Fehmi KORU

Halkı tanıyan kazandı, tanımayan kaybetti
16.06.2011
1905

Seçimi çoktan geride bıraktık, ama sonuçlarına dönük değerlendirmelerin ardı arkası kesilmiyor.

 

Ak Parti'nin başarısının sebepleri araştırılıyor. CHP ile MHP'nin aldıkları oyların 'zafer mi yoksa hezimet mi?' sayılması üzerine sayfalar dolusu yorumlar yapılıyor.

Hepsi önemli, hepsi olanı anlamaya yardımcı değerlendirmeler...

Partilerin kampanyalarının etkisi, liderlerin performansı, vaatler, inandırıcılık gibi konular, üzerlerinde durulmayı hak ediyor gerçekten; ancak konuya bir de halk açısından yaklaşmakta yarar var.

Halkımız, 12 Haziran günü, kanaatini değiştirmek için pompalanan korkulardan hiç etkilenmeyerek girdi seçmen kabinine ve oradan kendine güveni daha da artarak çıktı. Aslında bütün diğer unsurlar yanında bundan sonra yapılacak seçimlerde kendimize 'müşir' seçmemiz gereken nokta budur.

Yapılan bir araştırma, Ak Partili seçmenin yüzde 85'inin 12 Haziran'dan tam iki ay önce partisine oy vermeyi kararlaştırdığını gösteriyor; aradan geçen sürede rakip partilerin bütün çabalarına rağmen tavrını değiştirmedi Ak Partili seçmen...

Aynı tespit şöyle de ifade edilebilir: Rakip partiler Ak Parti'ye oy verecek seçmenin kanaatini değiştirmede başarısız oldu.

Neden acaba?

Bu soruya doğru cevap verebilmek için öncelikle Ak Parti'nin hitap ettiği kitlenin hangi konularda hassasiyet gösterdiğine bakmalıyız. Özgürlükler konusunda titiz bir kitle bu. Din ve vicdan özgürlüğüne, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygılı, demokrasiye ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan, bulduğuyla yetinmeyip daha fazlası için olağanüstü çaba gösteren, tarihi referanslara değer veren ve ülkesinin dünya siyasetinde daha etkin olmasını arzulayan bir kitle...

Yurtdışında yaşayan yüzbinlerce vatandaş onca masrafa ve zahmete katlanıp oy kullanmaya bundan koştu işte.

Muhatabına "Recep Bey" diye hitap ederken CHP lideri, bu hitabından ne gibi bir aşağılayıcı anlam çıkarılmasını bekliyordu, bilmiyorum; ya da "Dişlerini sökeceğim" tehdidinin nasıl algılandığını sanıyordu... MHP liderinin çıktığı kürsülerde neler söylediğini ise emin olun unuttum; görüntülerinden hafızamda yalnızca 'benim ülkemi yönetemeyecek bir politikacı' imajı kaldı...

Siyasette 'negatif propaganda'ya da yer var kuşkusuz; ancak bir noktaya kadar ve söylenenle algılanan arasında bir çelişki doğurmuyorsa... CHP kantarın topuzunu kaçırarak Ak Parti seçmenini partisine biraz daha bağlı hale getirdi. MHP ise, "Alın verdikleri yardımı, atın tokadı" teklifinin sempati doğuracağını sanmış olmalı; oysa o sloganın tekrarlandığı mitinglerden akıllarda Ak Parti'nin 'garip guraba'ya sosyal yardım yaptığının izi kaldı.

CHP ve MHP liderleri çok çalıştılar, ancak çalışmalarının oturduğu siyasi zemin ile alanlara taşıdıkları tezler yanlıştı; sonuçta her yaptıklarıyla, Ak Parti'ye oy vermeyi iki ay önceden kafaya koyan seçmene kararlarının haklı olduğunu düşündürdüler...

Henüz fark etmediklerini sandığım bir gerçeği daha hatırlatayım: Son seçimde yaptıkları yanlışlarla, muhalefet partileri, kendilerine oy vermiş seçmeni bundan sonraki seçimler için birer 'potansiyel Ak Parti seçmeni' haline dönüştürdüler.

İşin özü şu: Halkını tanıyan parti kazandı, tanımayanlar kaybetti.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar