Mustafa Karaalioğlu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ara ara yaptığı ve son zamanlarda biraz daha sıklaşan özeleştiriler dikkat çekicidir. Şehirleşme bahsinde dile getirdikleri ve devamında dün devletin obezleşmesi uyarısı; daha önceden yaptığı devlet içinde FETÖ’cü yapılanmaya yol açan ihmallere dair açıklamalar, vesaire… Bu sözler malum, en fazla siyasi malzeme boyutunda; yani “kandırılma” başlığında konuşuluyor. Cumhurbaşkanı bu açıdan başka örneklerle de eleştiriliyor. Siyasetin tabiatı açısından bu eleştiriler de normaldir ama bu sadece meselenin bir yönüdür.
Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin temel sorunlarının bir şekilde, kendi üslubunca dile getiriyor olması olumlu bir gelişmedir. Şehirleşmedeki yanlışlar bir dizi zihniyet probleminin yansımasıdır. Devletin obezleşmesi ise çok daha kapsamlı bir sorunun su yüzüne çıkmasıdır. Başka temel meseleler de var elbette ama sadece bu iki konunun bile tartışılması ve neticeye bağlanması ülkeye her açıdan kazanımlar sağlayacak bir perspektif vadediyor.
***
Şehirlerin -bilhassa İstanbul- kötü ve çirkin yapılanması bir hata olduğuna göre gayet tabii ki kendisinin de ifadesiyle bundan Erdoğan’a da pay düşüyor. Devletin obezleşmesinden de hakeza… Bunu bir kenara koyalım ve o kısımdaki tartışma kendi seyrinde devam ededursun…
Asıl önemli konu, hepimizin bildiği gibi bu ülkenin çok sayıda yakıcı ve derinleşmiş problemi olmasıdır. Eğitimden adalete, şehirleşmeden üretken bir ekonomi olamamaya kadar büyük şemsiye sorunlar. Bununla birlikte Kürt sorunu, Alevi sorunu, devlet-vatandaş ilişkileri sorunu gibi hemen hergün tezahürleri yaşanan sorunlar vardır.
Bu kadar çok ve çözülemeyen sorunu olan bir ülkenin şehirleşmesinin yanlış olması veya devletinin obezleşmesi kadar tabii bir şey olamaz. Böyle bir devletin çeşitli gruplar tarafından ele geçirilmeye çalışılması fikri de hep canlı kalmaya mahkumdur. Nitekim, bütün cumhuriyet tarihinin böyle geçmesi konjonktür yahut zamanın sunduğu fırsattan değil bizatihi bu temel sorunların ürettiği imkandan dolayıdır. Tekrarlandıkça kulaklara sıkıcı gelse de demokratik hukuk devleti ve dolayısıyla şeffaflık ve de hesap verebilirlik, bu imkanın ortadan kaldırılması için gereklidir. Herkesin olabilen bir devlet kimsenin; hiçbir grubun ve hiçbir hizbin olamaz. Devlet adına kimse vatandaşa neyin en doğru olduğunu söyleme cüreti bulamaz, bunun için plan ve hesap yapamaz. Vesayet kimsenin aklına bile gelemez çünkü devletin yapısı buna müsait değildir.
***
Peki, demokratik ve hukuk prensibine dayalı olmak bir devleti güçsüzleştirir mi? Aktüel ifadeyle soralım… Türkiye gibi temel problemlerinin yanısıra terör ve bölgesel krizlerle mücadele halinde olan bir ülke için bu kavramlar engelleyici midir? Kesinlikle değildir. Bilakis içeride ve dışarıda sorun yaşayan bir ülke için, en ziyade gerekli sermaye hukukun üstünlüğüdür. Bilhassa kriz zamanları artan güvenlik, destek ve dayanışma ihtiyacı için, hem toplumu hem de dünyayı motive etmenin yolu daha pırıltılı bir demokrasidir. Kalıcı, etkili ve sonuç alabilen bütün politikaların temelinde bu iki kavramın güçlü bir şekilde bulunması, tersi durumlarda ise sorunların yeniden aktif hale gelmesi, sadece bir dünya değil aynı zamanda Türkiye tecrübesidir.
Erdoğan’ın dile getirdiği eleştirileri, şahsından bağımsız olarak tartışıp değerlendirmek ve genişletmek yani müzmin meseleleri de katarak konuşmak isabet olacaktır. Bu faaliyet bir işe yaramasa bile hiç olmazsa epeyidir polemiklerin esiri olan gündemin üzerinde bir fikir üretmeye, hafızaları tazelemeye yarar...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025