Hasan CEMAL
Dokunulmazlıkların kaldırılması...
AKP’nin bununla ilgili kanun teklifi...
Ne demek?
Yeni bir Saray darbesi demek.
Sultan’ın despotluğunu güçlendirmek demek.
Barışa değil, savaşa yatırım demek.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin Saray hamlesinin kısa özeti budur.
Sevgili Tarhan Erdem T24’teki yazısında sözü uzatmamış:
Dokunulmazlıklar iktidarın siyasetine göre intikam aracına dönüşmez.
Bu kanun teklifinin hedefi bana göre, HDP’nin tüzel kişiliğidir!
Bu kanun HDP milletvekillerini hapishaneye atmak için çıkarılmak istenmektedir.
Milletvekilleri Kürt halkına da eşitlik ve demokrasi istiyor olmasalar, HDP de rahat bırakılacaktı.
HDP; on dört milyon Kürt de dahil, 79 milyonun insan haklarını ve demokrasiyi savunduğu için hedef olarak seçilmiştir!
HDP ve bazı aydınlar, Kürtler de dahil bütün yurttaşların insan haklarını ve eşitliğini savunmasalardı; insan hakları ve demokrasiyi kaldırmak isteyen siyaset adamları şimdiye kadar anayasayı değiştirmiş olacaklardı.
Yıllardan beri Kürt milletine ve onun haklarını vermemek için bize, Türk milletine eziyet edilmektedir.
Ey Ak Partililer;
Bugünkü kanun teklifinin başımıza ne haller getireceğini bilmiyorsunuz!
(Tarhan Erdem’in 15 Nisan 2016 tarihli yazısı)
Maalesef öyle.
Saray’ın gözü, mutlak iktidar hırsıyla körleşmiş durumda.
Tarihe de gözleri kapalı.
1990’lardan ders almamış.
Geçmişin geleceği aydınlatan fenerler olduğunu bilmiyor.
Kürt milletvekillerinin o yıllarda Meclis kapısından doğruca hapse gönderilmesinin bu ülkede barış ve istikrarı nasıl zehirlediğini unutmuş.
Ne yazık.
Hâlâ demokrasiyi, hukuku, özgürlükleri ezerek, tek adam olarak koca memleketi idare edebileceğini sanıyor.
Türkiye’nin Kürt sorunu gibi, Alevilik gibi, laiklik gibi bazı ezelisorunlarını çözümsüz bırakmanın, görmezlikten gelmenin ya da bu sorunları biriktirmenin koca ülkeyi nasıl bir cehenneme çukuruna yuvarlayacağını göremiyor.
Batı’dan Doğu’ya dönerek, yüzünü despotluğa çevirerek Türkiye’nin çıkmazlarının nasıl derinleşeceğinin, Türkiye’nin nasıl istikrarsızlaşacağının farkında bile değil.
Saddam Irak’ının, Esad Suriye’sinin nasıl iç savaşa yuvarlandığını, nasıl parçalandığını anlayabilmiş değil.
O hâlâ İslam aleminin despotları ile aynı fotoğraf karesi içinde yer almanın ne demek olduğunu bilemiyor.
Kendi ülkelerinde demokratik hak ve özgürlüklerin zerresine tahammül edemeyen bu despotlarla aynı fotoğraf karesi içinde memnun ve mesrur -ya da sevindirik- bir yüz ifadesiyle poz vermeyi marifet biliyor.
Bu bir ‘kompleks’tir.
Batı kompleksi...
Türkiye’nin Batı’ya dönük yüzünü, kapanması gereken bir parantez olarak görmektir.
Bu ‘parantezin kapanması’için de, Batı icadı demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, kadın-erkek eşitliğine, laikliğe, özgürlüklere sistemli bir biçimde tekmeyi basmak gerekir.
Erdoğan’ın Batı kompleksi budur.
Farkındayım, boşa yazıyoruz.
Erdoğan’a dönük uyarı ve eleştirilerin artık herhangi etkisi olmayacağının farkındayım.
Türkiye ‘Erdoğan kompleksi’ni de yaşayacak.
Hem de tüm acılarıyla...
Yaşamaya başladı bile...
Bu bir kader mi, alınyazısı mı?
Değil, ama büyük altüst oluşlar, kanlı kopuşlar olmadan da insanlık yolunu bulamıyor.
Demek ki, daha yeterince acı çekmiş değiliz.
Demek ki, daha demokrasi ve özgürlükler için yeterince olgunlaşmış değiliz.
Acılar insanları olgunlaştırdığı gibi, toplumları da olgunlaştırıyor.
Ancak o zaman, herhalde bütün kanlı kopuşlardan sonradır ki, tüm farklılıklarımızla, hep birlikte barış ve demokrasi çatısı altında yaşamaya başlayacağız.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024