Ümit KIVANÇ
Başkonsolosluk yetkilileri Kaşıkçı kaybolduktan sonra öyle tavırlar takındılar ki, daha ilk anda doğan şüpheler hızla beslendi, büyüdü. The Atlantic’te Graeme Wood, ilk anlar için “Suudilerin faullü oyununun kötü kokusu” duyuluyordu, diye yazdı. Birkaç gün geçip de Suudiler doğru dürüst bir açıklama zahmetine bile girişmediğinde bu, “kadavra kokusuna” dönüşecekti. İki gün geçmeden bütün dünya Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürüldüğüne inanmıştı.
Kaşıkçı’nın konsoloslukta öldürüldüğü inancını yerleştirmede ve yaymada en büyük rolü, “adının açıklanmasını istemeyen”, fakat adları hariç her şeyi açıklamakla görevlendirildikleri anlaşılan “Türk yetkili”ler ve “güvenilir kaynaklar” oynadı. Ancak Türkiye çıkışlı bilgilerin güvenilirliği kısa süre içinde tartışılır hale geldi. Özellikle bu bilgilerin belirli bir zamanlamayla belirli “dozlarda” veriliyor oluşu, bunların pazarlık kozları olarak kullanılıyor olabileceği izlenimini yarattı. Giderek, bilgilerin edinilme kanalının başlıbaşına sorun oluşturabileceği ortaya çıktı.
Türkiye kaynaklı bilgiler tartılırken, dünyanın pek çok yerinden, uzman veya meraklı pek çok insanın, güvenilmezlik argümanı olarak Türkiye gazetelerinin “hükümetin propaganda araçları” veya düpedüz yalancı olduklarını, şimdiye kadar çok sayıda yalan haberi ortalığa pompaladıklarını öne sürmeleri, başlıbaşına ibretlik bir hadise; özellikle vurgulamak zorundayım.
Yine sora sora ilerleyelim.
- Konsoloslukta olağandışı birşeylerin yaşandığına dair ilk işaret neydi?
Şöyle anlatıyor, Cemal Kaşıkçı’nın bir türlü dışarı çıkmaması üzerine konsolosluğa telefon eden ve bir görevliyle konuşan nişanlısı Hatice Cengiz: “Görevli telefonu kapatıp, beklediğim kapıya geldi. Bana, gelmeden önce içeride tüm odaları kontrol ettiğini ve içeride kimsenin kalmadığını, burada beklememin anlamsız olduğunu söyledi.”! Normal bir konsolosluk işgününde, telefon çalıyor, bir kadın, içeri giren yakınını beklediğini, ama bir türlü çıkmadığını söylüyor; telefonu açan görevli ne yapar? Kimsenin olmadığını, boşuna beklememesini söyler, telefonu kapatır. Dışarıdaki ısrarla ararsa kapıdaki güvenliğe bildirir, vs. Fakat bu görevli özel olarak dışarı çıkıyor, merak ve endişe içindeki refakatçiye, “boşuna beklemeyin, bütün odalara da baktım, kimse yok içeride” diyor. Olağan mı? Suudi konsolosluk görevlileri hep mi böyle nazikler? :))
Cengiz, “Bu cevap üzerine gözlerim karardı…” diye devam ediyor.
- İkinci -ve bâriz- işaret neydi?
Türkiye’de haksızlıkla, adaletsizlikle, zulümle meselesi olan herkesin yüzünde ânında acı tebessüm yaratan “kameralar kayıtta değildi” hilebazlığı. Suudi konsolosluk yetkilileri, Kaşıkçı’nın kaybedildiği 2 Ekim günü konsolosluk içindeki güvenlik kameralarının kayıt yapmadığını büyük pervasızlıkla ilan edebildiler.
Suudi Arabistan Washington Büyükelçisi, ABD Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı (Cumhuriyetçi) Bob Corker’a, İstanbul’daki konsolosluğun güvenlik kameralarının kayıt yapmadığını, yalnızca canlı izlemeye imkân verdiğini anlattı. ABD’nin elindeki başka istihbaratı da görme şansına sahip senatör bunun üzerine, “her şey cinayete işaret ediyor” kanısına vardığını söyleyecekti.
İstanbul polisi, kamera sistemini kuran Filipinler kökenli şirketle konsolosluk yetkilileri arasında bir buçuk yıldır herhangi bir iletişim, dolayısıyla herhangi bir arıza veya bakım başvurusu saptayamadı.Konsolosluğun dış cephesindeki kameraların görüntüleriyse polisin elindeydi.
“Kameralar bozuk” riyakârlığı o kadar beylik, o kadar bildik, özellikle bizde o kadar iş görmüş olmasına rağmen o kadar iş göremez nitelikteydi ki, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan devreye girerek, olay ilk duyulduğunda yaptığı kan dondurucu soğukluktaki açıklamayla Yasin Aktay’ın cansiparâne korumaya çalıştığı diplomatik sınırları zorladı: “Olayın cereyan ettiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda kamera sistemlerinin olmaması mümkün müdür? Yani buradan bir kuş uçsa, buradan bir sivrisinek çıksa bu sistemler bunu yakalar ki, onlarda bu sistemlerin en ileri dereceleri vardır.”
Düşünüyorum da, başka hiçbir kanıt, belirti, vs. varolmasa da Türk yetkilileri içeride cinayet işlendiğine ilk anda ikna edecek ayrıntıydı bu. Türkiye’de “kameralar bozuktu” dendiğinde hangi tür haltın yendiğini ve kimin bunu yediğini anlamayacak olan mı var? Yetkililer bir yakınlık, bir sıcaklık hissetmiş bile olabilirler.
- Başka işaret var mı?
Evet. 2 Ekim günü 11:30 sularında, konsoloslukta çalışan 28 Türk elemana, “diplomatların toplantısı var” dendi ve öğleden sonrası için izin verildi. Hürriyet’in haberine göre, iki gün sonra başkonsolosluk çalışanlarının üzerine ses ve görüntü kaydeden kameralar takıldı, bazı kapıların kilitleri değiştirildi. Hürriyet, kapı kilitleriyle uğraşan üç kişinin konsolosluğa girdiği saati “dün 21.30’da” diye verdi. Yani polis pek yakın takipteydi.
- Kaşıkçı’yı öldürmek için Suudi Arabistan’dan özel infaz timi mi geldi?
Sabah gazetesi öncülüğünde iktidar propaganda aygıtı, 15 Suudi vatandaşını, isimleri, doğum tarihleri, İstanbul’da kaldıkları adresler ve havalimanında çekilmiş fotoğraflarıyla birlikte kamuoyuna takdim etti. Görüntü, hadisenin polisiye boyutunu zenginleştirmekle kalmıyor, büyük çaplı bir uluslararası skandalla karşı karşıya olduğumuz izlenimini yaratıyordu.
İktidar propaganda aygıtının tarifiyle “jetle gelen iki suikast timi”, Suudi Arabistan’dan iki özel uçağa atlamış, İstanbul’a gelip “işi” halletmiş, gitmişti. Sorgucusu, tetikçisi, otopsi uzmanı, ortalık “temizleme”cisi ve ellerindeki kemik testeresiyle, tam teşkilatlı bir operasyon timiydi bu. Aralarında Suudi adlî tıbbının en üst düzey yetkililerinden biri de vardı.
