Hasan CEMAL
Varto’da çatışmada vurulan Kürt kızı Kevser’in, çırılçıplak soyulup sokakta teşhir edilen cansız bedenini görmeyenler…
Göstermeyenler…
Ne oluyoruz diye Varto’ya koşturmayanlar…
Topunuza lanet olsun!
Ne mevkiiniz, ne partiniz, ne siyasetiniz umurumda!
Kevser’in sokakta sürüklenen, yetmezmiş gibi bir de medyaya servis edilen çıplak bedeninden hepiniz sorumlusunuz.
Belli ki daha yüksek, çok yüksek bir ses…
Milyonların, gerilla Kevser’le er Barış’ı aynı çığlıkta birleştirecek, aynı sevgiyle sarıp sarmalayacak sesi gerekiyor, kirli siyasetçilerin, savaş baronlarının ve silaha tapanların gücünü kırmak için…
Umut var mı, bilmiyorum.
Yaşı 70 civarında olan barışçılar seslenmiştik topluma:
“Barışı görmeden ölmek istemiyoruz!”
Artık barışı, huzuru, insanlığa dönüşü görebileceğimize inanmıyorum.
Umudumuzu öldürenlere, geleceğimizi karartanlara lanet okuyorum, çaresizce.
Ve bu çaresizlikten utanıyorum, kahroluyorum.
Oya Baydar’ın çığlığı bu.
Bu çığlığın acısını sevgili Oya’nın yazısını okurken iliklerime kadar hissettim.
Kürt kızı Kevser’in, çırılçıplak soyulup sokakta teşhir edilen o cansız bedeninin fotoğrafları bir kez daha gözümün önüne geldi.
İnsanlığımdan utandım.
Ve savaşa bir kez daha lanet ettim.
Tekrar vurguluyorum.
Saray’daki Sultan bu ülkede barış değil savaş istiyor.
Çünkü ‘barış’tan korkuyor.
Barış olursa, iktidarını kaybedeceğini adı gibi biliyor.
Barış olursa, yolsuzluk ve rüşvet dosyalarının açılacağını adı gibi biliyor.
Barış olursa, Saray’da tek başına kalacağını, insan içine çıkamayacağını adı gibi biliyor.
Barış olursa, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bugüne kadar indirmiş olduğu darbelerin hesabının kendisinden sorulacağını adı gibi biliyor.
Barış olursa, bu memlekette insanları birbirine düşman etmenin, birbirine düşürmenin, keskin cephelere bölmenin, kutuplaştırmanın tüm hesaplarının şöyle ya da böyle kendisinden sorulacağını adı gibi biliyor.
Bunları ve daha fazlasını adı gibi bildiği için de, koca ülkeyi göz göre göre ‘savaş’a sürüklüyor.
‘İç savaş’a itiyor.
İtiyor, çünkü seçim istemiyor.
Seçim istemiyor, çünkü yeni bir 7 Haziran yenilgisinin -ya da 7 Haziran’dan daha da beter- bir seçim bozgununun kendi sonunu getireceğini çok iyi biliyor.
Seçim istemiyor, çünkü yeni bir seçim yenilgisiyle birlikte AKP’nin kendisine karşı isyanları oynayacağını çok iyi biliyor.
Yine vurguluyorum:
Seçim istemiyor Saray’daki Sultan!
Barış istemiyor Saray’daki Sultan!
Savaş istiyor Saray’daki Sultan!
Kanlı bir kaos ortamında seçimden kaçmanın rezil hesapları içinde…
Ona bu fırsatı tanımayalım.
İnadına barış diye sesimizi hep birlikte yükseltelim.
İnadına seçim diye hep birlikte yollara düşelim.
Ve tekrar hep birlikte meydanları dolduralım, sana inat, seni başkan yaptırmayacağız diye…
Nokta!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
emre
Mustafa Kemale borcumuz hiç bir zaman bitmez bitmeyecek;) sayın her kimsen!