avrupa ülkeleri, uzak doğuda Çin, emperyalistleşmiş kapitalizmin karşısında ulusal kurtuluş hareketlerini destekliyor; ulus devletlerin kalkınmacı politikalarına mali ve teknik destek veriyorlardı.
Anayasasına yurttaşlarının tümünün Türk olduğunu yazan Türkiye Cumhuriyeti bu konuda iyi bir örnektir.
Çok yoksul ve savaş yorgunu bir ülkede Sovyetler Birliği’nden de destek alarak, ama asıl olarak kendi ulusal gücüne dayanarak güçlü bir kalkınma hamlesine girişildi. Demiryolları şebekesinin kıt olanaklar elverdiğince genişletilmesi, Sümerbank, Etibank gibi kamu kuruluşları eliyle dokuma ve madencilik sektörlerindeki atılımlar, Nazi baskısından kaçan Alman akademisyenlere kucak açmak gibi başarılı bir pragmatizm örneği vererek gerçekleştirilen üniversite reformu; yetişkinler için Halkevleri, çocuklar için Köy Enstitüleri gibi yaratıcı modeller üreterek yürütülen okuma yazma seferberliklerio dönemde ilerici nitelikler taşıyan ulus-devletlere iyi bir örnektir. Türkiye’nin daha sonraki yıllarda Tunus, Libya, Cezayir, Mısır gibi ülkelere esin kaynağı hatta rol modeli oluşu da bu “örnek olma”nın kanıtlarıdır.
Ancak insanlık ırmağı akmaya devam etti.
20. yüzyılın son çeyreğinde yarı iletkenlerdeki, uydu teknolojisindeki, baş döndürücü bir hızla yürüyen bilişim sektöründeki (bilgisayarlar, bilgi depolama ve paylaşma olanakları) buluşlar gibi devrim nitelikli gelişmeler kapitalizmin kendini yenilemesine, kaybettiği mevzileri yeniden kazanmasına da hizmet etti.
Ardından 20. yüzyıl biterken “Duvar” yıkıldı;Sovyetler Birliği çöktü; sosyalist sistem dağıldı; Arnavutluk tümüyle çöktü, özyönetim modeliyle ilginç bir sosyalizm kuruculuğu deneyen Yugoslavya parçalandı. Ve…
Ve bu ülkelerin tümü de adeta “Tarihin tekerleği geri dönmez” deyişini tekzip edercesine kapitalizme döndü.
Dahası Çin, komünist partisi yönetiminde kapitalizmin vahşi dönemlerini aratmayacak bir kalkınma hamlesine girişti ve sadece nüfusu ile değil ekonomik bağlamda da bir dünya devine dönüştü.
Son ve en zorlu ulusal kurtuluş savaşından zaferle çıkan Vietnam, IMF’nin kapısını çalan yoksul ve kapitalist modeli uygulayan bir ülke oldu.
20. yüzyıl böyle bitti…
* * *
21. yüzyıl başladı ve kapitalizm emperyalizm aşamasından sonraki aşamaya geçti: Küreselleşme !
Sermayenin küreselleşmesini şu anda yaşamaktayız. Onu tanımlamak için uzun paragraflara ihtiyaç olmasa gerek.
Finans (=mali) sermayesi sanayi sermayesinin de önüne geçti ve belirleyici oldu. Dünya borsaları biri kapandığında, ötekinin başladığı 24 saat açık finans merkezlerine dönüştü.Ulus-devletlerin gümrük duvarları birbiri ardına önce delik deşik oldu, sonra fiilen yıkıldı. Sermaye dünya ölçeğinde kısıtsız, sınırsız dörtnala at koşturacak bir özgürlüğe (özgürlük?) kavuştu.
Ulus devletlerin milli şirketleri ardarda uluslararası bankaların, fonların denetlediği ve yönettiği küresel sermaye ile ortaklık yarışına girdiler. Ortaklıktan uzak durmaya çabalayan milli şirketler ya battılar ya zorunlu bağımlılık ilişkileri içinde varlıklarını güç bela sürdürür hale geldiler.
Sanayide, ticarette ve finansta ekonominin başat şirketlerinin milli nitelikleri artık belleklerde bile silikleşti.
(İronik bir örnek: 1970’ler Türkiyesinde işçilerle, köylülerle omuz omuza verip emperyalizme karşı mücadele edecek milliburjuvazi tartışmalarında “Coca Cola’ya karşı Uludağ gazozları” örneği verilirdi.
Uludağ gazozları epeydir uluslararası bir içecek tekelinin elinde…)
* * *
Küreselleşmiş kapitalizm dünyanın hemen her yerinde ulus-devletlerin koruyucu duvarlarını delik deşik ederek, sınırlarını silerek saldırıyor.
Peki sermayenin küresel saldırısına nasıl karşı konulabilir; bu amansız saldırıyla nasıl mücadele edilebilir?
Ulus-devleti pekiştirerek mi ?
Bir ulus-devleti bile olmayan halklar (Mesela Kürtler) bir ulus-devlet kurarak mı halkları küresel sermayenin acımasız saldırısından koruyabilir ?
Türkiye solunun saygın kanatlarının Avrupa Birliği’ne karşı tutumlarını açıklarken “Şirketler Avrupasına karşı emeğin Avrupası” sloganını yüksetmeleri yukarıdaki sorulara verilen anlamlı cevaplardan biridir.
Güney Amerika’da yeniden yükselişe geçen ilerici siyasal hareketlerin iktidara uzanabilenlerinin bu Anakara’daki öteki ilerici ülkelerle ekonomik ve siyasal işbirliklerine, ortaklıklara, dayanışmaya girişmeleri küresel sermaye karşısında alınacak doğru tutumun ipuçlarını taşımıyor mu?
* * *
Biliyorum ulus-devletler varlıklarını sürdürüyorlar. Hatta kimi ülkelerde güçlerini koruyorlar da. Ancak tarihin akışı, insanlığın daha adil, daha haklı bir dünyaya yürüyüşü artık bir zamanlar ilerici olan ulus-devletlerde ve milliyetçi (=ulusalcı) ideolojilerde değil, küresel çapta birbirine değen, dayanışmaya çalışan, ilişkilerini zenginleştiren ve derinleştiren halklarda ete kemiğe bürüneceği bir süreç başladı.
Bunu görmemek, tarihsel bir körlüğe işarettir.
Türkiye için konuşursak…
Yurttaşlarının tümünü Türkolarak tanımlayan Türkiye Cumhuriyeti keşki ulusötesi birliklerin başını çeken bir ülkeye dönüşse.
Mesela Akdeniz Ülkeleri Birliği, Avrupa Birliği, Doğu Akdeniz Ülkeleri Birliği, Karadenize Kıyısı Olan Ülkeler Birliği, Balkan Ülkeleri Birliği, Kafkasya’ya Sınırı olan Ülkeler Birliği, Ortadoğu Ülkeleri Birliği, Asya Ülkeleri Birliği, hatta Aynı Güneşte Çamaşır Kurutan Ülkeler Birliği gibi buluşmaların, halklar arası kısıtsız, sınır engellerine çarpmayan ilişkilerin başını çeken bir ülke olsa.
* * *
Çok çetrefil ve derin bir konuyu iki günlük bir gazete yazısının sınırları içinde ele almaya çalıştım. Değinilen noktaların, altı çizilenlerin eksiklerini görüyorum, biliyorum. Ama yine de meramımı iyi kötü anlattığım umudundayım.
Şimdi bu vurgular ışığında tarih boyunca bir devlet kuramamış, kurması zorbaca engellenmiş Kürtleri bir ulus-devletin çatısı altında toplama hedefini önüne koymuş Barzani çizgisi ile ulus-devlet kurmayı kategorik (=Kesin olarak) reddeden, bunu kendini bağlayacak bir açıklıkla ilan eden BDP/PKK çizgisini karşılaştırın.
İlki için gerçekçi, ikinci için ütopik diyenler çıkacak.
Onları “Ancak bir ütopyası olanlar halkları ileriye, daha adil, daha haklı bir dünyaya taşılyabilirler” diyen “bilge söz” ile cevaplayacağım…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Bunlar iyi günlerimizmiş, çok zor günler geliyor
31.01.2022 - Türkçe yazıldığı gibi okunur (mu?)
29.01.2022 - Eyvah İmamoğlu iyi yaptı; yaşasın İmamoğlu kötü yaptı
28.01.2022 - Sanıklar dün AKP’nin yargısını, iktidarını ve Reisi’ni yargıladılar
18.01.2022 - Safra kesesinin intikamı
17.01.2022 - Boğaziçi’nde bir yıl önce dün, şimdi bugün ve yarın…
3.01.2022 - Diyelim birkaç milyon liram var…
24.12.2021 - Sevinmek varken sövmek…
13.12.2021 - Yine promptersiz konuştu: İstanbul’un sahibi AKP imiş
6.12.2021 - Avrupa Konseyi'nin uzun sürecek sınavı başladı
4.12.2021
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
faruk tuncay
Ne Hitler Almanyası ne de Stalin Rusyası sizden daha içtenpazarlıklısını çıkaramamıştı! Göbels sizin yanınızda bebek kalır.