Hilâl KAPLAN
Diyarbekir'deki cenaze töreni, polis müdahale etmediği ve BDP de kitleyi muhafaza edebildiği için olaysız geçti. Hatta törendeki konuşmalara ve pankartlara hakim olan ruh, sürece Diyarbekir nezdinde bölgenin ne kadar sahip çıktığının ve önem verdiğinin sembolü oldu.
Ertesi günkü gazete manşetleri de barış doluydu. Hâlbuki Habur sürecinde medya, sınırdan giriş yapan PKK'lıların, PKK'lı olduğunu 'keşfetmiş' ve kamuoyu algısını kötü yönetip manipüle ederek sürecin çökmesinde başat rol oynamıştı.
Bu seferse medya, otuz bine yakın bir kalabalığın toplandığı cenaze törenini canlı vermedi. Sanırım sarı-kırmızı-yeşil bayrakların ekranda görünmesi düşüncesinden çekinildi. Ancak televizyonların haber değeri vermediği tören, ertesi günkü gazetelerin hemen hepsinin manşetindeydi. Şu anda benimsenen medya stratejisi 'PKK'lı olduklarını biliyoruz ama bilmiyormuş gibi yapıyoruz' üzerine bina edilmişti. Kullanılan fotoğraflarda KCK bayraklarının değil, yası simgeleyen siyahlar ve barışı simgeleyen beyaz şalların ve barış sloganlarının görünmesi de sanırım buna işaretti.
Yıllar önce yazmıştım: 'Kürt meselesi bu toprakların en çetin antagonizmasıdır. Yani simgeselleştiremediğimiz travmatik bir toplumsal bölünmedir. Hürriyet gazetesi başta olmak üzere birçok medya organının yoktan kaos yaratmaya çalıştığı başörtüsü meselesi bile onun kadar travmatik değildir; zira neticede başörtüsü ne kadar yabancılaştırılmaya çalışılsa da bu topraklarda fazlasıyla simgeselleşmiştir. Bu yüzden belediyede çalışan başörtülü kadın, arkasına korku efekti dayayıp haber yapsanız da yeşil-kırmızı-sarı bayrak kadar travmatik bir etki yaratmaz. Ama Kürt meselesini simgeselleştiremediğimiz için hangi eylemde, kutlamada, kongrede bu bayrak açılsa 'PKK gölgesi düştü' diye manşet atılır. Zira gölgenin sahip olduğu suret ile yüzleşmekten itinayla kaçınırız.'
Ancak biz yüzleşmekten imtina etsek de her gölgenin illaki bir sureti vardır. Diyarbekir'de o surete ilk defa bu kadar net göz ucuyla bakıldı. Suretin kendisiyle yüzleşmek şimdilik zor olsa da görünen şartlar içerisinde, şiddet gündemden çıktıkça ve demokrasinin konsolidasyonu devam ettikçe göz göze gelmeye de sanırım cesaret edebileceğiz.
Üst düzey bir hükümet yetkilisinin dediği gibi 'İnsani bir sorun, insansız hava uçaklarıyla çözülemiyor.' Şimdilik bu gerçeğin görülüp, siyaset ehli tarafından teslim edilmiş olması bile takdire değer.
Kandil neden bombalanıyor?
Devletin, kendi sınırları içindeki yasadışı silahlı gruplarla mücadele etmesi anlaşılır bir durum. Ne de olsa PKK da 'boş durmuyor'. Geçen hafta Çukurca-Karakaş Karakolu'na 100 kişiyle saldırarak bir askerin ve Mardin'de de Cengiz Engizek isimli polis memurunun canına kıydılar.
Fakat geçtiğimiz günlerde Kandil'e sınır ötesi bir operasyon yapıldı ve 7 PKK'lının öldüğü bilgisi verildi. Diğer yandan hükümetin, Mayıs ayında PKK'nın sınır dışına çekilmesi üzerine çaba harcadığını biliyoruz. Böyle bir ortamda Kandil'e çekilmesi istenen örgütün, çekilmesi istenen yerin bombalanmasının manasını çözemedim.
Askeriye içinde hükümet ve/ya Genelkurmay Başkanı'nın onayı dışında sınır ötesi operasyon yapılması kararını alıp uygulayabilen 'alt birimler' varsa, bunun sürece zarar getirebileceğini de öngörmek gerekir. PKK üst düzey yöneticilerinin Avrupa'ya yerleştirilmesi tartışılırken Paris'teki suikastlerin bu amaca zarar verdiği söylenmişti. Peki, sınır dışına çekilmesi istenen PKK'nın Kandil'deki üslerini vurmak da aynı kapıya çıkmıyor mu?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019