Elif ÇAKIR
Otuz altı gün boyunca İstanbul seçimlerini sonuçlandırmayan YSK, otuz altı gün sonra hukuk kurallarını ve geçmiş yerleşik içtihatlarını yok sayarak verdiği “iptal kararını” kamuoyunun karşısına çıkıp açıklayamadı.
Türkiye, İstanbul seçimlerinin “sadece” Belediye Başkanlığı kısmının yenileneceğini de, yeniden seçim tarihini de, Cumhur İttifakı’nın YSK temsilcilerinin tweetleriyle öğrendi.
Baştan söylemeliyim ki asıl şaşırtıcı olan haftalardır hukukun gereğini yapmaktan kaçınan dahası eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın ifadesi ile bu süreçte “şu da vardı, bu da vardı” diyerek “işin doğasının” bozulmasını sağlayan YSK’nın, Cumhur İttifakı’nın “seçimler yenilensin” talebini reddetmesi olurdu.
***
2 Nisan’da AK Parti İstanbul İl başkanı Bayram Şenocak’ın “Binali Yıldırım’a verilen 2.675 oy, ilçe seçim kurullarında memurlar tarafından bilgisayara geçirilirken sıfırlanmıştır” açıklamasıyla başlayan, Anadolu Ajansı’nın 5 Mayıs’ta servis ettiği “41 sandık kurulu yetkilisinin Bank Asya’ya para yatırdığı tespit edildi” haberine kadar uzayan bir süreç nasıl sonuçlanabilirdi ki diyorsunuz değil mi?
Durum ne olursa olsun, hukuk, adalet galip gelebilirdi...
Bu oldukça zordu ama mümkündü...
Görevleri hukukun üstünlüğünü sağlamak ve adaletle hükmetmek olan yüksek yargıçlar, yaşadıkları tüm sıkıntılı sürece rağmen, demokrasi tarihimizin en değerli kazanımının tahribat görmesini engelleyebilirler ve bu ülkenin insanlarına “Orada hakimler var” dedirtebilirlerdi.
Ve bütün bunlar yaşanmayabilir, gerçekten de 1 Nisan gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği gibi “demokrasi mücadelesi budur” denilip, seçimler geride bırakılabilirdi.
Ülkemizin saygın hukukçularının, aydınlarının haftalardır “hukuka dönün” çağrılarına kapı duvar olan YSK, otuz altı gün sonra “bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı olarak oluşturulduğu” gerekçesiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine karar verdi.
Yani diyor ki YSK, bazı sandık başkanları ile sandık başkanı yardımcılarının kamu görevlisi olma zorunluluğu hükmüne uyulmamış ve durum seçimin sonucunu etkilemiştir.
YSK’nın bu kararını değerlendirmek için hukukçu olmaya gerek yok, normal bir vatandaşın dahi neresinden tutsa elinde kalacağı bir karar.
Sandık kurullarının ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulmuşsa eğer, bu durumda İstanbul seçimlerinin komple yenilenmesi gerekmiyor mu?
Bu nasıl bir çelişkidir...
YSK bu kararıyla diyor ki: Oy zarfının içindeki dört oy pusulasından Belediye Meclisine verilen oy helal, İlçe Belediye Başkanına verilen oy helal, ancak aynı zarfın içindeki Büyükşehir Belediye Başkanına verilen oy pusulaları murdar edildi.
Yani YSK bu kararıyla diyor ki, o yüzden İstanbul seçimlerinin sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı kısmı yenilenmesine karar verdik.
Mozambik’te bile bu kadar çelişkili, hukuken tartışmalı bir karara imza atılamaz...
Gelelim YSK’nın asıl tartışmalı olan kendi kararını yok saydığı, sandık kurullarının usulsüz oluşturulduğu gerekçesine.
YSK’nın, sandık kurullarının usulsüz oluşturduğu gerekçesiyle ilgili olarak yapılacak itirazların kendisini bağlayıcı nitelikte verdiği kararları var. Nitekim, 2 Mart 2019 tarihinden sonra siyasi partilerin sandık kurullarına yapacakları itirazları kabul etmeyeceği yönündeki kararı şöyle:
“Sandık Kurulları’nın teşkiline dair itirazlar 2 Mart tarihinde kesin olarak karara bağlanmış olması nedeniyle tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine.” (Karar n.3469)
Gördünüz mü?
