Hasan CEMAL
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın meydanlarda TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes’e çatan -ve nezaketten tümüyle yoksun- sözlerini okurken bir kenara not aldım.
Erdoğan malum Erdoğan!
Eleştiriye tahammülsüz...
Sadece kendi sesini seven...
‘Çatlak ses’ten nefret eden...
Kendisinden farklı olanı sevmeyen...
Hayata ve dünyaya yalnızca kendi penceresinden bakılması için bastıran...
Bunun için de, devlet ve toplum düzenini otoriter çizgiler içinde yeniden dönüştürmeye dönük demokrasi karşıtı adımlar atan...
Fena halde kibirli...
Güç zehirlenmesi içindeki bir Erdoğan...
Saray’daki Sultan böyle, bu saatten sonra değişmesi de beklenmiyor.
Peki, TÜSİAD Başkanı’na neden bu kadar kızdı?
İş dünyasının en büyük örgütünü ‘haddini bilmezlik’le suçlayacak kadar kendinden geçti?
TÜSİAD Başkanı’nın eleştirisi
Erdoğan’ı kızdırdı
Bu sorunun yanıtı, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes’in Türkiye’de enflasyonu ele alan geçen cuma günkü konuşmasında yatıyor.
Bazı cümlelerin altını çiziyorum:
Türkiye’de enflasyon yükseldi.
Enflasyonla mücadelede başarısız kalındı.
AB hedefi belirsizleşti.
Hukuk devleti zayıfladı.
Yargıya güven azaldı.
Yapısal reformlarda zaman kaybı var.
Kalkınma politikalarında zaman kaybı var.
Büyüme yavaşlarken yatırımlar azalıyor.
TÜSİAD Başkanı, geçmişin ‘enflasyon belası’ndan söz ederken şu uyarıları yapıyor:
(1) “Hepimiz şunu biliyoruz, iş dünyası açısından enflasyon düşük ve tahmin edilebilir olduğu sürece zararsız bir değişkendir.”
(2) “Enflasyon ile ilgili hafızalarımız çok canlı. Enflasyonu büyümenin önünde bir engel, ülke itibarını bozan bir değişken olarak bir defa daha yaşamak istemiyoruz.”
(3) “Bugün, özellikle 2000-2006 döneminde tüm toplum kesimlerinin sorumluluk alarak, maliyetler üstlenerek oluşmasına katkı sağladığı huzur ve istikrar ortamı ile ilgili kaygılarımız olduğunu belirtmek isterim.”
(4) “Her boyutta Avrupa Birliği normlarına yaklaştırdığımızTürkiye hikâyesi maalesef bir süredir zarar görmektedir.”
Ekonomi ile demokrasi ve hukukun ilişkisi
TÜSİAD Başkanı’nın bir başka uyarısı, ekonomik performansla demokrasi ve hukuk devleti arasındaki bağla ilgili.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın son birkaç yıldır her vesileyle vurguladığı bu ilişki konusunda TÜSİAD Başkanı, ‘Çin modeli’ne de değinerek şunları söylüyor:
“Hepimiz çok iyi anlamalıyız ki, ekonomik performans, demokratik standartlar, kurumlar,hukuk devleti olguları bir bütünün parçasıdır.
Son yıllara kadar Çin örneği üzerinden, demokrasi ve ekonomik büyüme arasında güçlü bir ilişki olmadığına dair akademik çalışmalar ve politika tartışmaları vardı.
Ancak, başta dünyanın önde gelen iktisatçılarındanDaron Acemoğlu’nun çalışmaları olmak üzere, yakın zamanda yayımlanan birçok akademik çalışma bizedemokrasi ve ekonomik büyüme arasında çok güçlü bir pozitif ilişki olduğunu gösteriyor.
Bu çalışmalar, demokrasinin ekonomik büyümeyi artırdığını ortaya koyuyor.
Özetle, alakart menü seçeneğimiz yok.
Bu olguların hepsine aynı anda ulaşmalıyız.
Üstelik bunu başardığımız dönemler de oldu.
Avrupa Birliği ivmesini yakaladığımız, reform dinamiğini çok iyi yönettiğimiz iyi politika ve uygulama örneklerini yeniden canlandırıp ülkedeolumlu bir atmosferi oluşturmalıyız.
TÜSİAD Başkanı böyle diyor.
Uyarı ve eleştirilerinde isabet var.
Özellikle ekonomik performansla demokrasi ve hukuk devletiarasındaki güçlü ilişkiye dönük uyarı son derece yerinde…
“Alakart menü seçeneğimiz yok!” gerçekten.
Demokrasi ve hukuk devleti sularından gitgide uzaklaşan bir Türkiye’nin, ‘Avrupa Birliği normları’nı her geçen gün boşlayan bir Türkiye’nin ekonomide istikrarı yakalaması hayaldir.
Erdoğan’ın yanıtı: Haddini bilmezler
TÜSİAD Başkanı’nın bu ciddi ve seviyeli değerlendirmelerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanıtına gelince, bilinmekte:
“Haddini bilmezler!”
Şaşırtıcı değil.
Daha önceki TÜSİAD başkanlarını hukuk devleti istedikleri için ‘vatan hainliği’yle suçlayabilen, faizi düşürmeyen Merkez Bankası Başkanı’na satılmış diyebilen, ifade özgürlüğü konusunda kararlar veren Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın ihanet içinde olduğunu söyleyebilen bir Tayyip Erdoğan’dan başka ne beklenirdi ki.
Son söz:
Demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda haddini bilmeyenlere, haddini aşanlara hadlerinin bildirileceği günler, inşallah, bu memlekette de bir gün gelecek.
.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024