HaberTürk’te Güntay Şimşek, gelişigüzel yığılan ayrıntıları düzeltmeye girişti. 2 Ekim günü Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Terminali’ne inen iki “özel iş jeti”, Sky Prime Aviation (SPA) bünyesindeki Gulfstream 4 tipi HZ-SK1 ve Gulfstream G450 HZ-SK2 idi. Ancak “Riyad’dan iki jetle gelip dönen on beş kişilik suikast timi” sözkonusu değildi. HZ-SK1, Kahire’den boş gelmiş, aynı gün 18.40’da, Hatice Cengiz’in konsolosluk kapısından telaş içinde birilerini aramasından bir buçuk saat kadar sonra, altı yolcuyla dönmüştü. Riyad’dan dokuz kişiyle gelen, öbür uçaktı. O da Kaşıkçı’nın kaybedildiği günün gecesi 22:00’de yedi yolcuyla dönüş için hareket edip Dubai’ye inmişti. Yani tek uçakla dokuz kişi gelmiş, iki uçakla on üç kişi gitmişti; Kahire ve Riyad’dan gelmişler, Kahire ve Dubai’e dönmüşlerdi.
Bir uçak (HZ-SK1), 2 Ekim günü 13:23’te Riyad’dan kalkmış, 17:15’te İstanbul’a varmış, havalimanında bir saat yirmi beş dakika durduktan sonra 18:40’ta kalkıp Kahire’ye yönelmiş ve 23:31’de oraya inmiş. Belli ki İstanbul’a gezmeye-oyalanmaya gelmemiş. İkinci uçak (HZ-SK2), Riyad’dan 1 Ekim gecesi 23:40’ta kalkıp, 03:13’te (artık 2 Ekim olmuş) inmiş; Kaşıkçı kaybedildikten sonra, o gece 22:54’te kalkıp Dubai’ye gitmiş, 02:48’de inmiş (hepsi TSİ, kaynak: BBC, planefinder.net - Washington Post, AirNavRadarBox sitesine dayanarak, ilk uçağın iniş saatini 16:15 olarak verdi; burada saat farkına dayalı yanlışlık da olabilir).
Bu gelen gidenlerle ilgili iki mühim nokta var. İlki, Medyascope’un “Güne Bakış”ında “Görevdeyken buna benzer bir olayla karşılaştınız mı?” sorusuna muhatap olan, eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’in kurduğu bağlantı: “Suudi Arabistan’dan uçakla görevlilerin gelmesi ve tekrar geriye dönmesi gibi olaylarla cinayet saati arasında bağı kurduğunuzda, şimdiye kadar böyle bir olayla karşılaşmadık.”Yani, “cinayet işlemeye böyle ekip gelip gitmedi” demek istiyor!
İkincisine Şimşek sözkonusu yazısında işaret ediyor: Bu uçaklar kalkışlarından önce polisçe aranmadı.
- Uçaklar aranabilir miydi?
Uçaklardan ilkinin aranamaması belki kabul edilebilir; çünkü “Kaşıkçı kayıp!” diye henüz ortalık ayağa kaldırılmaktayken (18:40’da) bu uçak kalktı gitti. (Gerçi “şüphenin 17:15 gibi ortaya çıktığı” ve “istihbarat ve emniyet kurumları”nın “17:30 itibarı ile ‘acil’ koduyla harekete geçtiği” söyleniyor, ama bunları teyit etme şansım yok.) İkinci uçak -BBC’nin planefinder.net’ten derlediği bilgiye göre- gece 22:54’de kalkmış. Yani neyin ne olduğunu anlamak, en azından şüphelenmek için bol zaman var. Hele elde “kayıtlar” varsa, emin olmak için de var.
Kaşıkçı’nın nişanlısının konsolosluk önünden telefon ettiği ve Kaşıkçı’nın saatlerdir ortada olmadığını bildirdiği ilk kişi, AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, 6 Ekim günü şöyle anlattı: “(…) O telâş içinde birkaç dakika titreyen parmaklarım telefonda uygun isimleri aradı. Aradıklarımın bir kısmına ilk denemede ulaşamadım. Neyse kısa süre içinde bilmesi gereken herkes bildi, o saat itibariyle [Kaşıkçı’nın]kaçırılması halinde alınması gereken bütün tedbirlerin en üst düzeyde alındığı bilgisi bile geldi.” O halde ikinci uçak, içindeki tetikçi ve temizlikçilerle birlikte neredeyse gecenin on birinde nasıl rahat rahat uçup gitti?
