Ahmet TAŞGETİREN
Rıza Zarrab'ın Zafer Çağlayan'a hediye ettiği 700 bin liralık kol saati. Ve onunla bağlantılı hediye – rüşvet – komisyon iddiaları. Ve ilaveten üç ayrı bakanla ilgili iddialar.
Böyle bir iş var Türkiye siyasetinin hafızasında, kapanmayan bir dosya olarak.
Bu dosya ve bağlantıları, dört bakanın hükümetteki görevini bitirdi.
O zaman dört bakanın Yüce Divan'a gitmesi ve aklanmaları da Ak Parti'nin gündemine geldi.
Başbakan Davutoğlu 4 Bakana“Yüce Divan'a gitmeyi siz talep edin” tavsiyesinde bulundu. Davutoğlu o günlerde “Harama uzanan eli koparırız” şeklinde konuşuyordu.
Ak Partili milletvekilleri de “Bakanlar Yüce Divan'a giderse parti olarak elimiz çok rahatlar, yolsuzluklarla bakanları feda etmek pahasına mücadele ettiğimiz anlaşılır” diye düşünüyordu.
Ak Parti'nin duayen isimleri, mesela o dönemin Meclis başkanı Cemil Çiçek adeta bugünleri hatırlatan sözler söyledi: “Yüce Divan’a gitmezlerse bu konu hiç durmadan tartışılır, tartışmalar sürer durur. Giderlerse mahkeme karar verir ve üzerinde fazla durulmaz, hayat devam eder. Dava sonucu ne olursa olsun Türkiye'nin imajı açısından çok kötü oldu. Keşke bu olaylar olmasaydı.”
Çiçek,yolsuzluk tartışmaları yüzünden Türkiye'nin şeffaflık açısından onbir basamak gerilediğini de söyledi.
Sonra Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu bakanları akladı.
Dosya kapandı?!
Hayır kapanmadı.
Olay 17/25 Aralık operasyonu ile başlamıştı.
Bu operasyon, devletin normal akışı dışında bir Emniyet – Yargı operasyonu idi.
Bu operasyon Türkiye'de sonra FETÖ diye anılacak bir Paralel Devlet Yapılanması olgusunu gündeme getirecekti.
Kısaltılmış şekliyle bundan böyle PDY diye anılacak ve Milli Güvenlik Kurulu kararlarına girecek olan Yapı, böyle bir yolsuzluk operasyonu ile gündeme gelmekteydi. Operasyonun daha yukarıları, doğrudan Cumhurbaşkanı ve Ailesini hedef aldığı kanaati herkesin ortak fikriydi.
Operasyonun bir ucu, Amerikan ambargosu döneminde İran'la yürütülen girift ekonomik ilişkileri hedef alıyordu. Zarrab, Çağlayan o ilişkiler çerçevesinde yakın alakalar oluşturmuşlardı.
İran'la yürütülen ekonomik ilişkiler Türkiye'nin çıkarına idi. Amerika'nın İran kuşatmasını delmiş oluyor, böylece Amerika'yı rahatsız ediyordu.
17/25 Aralık operasyonu Amerikan çıkarları adına Hükümeti vurmak üzere devreye sokulan bir eylem miydi?
Yoksa
Bu milli kaygıların içine sokulan yolsuzluk urunu ortaya çıkararak Hükümeti sarsma girişimi mi?
Bugünler...
Devlet içerde 17/25 Aralık'la iltisaklı tüm alanı tasfiye ediyor.
Ancak Zarrab Amerika'da tutuklu. Bir Halk bankası yöneticisi tutuklu. Ve Hükümet üyesi Zafer Çağlayan için tutuklama kararı verilmiş durumda.
Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ, “Hükümet üyesi olarak Türkiye'nin çıkarlarını savundu” yaklaşımı ile Çağlayan'a sahip çıkmış durumdalar. Üstelik Bekir Bozdağ, Amerikan yargısının 17/25 Aralık “Darbe girişimi”ni sürdürdüğünü ifade ediyor. Amerikan yargısı FETÖ tarafından kullanılıyor. Bazı yorumlarda da Amerikan derin devleti, Erdoğan'la bu tarzda hesaplaşıyor.
Ben Amerika'da bir yerlerin Erdoğan'la, Türkiye ile hesaplaşma halinde olduğuna inananlardanım. Bu, bütün İslam dünyasına yönelik hesaplaşmanın bir uzantısı. O dönemde Türkiye – İran ilişkileri de, Amerika'nın hesabını bozan niteliğiyle boy hedefi olmuştu.
Bu davanın böyle bir hesaplaşma boyutu olduğu muhakkak.
Ama “kol saati” ile sembolize olan yolsuzluk dosyalarını, bu “milli mesele” ile içimize sindirmemizin istenmesi içimize sinmiyor. “Çağlayan'ın yükü”nü taşımanın ve tüm siyasi harekete taşıtmanın nasıl bir gerekçesi olabilir ki?
2019 öncesinde Ak Parti böyle bir gündemle boğuşur hale geliyor. Evet bu, bir Amerikan hamlesi ile karşı karşıya bulunulduğunun işaretidir.
“Görevimiz Tehlike”senaryolarında Amerika, hedef aldığı liderleri idealleri üzerinden vurmuyor, yolsuzluk vs gibi etik malzemeler üzerinden kurşun atıyor.
Zarrabişi de Çağlayan işi de “iltisaklar” da oldukça sıkıntılı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
11.12.2025
4.12.2025