Mustafa Karaalioğlu
Yerli otomobil girişimi geç kalınmış, gerekli ve desteklenmesi zaruri bir projedir. Türkiye, sınai ve teknolojik üretimde olması gereken yerin epeyi gerisinde bulunduğundan bu çapta bir ürün için kolları sıvamak zorundaydı. Pazar olarak en zor olanı, müşteri paylaşımının çoktan yapıldığı ve markalaşmanın ileri düzeyde olduğu bir branş seçildi ama otomotiv sektörünün cazibesi vardır. Sonuç alınabilirse ülkeye moral verir ve iyi otomobil yapabilmek başka şeyleri yapabilmenin de garantisi olarak görülür.
TOGG’un ortaya çıkardığı prototipe bilindiği gibi birçok itirazlar var ve bunların bazıları haklı ama bir yerden başlamak gerekiyordu, oradan da başlandı… 15 yılda dünyanın en büyük inşaat pazarını kurup, diktiği yüzbinlerce lüks binanın içine tek bir yerli asansör koyamayan bir millet için otomobil üretimine girişmek kesinlikle takdiri hak etmektedir. Emeği geçenleri ve bundan sonra daha zor aşamalarda emek ve sermaye verecekleri teşvik etmemiz isabet olacaktır.
Bu işin üstesinden gelmek ekonomimizi ayağa kaldırmayacak ve bize dünyaları kazandırmayacak ama gelememek yani başaramamak moral felaket olacaktır, unutmayalım.
Projeyi destekleyelim ama teknoloji ve ekonominin olmazsa olmaz kuralını ihlal etmeden; yani coşmadan. Hamaset hiçbir sahada işe yaramaz ama bilhassa iktisatta ve üretimde hamasetin sonu hüsrandır. Yerli otomobilde henüz başlangıç noktasındayız; herşeyi hallettik havasına girip abartmayalım. Vatan millet Sakarya’dan uzak duralım. Yoksa 40-50 sene sonra başka bir Devrim otomobili efsanesinin konusu oluruz, akıldan çıkarmayalım.
Evvela şunu görelim... Sınai üretim fikrine o kadar yabancıyız ki bir şey üretmeyi icat etmek sanıyoruz. Otomobili de biz icat etmedik; şimdi yapmak için kolları sıvadığımız elektrikli otomobili de. Hatta onun pilini ve yazılımını da biz bulmadık.
Eğer pazarınız varsa ya da paranız var ve bir şeye ihtiyacınız varsa yahut da paranız var ve sadece şan olsun diye bir şey üretmek istiyorsanız bile bugünün dünyasında her şeyi yapabilirsiniz. Otomobil, bilgisayar, hızlı tren, uzay aracı ve hatta nükleer silah bile… Mesela, bilime hiçbir katkısı olmayan Pakistan ve İran parayı harcayıp teknoloji ve bilimin en ileri ürünü sayılan nükleer tesisler kurup, nükleer silah yapabiliyor. Çin ise malum, yeryüzündeki her şeyi yapıyor ve satıyor.
Yani dünyada icat etmediği teknolojileri üretip pazar sahibi olan ülkeler vardır. Hatta bazıları bu teknolojileri icat edenlerden daha hızlı geliştirebilmektedir de.
Sözkonusu teknoloji olduğunda bizim gibi ülkeler için “yerli ve milli” diye bir şey yoktur. Bilhassa otomotivde... Tamamı bizim dışımızdaki dünyada icat edilen, başta en ‘önemli parça fikir’ olmak üzere yazılım donanım ve standartları dünya pazarında geliştirilen bir ürünü sadece kendi topraklarımızda yapıyoruz diye buna yerli ve milli diyemeyiz. Zaten illa da yerli/milli olmasına gerek yoktur. Gereken şey otomobili seri üretebilmek ve ona pazar bulabilmektir. Ya da en azından iç pazar ihtiyacının bir kısmını olsun karşılayabilecek bir maliyet satış dengesi kurabilmektir. Proje fizibl olursa yerli ve millidir. Zarar ederse ister yerli olsun ister küresel, o iş manasızdır.
Ve eğer yerli ve milli olmak bizim için gerçekten önemliyse, laf ola beri gele diye yahut slogan maksadıyla söylemiyorsak o zaman icat etmeyi öğreneceğiz. Üretmek, montajlamak, pazarlamak ve markalaşmak başka yerli bir değere sahip olmak başkadır. Değer sahibi olmak çalışmak, araştırmak, geliştirmek, yaratmak ve yaratıcılık için ortam hazırlamak ister. Zordur ama gurur vericidir. Doğum süreci sükseli değildir ve dişini çok sıkman gerekir ama sonu heyecanlıdır. Dünyaya ancak bu yolla birşey söylersin. Dünyaya birşey söylemeden de yerli milli olamazsın.
Yeni otomobil projesinin yolu açık olsun. Umarım bu proje sayesinde sanayii, teknolojiyi, bilimi, bilişimi; dünyanın geldiği ve gideceği yeri öğreniriz…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025