Roni MARGULIES

Fethullah Gülen şu anda iktidarda mı, yoksa iktidara gelmek üzere mi, bilemiyorum. Ya geldi ya geliyor.
Bu iktidar yürüyüşü hangi aşamada, en azından bana malum değil.
Ama tüm değerlerimizin saldırı altında olduğunu artık ben de anladım.
Gözlerimin açılmış olmasını Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe camiasına borçluyum. Kendilerine teşekkür etmek isterim.
Çünkü Cemaat’in saldırısına maruz kalan en ulvî ve önemli millî değerimiz, tabii ki Fenerbahçe.
Ama Fenerbahçe bir futbol takımı değildir.
Ben de zaten buna uyanamamıştım. Futbol takımı zannediyordum.
Üstelik, şımarık zenginlerin ve yeteneksiz zengin çocuklarının elinde oyuncak olan, mafya tarzı örgütlenmelerin servetlerine servet katmak için kullandığı, bundan başka pek de önemi olmayan bir futbol takımı zannediyordum.
İnsan bu kadar mı yanılır?
Fenerbahçe, futbol takımı değilmiş.
Tüm değerlerimizin, bizzat Cumhuriyet’in, hatta bizzat Türklüğün simgesiymiş!
Ve Cemaat zaten tam da bu nedenle saldırıyormuş Fenerbahçe’ye.
Nasıl da gözden kaçırmışım ben bunu!
Gözlerimin açılması sürecinde, önce “Kemalist Gençlik” adlı güzel bir internet sitesinde okuduğum bir haber dikkatimi çekti:
“Binlerce Fenerbahçe taraftarı Şike Davası’na karşı tek yürek oldu. Davayı protesto etmek için bir araya gelen binlerce taraftar, ‘Büyük Fenerbahçe Mitingi’ ile takımlarına sahip çıktı.
Miting konuşmalarında cemaat vurgusu dikkat çekti. Hükümet ve Fethullah Gülen cemaatinin yuhalandığı mitingde binlerce kişi ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganı attı.”
Bu haberi okuyana kadar, ben Aziz Yıldırım’ın savunmalarına gerekli önemi vermemiştim.
Örneğin, “Asıl şike Galatasaray’da” dediği zaman, “evet, Türkiye’de bütün takımlar gibi Galatasaray’ın da şike yapmış olma ihtimali hiç de küçük değil, ama bu senin şike yapmanı mazur mu gösterir, seni suçsuz mu kılar?” diye düşünmeden edememiştim.
Ama Aziz Yıldırım’ın savunmasını bütünüyle okuyunca, ne kadar yanıldığımı anladım. Bir kısmını aktarayım:
“1920'li yılların İstanbul halkının yaşadığı simsiyah günlerde İstanbullulara Türklük gücünü, yaşama sevincini veren kulüplerin başında Fenerbahçe geliyordu. Fenerbahçe tüm halkın sevgilisi haline geliyor, zamanla da millî mücadelenin ve milliyetçi karşı çıkışın adeta İstanbul şubesi halini alıyordu..
Onlar, cephelere gönderdikleri vatan evlatlarının, Çanakkale'de yaptıkları müdafaanın bir örneğini de sahada gösteriyor, yaptıkları hücumlarda ise sanki kısa bir süre sonra Kocatepe'den verecekleri millî taarruzdaki şahlanışımızın provasını yapıyorlardı. Cepheden gelen her yeni zafer İstanbulluların moralini yükseltirken, Fenerbahçe de aldığı galibiyetlerle halkın başını dik tutmasını sağlıyordu. Fenerbahçe artık Kuva-i Milliye ruhunun halk içindeki sembolü olmuştu..
Diğer bir konu da Anadolu Harekâtı'nın başında olan Mustafa Kemal'in Fenerbahçeli olarak bilinmesiydi..
Biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin ayrılmaz bir parçası olarak yüz yıllık hayatımızı sürdürdük. Bu yüz yıllık çizgi içerisinde hep Atatürk ilkeleri ve hep Türk gençliğinin ve Türk halkının sporda ileri noktalarda olması gerekliliği, ideali bizlerde ana düşünce olarak yer etti..
Bugün benim ve değerli yönetici arkadaşlarımın itham edilmesinin nedeni kanaatimce yüz yıldan bu yana Fenerbahçe'nin sürdürdüğü bu temiz, ülke sever ve ATATÜRKÇÜ YOLDA BİZ FENERBAHÇELİLERİ ÇEVİRME GAYRETİNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. ‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’ her şeyin üzerinde Atatürk'ü ve Türk gencini sembolize eden bir nitelemedir.”
Şimdi anladım.
Ama ben Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Türklüğe önem veren biri olsam, bu şekilde sembolize edilmekten gocunurdum doğrusu.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.03.2023
13.03.2023
27.02.2023
20.02.2023
13.02.2023
6.02.2023
29.01.2023
21.01.2023
15.01.2023
15.01.2023