Amberin ZAMAN
Üzerinden bir hafta geçti ama tartışmalar bitmek bilmiyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir günlük Washington gezisinin tetiklediği fırtına bir türlü dinmiyor.
Gün geçmiyor ki Erdoğan’ın korumalarının Türk büyükelçiliği rezidansı önünde döverek, tekmeleyerek, kan revana bulayarak hastanelik ettği protestocular ekranlarda yer almasın. Gün geçmiyor ki ABD’li siyasetçiler skandal görüntüler konusunda açıklamada bulunmasın.
Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın ivedilikle kovulması gerektiğini beyan eden kıdemli Cumhuriyetçi Senatör John McCain’ın ardından bu kez Kongre üyesi Demokrat Carolyn Maloney 28 mevkidaşı adına zehir zemberek bir mektup yazıp Twitter hesabında paylaştı.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’a hitaben yazılan mektupta korumaların yargılanıp hapse atılması gerektiği savunuldu. Şiddet görüntülerine değinen Maloney, “Türk korumaları yere çöken kadın ve erkekleri tekmeledi. Bu davranışlar sadece gayri hukuki değil ABD değerlerine ters düşüyor” ifadelerini kullandı.
Tillerson cevapta gecikmedi. Pazar gecesi Fox News’a konuşan ABD’li bakan rezidans önünde yaşananların ‘kabul edilemez’olduğunu ve soruşturmanın sürdüğünü açıkladı.
Hatırlarsanız Erdoğan geçen yıl mart ayında Washington’a geldiğinde benzer olaylar yaşanmıştı. Brookings adlı düşünce kuruluşunda konuşma yaptığı sırada korumaları yine terör estirip basına konu olmuşlardı. O kez de ilk hedefleri kaldırımın karşısında slogan atan Kürt yanlısı protestoculardı. Kendi gözlerimle gördüm.
Bu gibi olayların tekrar yaşanmaması için korumaları sıkı sıkıya tembih etmek gerekmez miydi?
Belli ki edilmemiş. Hatta Washington’da tam tersi korumaların aynı şekilde davranmaları için teşvik edildiği algısı hakim.
Dahası arbede anında çekilen görüntüleri analiz eden araştırmacı gazetecilik kolektifi BellingCat, saldırı talimatının bizzat cumhurbaşkanı tarafından verilmiş olabileceğine işaret ediyor.
Sosyal medyada defalarca paylaşılan görüntülerde korumalardan biri rezidansın önüne gelen Erdoğan’ın makam arabasına doğru eğiliyor, içindekilerle bir şeyler konuşuyor. Ardından doğrulup yine koyu takım elbiseli kulaklık takan bir adamla konuşuyor. Adam başını ‘Evet’ dercesine sallıyor ve saldırı başlıyor.
Akabinde Erdoğan arabadan çıkıyor ve rezidansın giriş kapısına doğru yürüyor.
Ancak Türk makamlarına göre şiddeti başlatan taraf Erdoğan aleyhinde slogan atan ve YPG bayraklarını taşıyan protestocular. Sarı tişörtlü bir Erdoğan taraftarının kanlı görüntüleri bunun kanıtı olarak sunuluyor. Oysa söz konusu şahsın büyük iştahla protestoculara kendiliğinden saldırdığının da görüntüleri var.
Üstelik rezidans ile protestocular arasında epey mesafe var. Dolayısıyla Erdoğan’a tehdit oluşturmaları söz konusu değil.
Korumalardan ikisi kısa süreliğine gözaltına alınmış ama diplomatik dokunulmazlıkları sayesinde serbest bırakılıp cumhurbaşkanıyla birlikte Türkiye’ye dönmüşler. Şiddete bulaşan korumaların kimlikleri tespit edilip bir daha ABD’ye ayak basmamaları için ABD içişleri bakanlığının harekete geçmesi bekleniyor.
Washington’un emniyet müdürü, belediye başkanı, önde gelen TV kanalları ve gazeteler…
Türkiye hakkında olumsuz görüş beyan etmeyen kalmadı. Hatta Washington Post konuya ilişkin başyazısında Erdoğan’ın bir daha ABD’ye gelmemesini teklif etti. Anlayacağınız Türkiye’nin zaten iyice berbatlaşan imajı bu sayede daha da battı. Kürtlere duyulan sempati ise aynı nispette arttı.
Peki ABD lobi firmalarına milyonlarca dolara harcayan hükümetimiz ne yaptı?
“Kabahat varsa gereği yapılacaktır” demek yerine olayı daha da dallandırıp budaklandırmayı yeğledi.
Büyükelçi Kılıç’ın geçtiğimiz hafta ABD dışişlerince ikaz edilmek üzere çağrılması üzerine Ankara kendince misillemede bulundu. Dün ABD Büyükelçisi John Bass dışişlerine çağrıldı. Tüm kabahatin ABD’nin yetersiz kalan güvenlik elemanlarında olduğu söylenip diplomata bir güzel fırça atıldı.
İşin ilginç tarafı Washington’daki Türk elçiliği konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada ABD’li güvenlik elemanlarının ‘agresif ve gayri profesyonel’ davranışlarını kınarken, rezidans önünde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yakın korumalarını hedef aldıklarını iddia ediyor. Erdoğan’ın korumalarından söz edilmiyor.
Bu da Ankara’daki diplomatik çevrelerde, suçu Erdoğan’ın korumalarının yerine olası kabine revizyonunda ‘gidici’ olduğu dillendirilen Çavuşoğlu ekibine yıkma çabası olarak yorumlanıyor.
Ne var ki bu gibi cinlikler Türkiye’de yutturulsa da, buralarda pek işe yaramıyor. Bizden hatırlatması.
Not: Yeni Şafak yazarı Akif Emre’nin zamansız şekilde hakka yürüdüğü haberini aldık bugün. Emre, muhafazakar medyanın en saygın, efendi ve bilgi sahibi kalemlerinden biri olarak her daim anılacaktır. Ruhu şad, ailesi ve tüm yakınlarının başı sağ olsun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2018
18.08.2018
31.07.2018
3.02.2018
24.06.2018
14.06.2018
3.02.2018
20.05.2018
1.02.2018
23.04.2018