Ayhan BİLGEN

Ayhan BİLGEN
Ayhan BİLGEN
Tüm Yazıları
ATEİST ALEVİLİK
2.05.2014
2471

 Başbakan gidecekse de  vuruşa vuruşa gidecek, kalacaksa da bunu vuruşmaya borçlu olacak.

Almanya Cumhurbaşkanı’na cevap yetiştirirken araya sıkıştırdığı “ateist aleviler” göndermesi hem bilinç altını yansıtıyor hem siyasal kamplaşma zeminine yönelik tercihlerini.

Elbette öncelikle bir başbakanın  ateist yada Alevi olmayı, kınanmaya değer bir durum gibi algılayıp yansıtmamayı  biliyor olması beklenir.

Her şart altında Başbakan’ın haklı olduğunu anlatmaya kendini memur görenler “başbakan ateistlere yada Alevilere değil  ikisi birden olanlara tepkili” diyebilirler.

İkisi birden olmanın ne kadar mümkün olduğu teoloji, felsefe hatta sosyolojinin tartışma konusu olabilir ama siyasetin değil. Devletin görevi kimlikleri netleştirmek yada daha doğru(!) daha tutarlı bir zemine çekmek değildir. Böyle bir yetkiyi kimse devlete vermemiştir. Bu hakkı kendinde gören bir devlet aklı ile gidilebilecek hiçbir özgürlük ortamı olamaz.

Nasıl bir İslam’ın daha doğru olduğu tartışması nasıl ancak o inancın mensupları yada toplumu ilgilendirirse, nasıl bir Alevilik tartışmasının muhatapları da başbakanlar değildir.

Başbakan her şeyin en doğrusunu bilen biri bile olsa bu durum her hangi bir inanç yada dünya görüşünü hakir gören dil kurmayı meşrulaştırmaz.

Herkese düşen ötekini anlamaya çalışmaktır. Bu birlikte eşit özgür yaşamanın bir gereğidir.  Demokrasilerde  kimse onay yada akredite makamı değildir.

Başbakan “kişiler değil devletler laik olur” diye başladığı yolda galiba gittikçe geriye gidiyor. Kişisel kimlik ve tercihleri ile temsil ettiği makamın gereğini birbirinden ayırt edemeyen  bir başbakanın ülkesinde(!) yaşamaktan bir süre sonra sadece bir avuç insan mutluluk duyabilir.

Nitekim kamu yararı(!)  için meydanlarda gösterileri yasaklayan ama hastane bahçelerinde gaz kullanma hakkını kendinde gören bir devlet uzun süre taşınamaz.

Başbakan oyunu artırdığına kendini ve çevresini inandırmaya çalışsa da seçim sistemi değişikliği ile kayıpları kazanca dönüştürme operasyonuna heveslendiği açıktır.

Seçim sistemi oyunları ile iktidarını sürdürme arayışları ya ters tepmiş yada işe yaramamış, erimeyi engelleyememiştir.

İktidarı her şeye rağmen ayakta tutan dinamiğin muhalefet boşluğu yada zaafları olduğu ortada.

İktidara yönelik her eleştirimizin  mutlaka kendimize yönelik özeleştiri ile anlam bulacağı idraki içinde davranmalıyız. Bir iktidar dili bu kadar ötekileştirme, dışlama, kamplaştırma üzerine kurulabiliyorsa, bu  kapsayıcı bir muhalefet dilinin inşa edilemiyor olmasının sonucudur.

Dindar çevrelere hitap edemeyen bir muhalefet oldukça Alevileri dışlayan bir siyaset taraftar bulmaya devam edecektir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Süleyman Çoban

    Süleyman Çoban

    15.06.2013 19:51

    Çok doğru yorumlar! Ancak kim okuyacak? Kim kaale alacak? Mühür kimde ise padişah o! Haklı olması için fazla gerekçeler gerekmiyor!!!

Yazarlar