Vakitlice harekete geçilse infaz-temizlik timinin elini kolunu sallaya sallaya gelip gitmesi imkânsız. Vakitlice harekete geçilememesi için de sebep yok görünüyor. Ya karanlık bir nokta var ya da bilgi eksikliğinden kuramadığımız bir bağlantı.
- Minibüsler izleniyor muydu?
Özel uçaklardan camları karartılmış siyah minibüslere. İçinde çok sayıda kutunun bulunduğu bir siyah araçtan sözediliyor. Polis peşine düşmüş. Pek erken bir aşamada, devlet katında hakim kanı Kaşıkçı’nın öldürüldüğü. Yasin Aktay konuşuyor: “Kaşıkçı’nın girdiği İstanbul Konsolosluğu’ndan aynı gün camları siyah film kaplı altı aracın çıktığı bilgisi var. (…) Kaşıkçı’dan hemen önce Suudi Arabistan’dan uçakla gelen 15 kişi camları siyah film kaplı altı araç ile konsolosluğa giriş yapıyor. Kaşıkçı’nın öldürüldükten sonra konsolosluktan çıkarıldığını ve bu uçakla götürüldüğünü düşünüyoruz. Uçağın içinde o gün herhangi bir inceleme yapılmadı.”
Yeni Şafak’ın görüştüğü bir “güvenlik uzmanı”, Dr. Erhan Canikoğlu da minibüsler hakkında şunları söyledi: “Suudi heyet normal kapıdan girmesine karşın, minibüsün özellikle konsolosluğun garaj bölümüne sokulması olağandışı bir durum. Aynı şekilde konsolosluktan çıkıp Başkonsolosun yakın mesafedeki evine giden aracın da doğrudan kapalı garaja girmesi dikkati çeken bir diğer husus.”
Takvim de, Kaşıkçı içeri girdikten bir saat kırk beş dakika sonra konsolos Muhammed Uteybi’nin konutuna yaklaşan ve içinde Kaşıkçı’nın (veya naaşının) bulunduğu ileri sürülen 34 CC 1865 plakalı siyah Mercedes Vito’nun macerası ve onunla ilgili olarak etrafta yaşanan hareketlilik üzerine bol yayın yaptı. Servis edilen bunca görüntüden anlıyoruz ki orası anbean izleniyor.
Yukarıdaki “vakitlice” meselesini hatırlayalım.
• Eli silahsız, savunmasız, tek başına bir adamı öldürüp cesedini yok etmek için bunca elemanı oradan buradan gönderip aynı gün içinde geri götürmenin anlamı var mı?
Bu soruya cevabı özellikle adlî tıp uzmanları verebilir. Muhtemelen öldürmekten çok, iz bırakmadan öldürüp ortadan kaldırmak için birtakım uzmanlıklara gerek vardır. Ayrıca, her ihtimale karşı, suça doğrudan, fiilen karışacak kişilerin, suç mahalli yabancı ülkede bulundurulmaması, cinayete karar verenler açısından anlaşılır bir karar. Eğer kaçırma amaçlandıysa belki daha karmaşık bir operasyona ihtiyaç olacaktı; bunun için hangi işlevleri yerine getirecek kaç kişi gerekir, bilmiyorum haliyle.
Suudi yetkililer, “böyle birilerini göndermedik” diye iddia ettiler. 2 Ekim’de “herhangi bir heyet” gönderilmemiş! Suudilere göre ayrıca, iktidar propaganda aygıtı ve Türk medyasında isimleri, fotoğrafları yayımlanan kişiler “ülkelerine dönmekte olan normal turistler”di!
Siz bu satırları okurken, cinayetin bu ekibin işgüzarlığı veya iş bilmezliğine bağlanması yönünde arayışlar sürüyor.
—- DEVAM EDECEK —-
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları













































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024