Fehmi KORU
Galiba sorunumuz Türkçe...
Türkçe anadilimiz, onunla konuşup hislerimizi onunla yazıya döküyoruz, ama dilin incelikleri konusunda yeterince hassas davranmıyoruz. Bu yüzden de söylenenleri doğru anlamakta zorlanıyoruz.
Örnek mi? Yüzlerce... Ancak en önemli anlama özürü, geçen hafta Suriye ve Mısır’dan gelen kitle kıyımı haberleri üzerine, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez’in sarf ettiği bir cümleye verilen tepki...
Dediği şu Prof. Görmez’in: “Kadına karşı şiddetle uğraşacağınıza önce insanlığa karşı şiddeti önleyin...”
Ne demek istediğinde herhangi bir kuşkunuz olabilir mi? Hayır, onlarca farklı biçimde ifade etseniz de, meramı hep aynı noktaya çıkıyor: “Şu sırada konuyu daraltmanın ne âlemi var; önce günümüzde meydana gelmekte olan toplu kıyımlara hep birlikte karşı çıkalım...”
Yoksa kadına karşı şiddeti hoş gördüğü biçiminde yorumlanabilecek bir cümle değil o...
Bir an için öyle olduğunu varsayalım. Varsayalım ki, cümle, kadına şiddeti hafife alır biçimde yorumlanmaya da müsait; kadın haklarıyla ilgilenen bir derneğin, sözün sahibinin Diyanet İşleri Başkanı olduğunu düşünerek, “Herhalde böyle demek istememiştir” sonucunu çıkarması gerekmez mi?
Hadi, Diyanet kurumuna karşı ‘önyargılı’ olduğunu da düşünelim tepki veren derneğin, yine de önce Prof. Mehmet Görmez’in ‘kadın hakları’ konusunda vaktiyle neler söylediğine dair küçük bir araştırma yapması gerekmez mi?
Üstelik adında ‘araştırma’ iddiası da yer alıyor derneğin...
“Çağrısını şiddetle kınıyoruz” demiş gazeteye verdiği ilânda Kadın Araştırmaları Derneği...
İyi de kınanacak ne var o çağrıda?
Günümüz, maalesef, insanın insana reva gördüğü vahşetin en acımasızlarına tanık oluyor. Toplu öldürmeler yanında her gün gazetelerin üçüncü sayfalarını mezbaha ilânına döndüren bireysel vahşetler de söz konusu...
Vahşetten en fazla nasibini alanlar, hiç kuşkusuz, kadınlar...
İç-savaşlar sırasında, orantısız güç kullanan devlet birimleri saldırdığında, en korunmasız onlar olduğu için, önce çocuklar, sonra da kadınlar hedef seçiliyor...
Kocalar eşlerini, eski-eşlerini; ailenin diğer bireyleri kızlarını, kardeşlerini, ablalarını; erkekler kendilerine eskisi kadar yüz vermeyen, ayrılmak isteyen ‘sevgililerini’ en hunhar biçimde dövüyor, öldürüyor...
Kadına dönük şiddetin yok olmasını gerçekten isteyenler, bu alanda en büyük yardımı, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan görebilirler. Görüyorlar da... Anma haftalarını beklemeden, şiddetin fâillerine en kahredici çıkışları, muhtemel fâillere de en etkili önleyici tavsiyeleri Diyanet yapmakta... Prof. Görmez’in bu alanda olağanüstü çarpıcı sözler söylediği biliniyor.
Bir gün, hani tek bir gün, kadın davası güdenler, hiç bir şart ileri sürmeden kendileriyle dayanışmaya koşan dindarların hassasiyetlerine sahip çıksalar ne olur sanki?
“Başkan haklı, bugün dünyanın her tarafında devlet şiddetine maruz kalan erkek-kadın herkesle dayanışma günü, şiddete başvuran devletleri ve liderlerini bizler de kınıyoruz” deseler dilleri mi eskir?
Yoksa sorun Türkçe’yi anlama sorunu değil de, bu anlayışsızlıkta daha derin sebepler mi var?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025