Ahmet TAŞGETİREN
Amerika korumayacak. Belki korumak istedi ama Türkiye çetin çıktı. Tayyip Erdoğan’ı ile de koca halkı ile de...
Biden’in beden dilini okuyan, Amerika’nın geldiği noktayı görür.
Yargı süreci vs. sonunda iade gerçekleşecek.
Olmadı, daha kötü sonuçların tahminini yapanlar var. Türkiye’ye gelip konuşmanı önleme amaçlı bir CİA operasyonu çerçevesinde etrafındaki bir Türk veya Müslüman asıllı bir Amerikalı’ya infaz ettirmek gibi. “Amerika böyle örtülü operasyonlara zemin hazırlar mı?” sorusuna ise kimse “Hayır” demiyor.
Bu iş bitti bayım.
İslam dünyasında yaşanan “kaht-ı ricali - adam kıtlığını “ aşmak için gerekli olan “İnsan yetiştirme” projesinin “Türkiye’yi vurmak” gibi bir ihanetin aracı haline getirilmesi herhangi bir hareket için cürüm olarak yeter de artar bile.
O kadar masum şeyler çamura saplandı ki...
Türkiye’de hareketin geldiği noktaya bak bir. Hadi siyasi kadrolar şöyle veya böyle saiklerle karşı tavır almış olsun, millete ne diyeceksiniz? 241 insan can vermiş, binlerce yaralı var, nerede ise herkese dokundunuz ve kötü dokundunuz. Herkesin içinde bir yara açtınız.
“Biz yokuz” inkarları kimseyi inandırmıyor. Çünkü öylesine “Güven tahribatı”na yol açtınız ki, sizde gerçek nedir’in cevabı kayboldu. Bu darbenin içinde yer aldınız. Orduda vardınız, hem çok çok vardınız ve siz o varlığı, milletin seçtiği insanları vurmak için kullandınız.
Azıcık basiret olsa, bu memleketin bağrında yaşayan Menderes acısının nüksedeceğini düşünür, böyle bir çılgınlığa kalkışmazdınız. Diyelim merkezi iradeden bağımsız kalkışanlar oldu, mani olurdunuz. Ama bu cürme ortaksınız. Bu cürmün içindesiniz.
Söyleyeceğim şu:
Böyle durumlarda biraz şeref hassasiyeti, biraz Batılıların “Şövalyelik” dediği, bizim dilimizde “civanmertlik” denen duygu varsa, en öndeki adam ortaya çıkar ve;
-Ne yapacaksanız bana yapın, işte geldim, der.
“Ablalar” adı altında başı örtülü kadınların sıra sıra polislerin önünde emniyete- adliyeye götürüldüğünü gördükçe içim acıyor.
O askeri lise öğrencileri, çarkın içine düşmüşler ve bugün ne yapacaklarını bilmiyorlar.
Pek çok evde “Acaba bugün kapımız çalınır mı?” endişesi yaşanıyor.
Biz, “Aman adalete dikkat” çağrıları yapıyoruz yönetenlere karşı...
Ama böyle dönemler böyledir. Göz gözü görmez olur. Kuru - yaş savrulur.
Amerika er - geç verecek. Aslında vermediği her saniye de, onun korumasında bulunan kişi için zilletin devam ettiği anlamına geliyor. Ne yani Amerika’nın Türkiye’ye karşı koruduğu bir adamın izzeti mi olur?
Ama Amerika’nın da bir reel-politiği var ve onun, şu sıra Türkiye’nin beklentilerini karşılamak gibi bir yolda ilerlediği açık.
“-Üç beş ay sonra Hillary gelir, ona şu kadar seçim finansmanı yapmışız, bizim elimizden tutar” diye düşünülüyor, kitlelere bu bir “Ümit” gibi pompalanıyorsa, bu da zilletin diğer boyutu. Hillary de reel-politikten kurtulamaz.
Hicret’le, başka dini söylemlerle avutma insanları. Hicret’e yazık ediyorsun, diğer dini aidiyetlere yazık ediyorsun. Yazık.
Bu harekete safiyane duygularla katılmış binlerce insan var. Onların bir kısmı koptu ama, böyle yapılardan kopmak da kolay değil. Herkes biraz beyin operasyonuna maruz kalmıştır ve merkez özgür bırakmadıkça özgürleşemezler. Biraz statü edinmiş olanlar başka, çıkar edinenler başka, ama “Hizmet”in de motive ettiği insanlar var, bırak onların yakalarını.
De ki:
-Evet çağırdım geldiniz. Yürüdük yürüdük yürüdük, ama işte çamura saplandık. Bunun vebali benim omuzlarımda. Bana inandınız ve peşim sıra yürüdünüz. Bu iş Amerika’da sonuçlanmamalıydı. Bu iş darbe girişimi ve eller kanlanmış olarak sonuçlanmamalıydı. Bu iş diğer Müslümanları vurmaya varmamalıydı. Sizin samimiyetinize layık değilim. Bırakın peşimi.
Ve gel Türkiye’ye, milletin huzuruna çık ve de ki:
-Bütün suç benim. Başkalarını bırakın beni yargılayın. 40 yıllık savunmamı kendim yapacağım. Milletim affeder etmez, ama onun huzurunda hesap vermeye geldim. Amerika’da ölmek istemiyorum. Sanki Medine’den kaçıp Bizans topraklarında can vermiş gibi, Amerika’da ölüp, bana inananların yüzünü bir kere daha yerlere sürmek istemiyorum.
Bu bir civanmerdlik imtihanıdır bayım. Görelim bakalım civanmerdliğiniz kaç karat!
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025