Hilâl KAPLAN
Günlerdir Leyla Zana'nın girişiminin nasıl da boş çıktığını okuyoruz.
Örneğin Ergenekon sanığı Kemal Kerinçsiz'e "centilmenlik abidesi" diye methiyeler düzen Özkök'ün yancısı, Zana'nın karizmayı çizdirdiğini iddia etti.
Ya da hâlâ "Kandil'e bayrak dikme" fantezisi kuranlar, Zana'nın basın toplantısındaki sözleriyle hükümeti rahatsız ettiğini, Başbakan'ın güvenini sarstığını öne sürdü.
Dün bu türden karalamaların altındaki halıyı çeken bir yazı yayınlandı. Aynı zamanda Başbakan'ın başdanışmanlarından olan Ak Parti milletvekili Yalçın Akdoğan, Star'daki köşesinde dün şöyle dedi:
"Zana, görüşmede 'Öcalan'a ev hapsi, Oslo sürecinin başlaması, KCK operasyonları' gibi BDP'nin savlarını dillendirdiğini vurgulayarak kendi mahallesine mesaj vermiştir. Bunu 'Öcalan'dan meşruiyet devşirme' şeklinde yorumlamak da elbette mümkündür. Ancak şu hususu unutmamak gerekir: Zana'nın kendi tabanının ve mahallesinin hassasiyetlerinden koparılması, sembolik değerini zedeler, bir anlamsızlaşmaya kapı açar. Zana, kendisi olarak kaldığı ve bir ayağını kendi zeminine bastığı sürece anlamını korur, PKK veya BDP'ye yönelttiği eleştiriler de ancak bu şekilde daha fazla önemsenebilir."
Akdoğan, BDP çevrelerinin antipati duyduğu Ak Partililerin başında geliyor. "Barış Konseyi kurulsun" diyen Öcalan'ı Silvan saldırısıyla İmralı'ya 'gömen' PKK'ya "savaşsa savaş" diyen devlet mantığının temsilciliğini sürdüren, KCK operasyonlarını sonuna kadar destekleyen görüşleri kamuoyu tarafından iyi bilinen bir isim. Ancak yukarıdaki alıntının da gösterdiği gibi hükümet çevreleri, Zana'nın açmaya çalıştığı müzakere yolunun öneminin de Zana'nın aldığı risklerin de farkında. Zana, Hürriyet'e verdiği röportajında dediği gibi silahların susmasını ve siyasete yol açılmasını savunduğu müddetçe isterse Öcalan'a ev hapsi gibi en radikal görülen önerileri getirsin, hükümetin kapısı ona açık olacak.
Bu noktada günlerdir Zana'yı yıpratmaya uğraşan BDP'lilerin, bu çabanın onda birini siyasete sahip çıkmak için göstermeleri gerekmez mi?
Mesela yıllardır "Kürt sorununa barışçıl çözüm istiyoruz" diyen bir halkı temsil iddiasındaki BDP'nin, PKK'lı Kalkan'ın "Askerî çözüm sürecindeyiz" açıklamasına söyleyecek bir çift sözü var mıdır?
"Oslo görüşmeleri devam etsin" diyen Selahattin Demirtaş'ın, siyasal müzakereye kategorik olarak karşı çıkan, 'askerî çözüm' peşindeki Kalkan'ın görüşüne itiraz etmesi gerekmez mi?
"Son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar" söylemi kamuoyunda bu kadar marjinalleşmişken, "İşgal altındaki Kürdistan'daki son TC polisi-askeri öldürülünceye kadar" diyen bir PKK ile ne görüşülebilir?
BDP'lilerin kendileri böyle bir PKK ile masaya oturur mu?
Silahın artık araç değil, amaç olduğunu savlayan bir örgütün bırakın muhatap alınmayı, ciddiye alınması mümkün müdür?
Leylâ Zana'nın ismiyle dalga geçmekten imtina etmeyen Demirtaş, bunlara da cevap verirse seviniriz.
Tabii Dağlıca saldırısını "zafer" olarak niteleyen Duran Kalkan, saldırı sonrası "PKK silahlı faaliyetlerine son versin" diyen Demirtaş'ı sindirecek güce sahip olabilir.
Zaten örgütün 'muhtıra'sına rağmen Başbakan'la görüşmeye giden Zana'yı diğerlerinden ayıran da budur.
Hâlâ şaşkınlık içinde "Zana bizden farklı ne yapmış ki?" diye soran BDP'lilere duyurulur.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019