Ali Türer
Siyaset alanında ikiyüzlülük, S. P. Huntington’nun “Medeniyetler Çatışması” (1996) ile Batı’ya armağanıdır. Yazık ki bugün, post modern süreç içinde dünyada giderek yaygınlaşan böyle bir durumu yaşıyoruz.
Asya, Afrika hatta Amerika’da dini orijin üzerinden yükselen tepkilerle birleşince Huntington uyarısı, savaşlar, iç çelişkiler nedeniyle yorgun düşmüş Batı üzerinde etkili oldu. Bu uyarı bir anlamda Batı’yı, kültürel bagajında önemli yer tutan “böl, kontrol et ve yönet” politikalarına geri çağırdı. Yeni sağ bu sesi duydu, bu paradigmaya içinden geçtiğimiz süreç içinde yeniden döndü.
Bugün Batı’nın Asya ve Afrika da yaşanan otoriterleşme eğilimlerini, katliamları, insan hakları ihlallerini, çatışmaları deyim yerindeyse doğal karşıladığını, seyrettiğini görüyoruz.
İsrail’in Golan Tepelerini ilhak etmesine göz yumacağı sinyalleri geliyor Amerika’dan. İsrail bunun için hemen hazırlıklara başlıyor, Batı yine tepkisiz, seyrediyor. Türkiye’de ayıplı bir seçim yaşanıyor.
YSK seçime girerken aday olmalarına onay verdiği kayyum atanmış eski belediye başkanlarının 31 Mart yerel seçimlerinde aday olmalarına göz yumdu. Fakat bunlardan bir kısmı sandıktan belediye başkanı olarak çıkınca, 10 puan geriden gelen ikinci sıra AKP adaylarına mazbatayı veriyor. Açıkça bu adaylara bir çeşit tuzak kuruyor, halkın iradesine el koyuyor. İstanbul’da seçim sonuçları birilerinin beklediği gibi çıkmayınca, seçim öncesi o birilerinin tespit edilmiş seçmen kaydırmaları için yapılan şikâyetleri dikkate almazken seçim sonrasında kendi yaptığı kaydırmalar üzerinden o birilerinin seçim iptali istemini görüşmeyi kabul ediyor. Seçimi sonuçlandırıp, kazanmış adaya mazbatasını veremiyor.
Bütün bu insan hakları ihlalleri, İktidar gücünün muhalefet üzerinde açık kullanımı, keyfilik, hukuksuzluk, otoriterleşme Türkiye’de yaşanırken Batı Avrupa ülkeleri seyrediyor.
Batı’nın bu tavrı “uyuz olsunlar da kaşıyacak tırnakları olmasın” tavrıdır. Yeni Sağın yaklaşımı tam da bu. Kendisine tehdit oluşmadığı yerde Batı kör, sağır oluveriyor. Az sayıda dürüst demokratın, sosyalistin sesini ise yandaş basın yüzünden zaten duyamıyoruz.
“Biz ve Diğerleri” ikiyüzlülüğünün orijini böylesine güçlü olunca, gelişmekte olan ülkelerde otoriter yönetimlerin keyfi davranışları için elverişli bir ortam oluşuyor. Bu yönetimlerin kendilerini sakınmaları için bir neden kalmıyor. Daha fütursuz, daha gözü kara, davranıyorlar. Ben “ne yapıyorum, ülkeyi nereye götürüyorum. İnsanları bir birine kırdırırsam Tarih benden nasıl bahseder” diye durup düşünmüyorlar.
Post modern süreç içinde Milliyetçilik, Kökten dincilik, Radikal İslam dilediği gibi at oynatacak alan buluyor kendine. Bu koşullarda, otoriterleşme yolunda hangi aktör başat, hangisi daha kullanışlı, hangisi figüran bunları ayırt etmek de çok kolay değil. Şu “Cumhur İttifakı” dışında kalan % 48.36’nın içinde, “biz ve diğerleri” kültürünün çekim alanına girmemiş kaç kişi çıkar sizce?
AKP ve yandaşları otoriterleşme yolundaki engelleri bertaraf etmeye çalışırken CHP aday seçme sandığını üyelerinin önüne koyabildi mi? Dokunulmazlıkları kaldırma yolu ile siyaset dışı bırakmaya su taşıdığı HDP’nin oyları olmasa bugün İstanbul’da başarı çığlıkları atabilir miydi? Dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek verdiği için bu ülkenin ne bedeller ödendiğini kendi içinde sorgulayabildi mi?
Asıl sorgulanması gereken “biz ve ötekilere” dayalı siyaset yapma alışkanlığıdır? Hala Kürtlere dönüp siz aslında Türksünüz” demenin aslında bu insanlara “bu vatanın, bu bayrağın altında bir yeriniz yok” demek anlamına geldiği ne zaman fark edilecek? Bunu anlayamadıkça gelecek ile ilgili otoriter yönetimden farklı söyleyebileceğiniz neyiniz olur?
Çok kültürlülüğü, herkes için ana dilde eğitimi, farklı inançların birbirini incitmeden bir arada yaşamasını kabul etmeden bu topraklarda huzurlu yok? Bırakın AKP-CHP itişmesini de önce bunu bir görün?
Şiddet, güç kullanma, çatışmadan beslenme birlik beraberliği bozmanın en provokatif yoludur. Bir “Hayır” cephesinin kurulması öncelikle “biz ve ötekiler” ikiyüzlülüğünü ret etmekle mümkündür. Bunun için önce Milliyetçi duygularınızı yeniden gözden geçirmek zorundasınız.
Bugün cevap aranması gereken temel soru şu: Dayatılandan farklı olarak nasıl bir Türkiye istiyoruz, bunun için neleri göze alabiliriz?
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024