Fehmi KORU
İstanbul’un Taksim Meydanı yeniden düzenleniyor: Trafik yerin altına verildi; bunun için giriş-çıkış yolları tamamen değişti. ‘Gezi Parkı’ adını taşıyan meydana hemen bitişik bir boş alan var, sıra oranın düzenlenmesine geldi.
Ve kıyamet koptu.
Günlerden beri protestolar devam ediyor, kolay kolay yatışacağa da benzemiyor. Alanda gece-gündüz nöbet tutanlar iş makinalarının çalışmasına izin vermiyor. Polis müdahale ettiğinde —hep bildiğimiz üzere kitlelere copla ve biber gazıyla müdahale ediyor polis— Gezi Parkı savaş alanına dönüyor... Gazdan etkilenip ağlayanlar, kaşı gözü patlayanlar hiç de hoş olmayan bir manzara teşkil ediyor.
Eminim, kendi kullandıkları zehir gazından polisler de etkileniyor, copa karşı atılan taşlardan onların da kafası yarılıyordur.
Coplar, taşlar benim kafama inmiyor alandan uzak durduğum için; ancak yaralananlar arasında dostlarım var. “Ha ben yaralanmışım, ha onlar” diyeceğim kadar yakın dostlarım...
Biliyorum, bazılarınızın içinden “Onlar da oraya gitmeseydi” veya “Ne işleri varmış protestolarla” düşüncesi geçiyordur. Gazetelere ve Tv ekranlarına da yansıyor bu tür düşünceler... Ancak, ‘uygarlık’ile ‘demokrasi’nin at başı gittiği her ortamda farklı düşünenler de olur ve bazen protestoların sokaklara taşması da gerekebilir.
Yazdığım gerçeği bugün öğrenmiş değilim; 17 yaşımdan beri, her devirde amacı ve biçimi değişse bile, çeşitli protesto eylemlerine katılmış biri olarak bunu yazıyorum. O eylemlerde yanı başımda gördüğüm bazıları bugün devletin önemli koltuklarında oturuyor; onlar da, gençliklerinde içinde bulundukları örgütlerde, sonraları ise siyasi kimlikleriyle iktidarların yanlış olduğuna inandıkları kararlarını protesto etmek için sokağa dökülmüşlerdi.
İçlerinde sırtlarında cop paralananlar, gözyaşartıcı bombalara muhatap olanlar da vardı mutlaka...
Polis her devirde protestocuların üzerine aynı tarzda gider...
Günümüzün polisi, gençliğimizde bizlerin karşısına çıkanlardan farklı olarak, daha eğitimli yetiştikleri okullarda ‘insan hakları’ dersleri alıyor, kitlesel eylemlerle kimseye zarar vermeden nasıl baş edeceklerini öğreniyorlar...
Ya da ben öyle sanıyordum; İstanbul’un göbeğinde görünen manzara o zannıma uygun değil çünkü...
Değişik tavrı yine de siyasilerden ve kentin yerel yöneticilerinden beklerim ben... Gençliklerinde yanlışlıkları protesto için eylemlere katılmış, sırtında coplar parçalanmış olanlardan...
Ortalıkta protesto edilecek ne mi var? Protestocuların iddia ettiği gibi, Taksim’in ortasına, bir AVM ve çok sayıda rezidans yapılmayacak mı? Öyleyse neden “Biz karar verdik, yapacağız” keskinliğinde konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, hoş olmayan görüntüleri bir çırpıda değiştirecek, değişmediği taktirde protestoculara her geçen saatte artan sempatiyi tersine çevirecek kesin bir açıklama yapmıyor?
İstanbul’u çok sevdiği bilinen bir kadronun böyle bir plana ‘Evet’ diyebileceğini düşünmek delilik; hem sonra halkıyla inatlaşmayı —haklı olsa bile— tercih etmeyecek bir kadro bu...
Ben mi ne düşünüyorum? Vaktiyle protestolara katılmama bakmayın, sokak hareketlerinden, daha doğrusu o hareketlerin yol açtığı uğursuz sonuçlardan endişe ederim ben...
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025