Mehmet TIRAŞ

DEVLET-BİREY –TOPLUM İLİŞKİSİ (8)
6.11.2023
911

“Toplum olarak “Cumhuriyeti, demokrasi ve hukukla” buluşturmadıkça daha çok şaşalı Cumhuriyet kutlamaları yapar ve rejim tartışmalarının içinde boğulur bir arpa boyu da yol alamayız.

“Devlet-Birey-Toplum İlişkisi” konusunda vardığım sonuç bu…

Ülkenin demokratikleşmesinin önündeki engelleri şöyle sıralayabilirim:

“Bir ülkede devlet hukukun evrensel ilkleriyle yönetilmiyorsa…

-İnsan değil de devlet kutsanıyorsa…

-Yargı bağımsız ve tarafsız karar veremiyor, yargı kararları uygulanmıyorsa…

-İktidar yargıyı muhaliflerine karşı sopa olarak kullanıyorsa…

-O ülkede yaşayan toplumun hukuk diye bir talebi yoksa…

-Temel hak ve özgürlükler pazarlık konusu oluyor, bu haklar siyasetçinin iki dudağı arasında değişiyorsa…

-Devletin tek dine hizmet ettiği ve Diyanet işler Başkanlığı gibi bir kurumu var ve zorunlu din dersi okutuluyorsa…

-Askeri Laiklikten demokratik Laikliğe geçilemiyorsa…

-İktidara gelen siyasiler “Devlet- din, ırk ve mezhep” üzerinden siyasete yön veriyorsa…

-Bir toplumda siyaset dava olarak görülüyor, kendisi gibi düşünmeyeni rejim karşıtı ilan ediyorsa…

-Siyasetçiyi zenginleştiren, vatandaşını fakirleştiren sistem değişmiyorsa…

-Ülkeyi yöneten siyasetçiler  çoğulculuk kavramını tanımıyor  bu ülkede yaşayan herkesin, “Türk, Müslüman ve Sünni” olduğunu savunuyorsa…

-Farklı kültürlerden ve dinden olanlar çoğunluk karşısında asimilasyona tabi tutuluyorsa…

-Ülkeyi yöneten siyasiler ve sivil toplum yöneticileri ve kanat önderleri “sanat ve edebiyata” ilgi duymuyorsa…

-Bireyin özgürlüğü, eşit vatandaşlık hukuku ve azınlık hakları yok sayılıyorsa…

-Ülke yönetiminde siyasilerden fazla ağırlığı olan “sivil ve silahlı bürokrasisinin” (Generallerin, Hakimlerin, Savcıların ve Valilerin)maaşları gizleniyorsa…

-Ülke yönetiminde hesap verir ve soran bir yönetim yoksa…

-Kayıt dışı ekonomi önlenemiyor ve vergi tartışılmıyorsa…

-Bir ülkede kadınlar yönetimde, temsilde, üretimde ve sosyal hayattan koparılmış ve aile içi demokrasi uygulanmıyor, cinsiyet ayrımına uğruyor ve kadın cinayetleri önlenemiyorsa…

-Bir ülkede iş cinayetlerinde günde 5 işçi ölüyor,7 işçi sakat kalarak iş göremez durumuna düşüyor, iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncülük sırası değişmiyorsa…

-Bir toplumda eğitim doğumdan ölüme uzanan bir süreç olduğu kabul görmüyor ve liyakat önemsenmiyorsa…

-Hala bu çağda  düşünce suç, kitap  suç aleti olarak gösteriliyor (Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan kitap Bombadan tehlikeli demişti) gazeteciler, yazarlar ve çizerler terörist ilan edilip, hapislere atılıyorsa…

-Demokrasinin kuvvetler ayrılığı bize ayak bağı oluyor diye ülkeyi yöneten tek adam bağırıyor, vatandaşta destekliyorsa…

-Sandık demokrasinin namusu diyenler  sandıktan çıkan sonucu tanımıyor,seçilen belediye başkanlarının yerlerine kayyımlar atanıyorsa…

-İktidarın ortağı mafya oluyorsa…

-Bir ülke Hukuk devleti sıralamasında dünya da 140 ülke arasında, 118’ci sıradaysa

-Basın özgürlüğü sıralamasında dünyada 180 ülke arasında 165’ci sıraya gerilemişse

-Devletin ideolojisine tabi olmayan ve itaat etmeyen hiçbir sivil itaatsizliğe, siyasiler yaşam hakkı tanımıyorsa…(Gezi olayları bunun en somut örneğidir,Gezi direnişinde 8 sivil, 2 güvenlik görevlisi ölürken 9065 kişi de yaralandı.)

