Ali Saydam
Arama motoruna 'Meşazını aldım videosu' yapıp arayanların bir 'Türkiye gerçeği' ile karşılaşacaklarını hemen belirtelim. Romanda okusa, filmde seyretse 'Yanlış Türkçe' diye katiyen burun kıvırmayacağı bu ifadenin etrafında dönen videoyla dalga geçenlerin 'meşazları'na da göz atmanızı öneririz. Bu videoyu Konya Altınekin'den bazı gençler cep telefonlarıyla çekmişler. Yoksul ve neşeli gençler oldukları anlaşılıyor.
“Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır” diyen Cumhurbaşkanı'nın sesiyle başlayan videoda ilk konuşan Harun diyor ki:
“Cumhurbaşkanım meşazınızı aldım. Büyük Türkiye ve güzel yarınlar için ben de evet diyorum. Yunus kardeşim sen de var mısın?”
Söz, Harun'dan Yunus'a, sonra birbirlerinden devraldıkları sırayla Rahman'a, Mehmet'e, Halil'e, Selman kardeşe, Sami kardeşe ve Mustâ abiye geçiyor. Ayan beyan bir naiflik… Videonun yayınlandığı Youtube sayfasındaki yorumların bir kısmı ise içler acısı… Destek verenleri ve elbette küfürleri çıkartarak bazılarına göz atalım:
- 'Hayır' demek için bir neden.
- Bunların meşazı alabilmeleri bile mucize
- Arda, Rıdvan falan milyon dolarlar için “meşaz” alıyorlar. Onları anlıyorum da siz neyin “meşaz”ını alıyorsunuz anlayamıyorum sefilcanlar? Günde 12 saat 7 gün köle gibi çalışmaya devam edersiniz bu kafayla, o da iş bulabilirseniz. #Hayır yani bu neyin kafası onu hiiç anlamıyorum ?
-ahahhaha aynı telefonla aynı evin farklı odalarında çekmişler videoyu. 0.55 deki elemanın arkasındaki koltuk örtüsüyle 1.01 deki elamanın arkasındaki koltuk örtüsü aynı.
-Sorsan neye evet dediklerini bile bilmiyorlardır
- Mesaj diyebilselerdi ne kadar etkili olurdu
İşte 'Türkiye gerçeği' dememin nedeni bu ucube karşıtlık… Hazin olan, rahmetli Attilâ İlhan'ın deyişiyle 'halka boka bakar gibi bakanlar'ın toplumsallık duygusundan bir nebze nasiplenmemiş oldukları halde ülke kaderine dair böylesine kibirle, işkembe-i kübradan atıp tutmaya çalışmaları…
Videoyu gönderen damardan solcu bir arkadaşımız, “Sosyalistler çekemedi böyle videoyu… Görüntüyü al, farklı sesle, farklı mesajlarla monte et, ardından 'işçiyiz güçlüyüz sosyalistiz, de. Türkiye İşçi Partisi'nin sloganlarına ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyoruz. O parti hâlâ yeni; çünkü eskitemediler” diyerek noktayı koymuş aslında.
Gülse Birsel'in “Nilhan Sultan Hanımefendi Hazretleri, canınıza da yetse, yapacak bir şey yok. Ayaklar baş oldu, sorma bacım!” diyerek eğlendiği (!) 'ayakların baş olma' durumunun özeti bu videoda tüm çıplaklığıyla ortadadır.
Tarihi de, yoksulu da hor görmenin cezasını yine bu millet çekmiyor mu?
Mesajın kimden alınıp, kime verileceğini, hedef kitlesinin doğru tanınıp tanınmamasının önemini zihninde ve vicdanında değerlendirmesini beceremeyenlerin sosyal medyada ahkam kesmesinin doğallığı bir ölçüde anlaşılabilir de, bu türe dahil körebe oyuncularının siyasette boy göstermelerine akıl sır erdirmek kolay değil vesselam…
İletişimin alfabe sözcüklerinin en kallavisi olan, (özle direkt ve en dibinden temasta olduğu için) 'mesajı' bu günlerde Konya Altınekinli gençlerimiz kadar pürüzsüz, net veren kaç muhalif siyasetçimiz var acaba?
Öze dokunan mesajını biliyorsan, 'yerinde ve doğru' ifade edebiliyorsan, hedef kitleni tanıyorsan, ne istediğini biliyorsun demektir.
Ne istediğini bilmeyenlerin mesajlarından doğan kirli gürültü dumanını dağıtmasını başarabilen her iletişim çalışması, sahibini güçlü kılar.
'Kararsızlar'ın belirlemediği seçim mi var?
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP'nin yaptırdığı anketlerin sonuçlarını ekrandan açıklarken diyordu ki:
“Anayasa Komisyonuna metin gitmeden önce yüzde 43 Evet yüzde 41 Hayır'dı. Anayasa komisyonu bittikten sonra bizdeki ankete göre 6 puan Hayır, Evet'in önüne geçti. Ama AKP'nin ve bir kaç bağımsız anket kuruluşunun yaptırdığı anketin bu farkın 4 puan olduğu söyleniyor. Yani 6 puanlık bir değişim var. Bunu neye bağlıyoruz? Kararsızlar azaldıkça hayır artıyor.”
Umut yine kararsızlarda… 'Kararsızlar belirleyecek?' ifadesinin belirleyici olmadığı hangi seçim ya da referandum vardır acaba?
Yine her seçimde olduğu gibi bu referandum öncesinde de anket sonuçlarından üç aşağı beş yukarı hesaplamalarla yorganı kendi üstüne çekip, diğerlerini açıkta bırakırcasına sonuçlar çıkarmak da bir tür seçmeni etkileme modası haline dönüşmüş durumda. Bu çabaların boşuna nefes tüketmek anlamına geldiğini bir kez daha belirtelim.
Geçen haftaki yazımızda ifade ettiğimiz gibi, AK Partili uzmanların bile sonuçlarını doğru tahmin edemedikleri %49,48'lik 1 Kasım AK Parti Zaferi'ni ve 2002 seçimlerinde AK Parti ve Tayyip Erdoğan'ın neredeyse tüm medyanın aleyhte yayın yapmalarına rağmen iktidar olduğunu sık sık hatırlamakta yarar vardır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019