Hilâl KAPLAN
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, katıldığı bir televizyon programında şöyle bir açıklama yapmış:
"Şartlar elverirse Kürtçe sadece seçmeli ders olabilir. Yoksa ilköğretimden üniversiteye kadar Kürtçe bir eğitim yapılması mümkün değildir. Kürtçe anadilde eğitimin önünde anayasal engel var. İkincisi, anayasal bir engel olmasa, Kürtçe bir eğitimin kaliteli bir eğitim olabileceğine inanıyor musunuz? Bir medeniyet dili midir Kürtçe? Böyle anadilde eğitimi düşünmüyoruz. Anadilde eğitimin Türkçe olması hem beraberlik sağlıyor hem de Türkçe bir medeniyet dilidir. Türkçe'yle eğitimin her alanına hizmet edebilir."
"Kürtlerin bütün haklarını vereceğiz"den "Kürtçe medeniyet dili midir"e çıkan yol... Sayın Arınç, belki farkında değil ama sözlerinde âdeta bir "kolonyal efendi" konumlanışı seziliyor. Kürtçe'nin medeniyet dili olmadığı beyanatına dair düşüncemizi sona saklayarak sorulması gerekenleri sıralayalım:
1. Eğer devlet bir ülkede eğitimi zorunlu kılıyor, çocuğu okula aldırıyorsa; o çocuğun nasıl eğitim gördüğü noktasında da ebeveyne karşı sorumlu değil midir? Yani eğer bir grup ebeveyn, çocuklarının ilköğretimden liseye kadar Kürtçe anadilde eğitim veren bir okula gitmesini arzu ediyorsa, devlet bu hakkı sağlamakla yükümlü değil midir? Kürtçe anadilde eğitim hizmeti, bölgedeki tüm okullarda zorunlu değil, ebeveynlerin çoğunluğunun tercih ettiği bölgelerde uygulanırsa sorun çıkmasının önü de kesilmez mi? Tercihi ebeveyne bırakmak doğru değilse, çocuğunun başörtüsü takmasını isteyen -bunu da zamana göre yanlış bulan siyasetçilerimiz olmuştu malum- ebeveynelere de karşı çıkmak mı gerekir?
2. Türkçe dersi, anadilde eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Türkçe'nin zorunlu ders olarak çocuklara öğretilmesiyle herhangi bir kültürel kopuş yaşanması söz konusu olamaz. Kaldı ki devletin bu dili 90 yıldır asimile ettiği düşünülürse, zaten var olan 'kopuş'u engellemek bağlamında bu hakkın teslimi daha işlevsel olacaktır.
3. Türkiye'deki velilerin büyük çoğunluğunun çocuklarının Kürtçe anadilde eğitim yapmasını istemeyeceği öngörüsü bence de doğrudur. Çünkü Kürtçe, mevcut şartlarda Türkçe'ye nispetle etkinlik alanı daha dar bir dildir. Ancak bu seçim hakkını aileden alıkoymak, ebeveyni çocuk yerine koymak değil midir? "Halk için, halka rağmen" politikasını sahiplenmesi gereken son parti Ak Parti değil midir?
Gelelim, Kürtçenin medeniyet dili olmadığı mevzuuna... Bir toplumsal meseleyi anlamanın önemli yollarından birisi, o meseleye dair mevcut iktidar ilişkilerine bakmaktır. Bir dilin toplumdaki konumu da mevcut iktidar ilişkileriyle birebir alakalıdır. Zira bir dil, gündelik hayat dışında, farklı mecralarda ne kadar çok kullanılırsa, hem o denli güç kazanır hem de yaygınlaşır ve gelişir. Bu minvalde o dilin "devlet koruması" altında olup olmadığı, ne kadar medeniyet dili olup olmadığıyla yakından ilgilidir.
Bu noktadan itibaren sizi daha fazla analize boğmayacağım. Zira mevzuya ilişkin yapılacak herhangi bir analizden daha hikmetli bir metni dikkatinize sunacağım.
Ahmedi Xânî, Başbakan Erdoğan'ın da bölgedeki konuşmalarından sık sık referans verdiği ünlü bir Kürt şair. Xânî, 1695 yılında, döneminden farklı olarak Kürtçe yazdığı ünlü "Mem û Zîn"* isimli eserinin giriş kısmında, kitabın Kürtçe yazılış sebebini izah ettiği bölümde şöyle diyor: "Kısacası: İnattan ya da çaresizlikten / Mutat hilafı olarak bu bidatı işledi." Yani "herkesin tersine bu kitabı Kürtçe olarak yazdım" diyor. Peki neden?
"Ki el demesin 'Kürtler,
İrfansız, asılsız ve temelsizdirler.
Çeşitli milletler kitap sahibidir,
Sadece Kürtler nasipsizdirler.'
Bilmem 'el'in söyledikleri size de tanıdık geldi mi? Devam eden beyitler, o dönem ilim ve edebiyatla meşgul olanların daha çok Farsça ve Arapça'ya başvurduğunu ve bunun sebebinin de bu dillerde yazılan eserlerin para olarak karşılığının alınabildiğini, bu dillerde yazanlara sahip çıkıldığını anlatıyor.
Xânî, "mangır/ para" metaforuyla Kürtçe yazdığı eserini kast ederek devam ediyor:
"Bu mangırlar gerçi değersizdir,
Ama sade, temiz ve paha biçilmezdir.
Hilesiz, hurdasız ve tamamdır,
Ve halkın alışverişi için elverişlidir.
Hâlis Kürtçedir, şüphe götürmez
(...)
Bu paramıza "değersizdir" deme,
O şahlar öncüsünün sikkesinden yoksundur.
Eğer basılarak nakşedilseydi,
Böyle revaçsız ve karışık kalmazdı.
O kimsenin adına mensup olmayan bir sevgilidir,
Onun için karabahtlı ve muratsızdır."
Gördüğünüz gibi Xânî, Kürtçe'ye ilim ve edebiyat dünyasında revaç gösterilmemesini bir egemenin himâyesinden yoksun olmakla ilişkilendiriyor. Bu yoksunluğu da şöyle izah ediyor:
Olsaydı eğer bir ittifakımız bizim,
Hep birlikte birbirimize itaat etseydik,
O zaman dini de devleti de ikmâl eder,
İlmi de hikmeti de elde ederdik."
Yani Kürtçe'yi de "medeniyet dili" yapardık diyor. Ancak Kürtler de Çerkezler, Abhazlar, Tatarlar, Lazlar, Boşnaklar, Arnavutlar, Gürcüler ve diğer pek çok "anasır-ı İslâmiye" gibi bu toprakların bir parçası olmayı tercih ettiler. Sırf bu yüzden bile, bu milletin seçilmişlerine düşen vatandaşlarının dilini aşağılamak değil, bizzat bu medeniyetin parçası olan dillerin daha fazla asimile edilmeden var olmasına katkı sağlamak olmalıdır.
*İstifade ettiğim kopya, M. Emin Bozarslan tercümesiyle Hasat Yayınları'ndan çıkan, Hüseyin Kıvanç'ın hazırladığı "Mem û Zîn"dir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019