Elif ÇAKIR
Berat Albayrak 10 Temmuz 2018 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanı oldu. O gün dolar 4.43 liraydı, bu satırlar yazılırken dolar 7.33 lira olmuştu.
Dolar karşısında TL’nin bu eriyişi aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ekonomiyi nasıl etkilediğinin de somut bir göstergesidir.
Zira yeni sistemin ülkeyi uçuracağı söylenirken, maalesef uçan dolar oldu, uçan enflasyon oranları oldu, uçan işsizlik rakamları oldu…
Günlerce suskun kalan ekonomi bakanının neler söyleyeceği kamuoyunda haklı olarak merakla bekleniyordu.
Nitekim Bakan Albayrak günlerce süren sessizlikten sonra CNN Türk’te Tarafsız Bölge programına çıktı. Ahmet Hakan’ın “Ben ekonomiden çok anlamam ama dolar yükselince endişeleniyorum, kur yükselince telaşlanıyorum. Eyvah diyorum her şey pahalanacak, ülkemizin ekonomisi kötüye gidecek. Endişelenmeli miyiz?” sorusunu “şu efsane soruyla” yanıtladı:
“Birincisi şunu sorayım siz dolarla mı maaş alıyorsunuz, dolar borcunuz mu var? Dolarla bir işiniz mi var?” (12 Ağustos)
Cevaptaki özgüveni, aldırmazlığı, umursamazlığı, rahatlığı görüyor musunuz?
Böylesi bir cevap karşısında kim ne diyebilir ki? Asıl ABD tedirgin olsun; onların dolarlarını umursamadığımız için! Ülkemizin bütün vatandaşları da gönül rahatlığı ile yaslansınlar arkalarına, kurulsunlar koltuklarına, keyiflerine baksınlar; sonuçta ülkemizde maaşlar dolarla mı ödeniyor?!
Bakan Albayrak’ın kurduğu denklem şahane, mantık olağanüstü muhteşem. Bu cevap Guinness Rekorlar kitabına girer mi girer!. Hatta eğer Nobel Ödülleri arasında siyasetçilerin verdiği “ülke sorunları karşısında en efsane cevap veren politikacı” ödülü olsaydı, kesin bu cevap ödül de alırdı.
Hatırlarsanız, iktidara yakın medyanın dahiyane kanaat önderi yazarlarından biri dolar 3.30 olduğunda şöyle demişti: “Dolar 3.30 olmuş. Olsun. Bize ne elâlemin parasından. Amerika düşünsün.” (14 Kasım 2016)
Mevzunun hiç komik ve öyle şakaya gelir yanının olmadığının farkındayım. Keşke devleti yönetenlerde bunun farkında olabilselerdi.
Bütün vatandaşları hayati derecede ilgilendiren ‘kur artışıyla’ ilgili soru soran gazeteciye gülerek “Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?” diye sormak yerine, TL’deki eriyişin sebeplerini ve paramızın nasıl kıymetleneceğini anlatması gerekmez miydi? Devleti yönetenlerin, vatandaşın kendisini güvende hissetmesini sağlayacak çözümler sunması gerekmez miydi?
***
Sonuçta ülkenin ekonomisini uçuracağını vaat ettikleri bir hükümet sisteminin sahipleri. Meydanlarda bu hükümet sisteminin “Türkiye’nin gücüne güç katacağını, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin AK Parti’nin en büyük eseri” olacağını kendileri söylediler.
İşsizlik bitecek dediler. Türkiye istikrara kavuşacak dediler.
Meclis güçlenecek dediler.
24 Haziran seçimlerinden tam 5 gün önce Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan bu sisteme şu sözlerle destek istemişti:
“Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyecek şeyler değil. Siz 24 Haziran’da bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu kurlarla, dövizlerle, bu faizlerle nasıl uğraşılırmış göreceksiniz. Bu kurun belini kıracağız.” (19 Haziran 2018)
Sayın Erdoğan bunları söylerken, verin yetkiyi derken dolar 4.40’lardaydı. İstediği yetki verildi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildi. Ama bugün dolar 7.33’lerde. Tırmanmaya devam ediyor. Nerede duracağı belli değil.
***
Ve 80 milyonun gözünün önünde sorulan “Dolar neden yükseliyor, endişe etmeli miyiz?” sorusuna verilen cevap “Dolarla mı maaş alıyorsunuz, dolarla işiniz mi var, dolarla borcunuz var?” oluyor.
İki yıldır Türkiye, CB hükümet sistemiyle yönetiliyor. AK Parti hükümeti CB hükümet sisteminin ekonomide yarattığı başarıya dair bir şey söylemiyor.
Sizin de dikkatinizi çekiyordur elbette, Cumhurbaşkanı Erdoğan son iki yıldır sürekli “IMF’in vakti zamanında Türkiye’den 5 milyar dolar borç” istediğini, kendisinin de dönemin ekonomi bakanına “istedikleri borç miktarını verin” talimatı verdiğini ancak “IMF’in vazgeçtiğini” söylüyor.
Sayın Erdoğan’ın IMF’in Türkiye’den borç istediğini söylediği tarih 2013. Üzerinden tam 7 yıl geçmiş.
***
Doğruya doğru, AK Parti 2002’de borç batağında olan, bankalarının yarısı batmış, enflasyon oranları üç basamaklı hanelere yükselmiş, IMF’den tarihindeki en büyük borcu almış bir ülkenin yönetimini devralmıştı.
Ekonomik ve siyasi istikrarı sağlayacak reform niteliğinde attıkları adımlar sayesinde Türkiye’yi düzlüğe de çıkartmışlardı. Adalet, demokrasi, temel hak ve özgürlük alanlarında reformlar yapılmış, ekonomi iyileşmişti.
Nitekim bu başarılı adımlar sayesinde Türkiye ihracatını artırdı. Kredi notları yükseldi. Avrupa Birliği’ne üyelik süreci başlatıldı. İyi yerlere de gelindi.
Türkiye IMF olan borcunu kapattı. Evet, AK Parti iktidarı ülkemizi IMF’in borç isteyeceği bir seviyeye de getirmişti.
***
Ama ya bugün?
Ekonomik krizin etkileri her geçen gün daha da derinleşiyor. Kur artışları durdurulamıyor. Neredeyse her evde bir işsiz var. Marketler ateş pahası.
Ülkenin ekonomi bakanı çıkıyor ve “Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?” diyor.
Doğru. Vatandaş maaşını dolarla almıyor, ama devlet buğdayı, mısırı, fasulyeyi ve daha pek çok tarım ürününü dolarla ithal ediyor. Dolayısıyla vatandaşın yerdeki sofrası, ocaktaki tenceresi de bundan etkileniyor.
Yani vatandaş Türk lirası ile maaş alıyor ama doların artışı da maaşını, alım gücünü eritiyor
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024