-Ülkeyi yönetenler topluma, “Cumhuriyet eşittir demokrasi” diye demagoji yapmaya devam ediyorlarsa, bu ülkede hiçbir şey değişmeyecektir.”

Bu ürkütücü tablonun ekonomik boyutuna gelince:

Biz az üreten adil bölüşmeyen bir toplumuz ve toplam milli gelirimiz 800 milyar dolar.

Dünyada gelir dağılımı bozuk 5 ülke arasında 3’cü sıradayız.

Ülkedeki yoksulluğu ve gelir dağılımındaki adaletsizliği resmi rakamlar gösteriyor.

“Türkiye’de 13 dolar milyarderinin serveti bu ülkede yaşayan toplam 44 milyon insanının servetinden fazla.

13 dola milyarderinin serveti 38 milyar 900 milyon dolar iken,44 milyon insanın serveti ise ancak 38 milyar 500 milyon doları buluyor.”

 Üç asırlık Sanayi döneminde insanoğlunun toplam yarattığı katma değer 10.5 trilyon dolar iken…

Üretim biçimini değişmesi ve Küreselleşmeyle ile son 35 yılda insanoğlunun yarattığı toplam katma değer 2023 yılının sonunda, “105 trilyon doları bulacağı açıklandı.”

Bizim küresel ekonomide yarattığımız toplam katmada değer yüzde biri bile bulmuyor.

Ülke çağ değişimine uyum sağlayamıyor ve çağın teknolojisinin parçası olan, “ÇİP” üretemiyorsa, maalesef çağdan uzak düşmüş demektir.

Böyle olunca da…

Ekonomik tabloda da bir olumlu gelişme yok.

Bu ülkenin kaymağını yiyen,ülkenin siyasetine ve ekonomisine yön veren ve bu sistemden çok memnun olan, sayıları ise 10-15 milyonla  ifade edilen değişmez üç kesim var:

“Birisi, silahlı ve sivil bürokrasi…

İkincisi, Siyaseti bir rant olarak kullanan profesyonel siyasetçiler ve Belediye başkanları…

Üçüncüsü, kamu ihaleleri üzerinden zengin olan müteahhit takımı.”

Bu üç kesim için burası düğün bayram gir oyna çık oyna.

Toplumun geri kalan milyonlarca insana düşen ise; ”işsizlik açlık, yoksulluk ve sefalet” değişmez kaderi oluyor.  

Yüz yıldır “demokrasiyi ve hukuku bay pas ederek”, şaşalı Cumhuriyet kutlamalarının ortaya çıkarttığı tablo bu.

Dostum Mehmet Altan’ın Cumhuriyetin Yüzüncü yılı üzerine yazdığı okumaktan çok keyif aldığım 30 Ekim 2023 Tarihli, “Cumhuriyet Burada… Demokrasi Nerede?” başlıklı harika yazısından bir alıntı ile devam edeyim:

“Bu Cumhuriyet ne yazık ki ”Demokrasiyle” bütünleşemedi.

Demokrasisiz bir Cumhuriyetin başarılı olma şansı yoktur.

Şunu da kabul edelim, bu ülkede iktidar da muhalefet de daima gerçek bir demokrasiye karşı çıktı.”

Yalan mı?

Yazı dizimizi  Cumhuriyetin Şaşalı yüzüncü yılını kutlayanlara bir soru ile kapatalım:

“Cumhuriyetin yüz yıllık hangi döneminde “Yazarlar ve Gazeteciler tutuklanmadı”, “Faili meçhul cinayetler işlenmedi”, “Kürtlere baskı yapılmadı?”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar