Demiray ORAL
Bir arkadaşımın sekiz yaşındaki kızı evde ana haber bülteni izlenirken sormuş: “Baba, cezaevinde açlık çekenler ne?”
Arkadaşım anlamamış, daha doğrusu lafın, o yaşta çocuğa yeni başlayanlar için Kürt meselesi noktasına gideceğini düşünüp, “Mahkûm kızım, mahkûm... Hadi sen ödevlerini yap” deyip geçiştirmeye çalışmış.
Küçük kız kısa bir müddet ortadan kaybolmuş.
Arkadaşım bu esnada klasik bir baba tadında, yahu daha çok erken değil mi bu mevzuları anlatmak için diye düşünürken, Google hazretlerine “mahkûm” yazıp cevabını alan kızı geri dönmüş.
Ve şaşkın bir hâlde şöyle yenilemiş sorusunu: “Baba onlar insanmış ama!”
Arkadaşım bunun üzerine, “Tabii insan kızım, yargılandıkları için cezaevindeler. Neden böyle dedin ki sen” deyince şu cevabı almış: “Her akşam sen haberleri izlerken duyuyorum. Açlık grevcileri diyorlar, örgüt üyeleri, eylemciler, teröristler diyorlar da ondan. İnsan olduklarını hiç söylememişlerdi.”
Ana haber bültenlerindeki “şok şok şok!” KJ’sini, “dannn!” efektiyle birlikte babasının gözlerine oturtmayı başardıktan sonra da devam etmiş: “Neden hiç ‘insanlar’ demiyorlar?”
Arkadaşım kızıyla sıkı bir muhabbet yapması gerektiğini idrak edip, dili döndüğünce mevzuu anlatmaya çalışmış.
Vaziyetin şizofrenikliğini bundan iyi özetleyen soru herhalde zor bulunurdu.
Bu memleketin cezaevindeki Kürt vatandaşları anadillerinde eğitim görebilmek, savunma yapabilmek, liderleri olarak gördükleri isme uygulanan tecridin kalkması için 62 gündür açlık grevinde ve her akşamüstü haberlerde onlardan bahsedildiğini duyan çocuk, insan mı yaratık mı nasıl bir tür olduklarını anlayamadığı için soruyor: “Baba, cezaevinde açlık çekenler ne?”
Gerçekten onlara “insanlar” demeye niye hiç dili varmıyor egemen dilin?
Neden olacak, insana benzetirsek onlara hak vermekten korkuyoruz da onun için.
Geçtim “insan” demeyi, “durumları gayet iyi, düzenli olarak vitamin, tuz, şeker ve limon veriliyor, kilo kayıpları sürekli ölçülüyor, ortalama kilo kaybı 7 – 10 arasında” biçiminde adeta sağlıklı diyet yapıyorlarmış misali resmî açıklamalar dinliyoruz.
Bazı cezaevlerindeki açlık grevcileri “bilinç kaybı başlasa bile tıbbi müdahale istemiyorum” diye idareye dilekçe veriyorlar ama yine de televizyonlarda “örgüt talimatıyla ölüme yattılar” piyesi arkası yarın tadında her gece sürüyor.
Oysa bir gün arkası yarın olmayacak.
Arkası zifiri karanlık olacak, herkes için.
Onun için nasıl yazılır bilmediğim, bilmek de istemediğim Bruneyi midir neresidir, en son veletlik senelerimde Mandrake okurken adını duyduğum o sultanlıktan bir an evvel gelir diye dua ediyorum devlet büyüğümüz.
Çünkü o küçük kızın “basit” sorusu vesilesiyle bütün büyüklere “büyük” gerçeği bir kez daha hatırlatırım ki, cezaevinde açlık çekenler insan.
Özrü kabahatinden bahtsız
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan ile birlikte siyasi literatüre adını yazdırdığı “bahtsız bedevi – kutup ayısı” polemiği hakkında izahat yapmış.
Vatan yazarı Mustafa Mutlu’nun sorusuna şöyle cevap vermiş: “Ne yazık ki Başbakan’a, onun kullandığı dille yanıt vermek zorunda kaldım. Bunun için gerçekten üzgünüm. Entelektüel bir dille de yanıt verebilirdim. Ama emin olun, o bundan anlamaz. Benim de siyasetteki düzey düşüklüğüne tahammülüm yok. Ama yanıt vermediğim takdirde, kendi tabanımın haklı tepkisine karşı duramam.”
Şimdi bu izahattan ne anlıyoruz ey ahali?
Biiir: Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın “bahtsız bedevi” benzetmesine entelektüel bir dille cevap verebilecekken “bahtsız bedevi asıl sensin, çöllerde sen geziyorsun, kutup ayılarına dikkat et” demeyi seçmiş, çünkü diyor ki “ama emin olun, o bundan anlamaz”.
Şimdi bu tesbiti unutmayarak devam ediyoruz.
İkiii: Aslında Kılıçdaroğlu’nun da siyasette düzey düşüklüğüne tahammülü yokmuş ama bu yanıtı vermediği takdirde kendi tabanının haklı tepkisine karşı duramazmış.
Peki, bu ne demek? Şu demek, eğer Kılıçdaroğlu düzeyi düşürmeden bir cevap verirse CHP tabanının buna haklı olarak büyük tepki göstereceğini düşünüyor demek.
Yani Başbakan ile CHP tabanını “seviye düşüklüğü” hususunda aynı gerekçe ile eşitliyor Kılıçdaroğlu. Başbakan ona entelektüel tepki göstersem anlamazdı ve CHP tabanı da bu cevabı vermesem büyük tepki gösterirdi diyerek.
Hadi Başbakan’ı geçtim, zaten birbirlerine söylenebilecek daha ağır bir laf kalmadı ama CHP tabanının“özrü kabahatinden bahtsız” bu sözlere “haklı tepkisini” merakla bekliyorum.
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013