YSK bu kararıyla diyor ki, sandık kurullarının oluşumuna dair bir itirazısınız var ise, bir hukuksuzluk olduğunu düşünüyorsanız 2 Mart 2019’a kadar itiraz hakkınız var. 2 Mart 2019 tarihinden sonra sandık kurullarının oluşumuna itirazlar kabul edilmeyecektir.
Daha net anlatalım. Sandık kurullarının kimlerden oluşturulacağı 298 sayılı Kanun’da yazıyor. Sandık Kurulu Başkanının ve Sandık Kurulu memur üyesi Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenir. Yani valilerden, kaymakamlardan o ilde görev yapan devlet memurlarının isimlerini ister ve sorunlu olmayanların sandık kurulunda görev almasına karar verir.
Yani kamu görevlisi olması gereken sandık kurulu başkanı ve sandık kurulu başkan yardımcısının kamu görevlisi olmaması kimin hatasıdır? Kamu görevlisi olmayan ya da kamuda görev alması yasak olan onlarca isim sandık kurullarında yer aldıysa bunun sorumlusu YSK değil midir?
YSK diyor ki, sandık kurullarının usulsüz, kanunsuz oluştuğuna dair itirazlarınız var ise 2 Mart’a kadar itirazlarınızı yapın, 2 Mart tarihi itirazlar için son gün. O tarihten itibaren yapılacak itirazlar kabul edilmeyecektir.
Yani bu karar, aynı zamanda sandık kurulları nedeniyle seçim iptal edilemez anlamına gelmiyor mu?
YSK verdiği iptal kararının gerekçesinde bu durumu nasıl izah edeceğini merakla bekliyor olacağım.
İşte tam bu sebeplerle YSK’nın ülke içinde de ülke dışında da İstanbul seçimlerini iptal ederken hukuki değil siyasi karar verdiği algısı güçlenecektir.
Yeri gelmişken, Bangalor Yargı Etiği İlkeleri’ni hatırlamakta fayda var. Şöyle diyordu:
“Hakimin hal ve davranış tarzı, yargının doğruluğuna ve tutarlılığına ilişkin inancı kuvvetlendirici olmalıdır: Adaletin gerçek anlamda sağlanması kadar gerçekleştirildiğinin görüntü olarak sağlanması da önemlidir.”
***
Peki bu sürece nasıl gelindi? Galiba şöyle...
Hatırlayacaksınız AK Parti, 2 Nisan tarihinde İstanbul’un tamamında “geçersiz oyların yeniden sayılması” müracaatta bulunmuştu. Yedi ilçenin seçim kurulu geçersiz oyların yeniden sayılmasına karar verdi. Bir kaç ilçe hemen sayıma başlamıştı. Mesela Beyoğlu gibi bazı İlçe Seçim Kurulları “soyut iddia dışında hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadığı” gerekçesiyle AK Parti’nin talebini reddetmişti. (2 Nisan)
İl Seçim Kurulu, CHP’nin “İlçe Seçim Kurullarınca geçersiz oyların sayımına karar verildiği, bu sayım kararlarının hukuksuz olduğu” gerekçesiyle yaptığı başvurusunu haklı bularak “esastan inceleyeceğim, sayım yapılmasın” kararı vermişti. (2 Nisan)
AK Parti, akabinde tedbir kararının kaldırılması için YSK’ya başvurdu. YSK o gece olağanüstü toplanarak İl Seçim Kurulu’nun verdiği tedbir kararını kaldırdı. (3 Nisan)
YSK, İl Seçim Kurulunun vermiş olduğu “tedbir kararını” kaldırmamış olsaydı... Sanırım süreç buralara gelmezdi.
Bugüne kadar delil toplamayan YSK delil topladı. Sandık kurullarına, sandığınızda kısıtlı seçmen var mı araştırın bakalım dedi. YSK, sandık kurullarına, sandıklarda akıl hastası, mahkum, ölü seçmen arattı.
Geçmiş kararlarıyla çelişerek, sandık kurullarının nasıl oluştuğuna dair ara kararlar verdi.
YSK bir anlamda, soyut iddiaların, somut delilleri bulunsun diye bekledi.
Bütün bunlar yaşanmışken, YSK’nın İstanbul seçimlerini iptal etmemesi beklenebilir miydi.
Hal böyle iken şimdi de YSK’nın verdiği karara saygı duyulması isteniyor...
YSK kararını ülkenin saygın hukukçuları da eleştiriyor. Temennim şu ki, 23 Haziran’da bari düzgün bir seçim yapılsın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025