Cemil ERTEM
SANIYORUM bu haftanın ekonomi politik olarak iç içe geçmiş üç gelişmesi var; birincisi, bir önceki yazıda anlattığımız TANAP temel atma töreni, ikincisi Avrupa Merkez Bankası (ECB) merkezi önünde (Frankfurt) başlayan ve giderek yayılan gösteriler ve üçüncüsü Amerikan Merkez Bankası ( Fed) faiz toplantı kararı… Aslında bu üç gelişme, belki de yıllardır bu gibi yazılarla, anlatmaya çalıştığımız yeni paradigmanın beklenen, bilinen başlangıç adımları idi. Aslında bir kitlesel protesto gösterisi ile sistemin en yerleşik ve statükocu kurumlarından birinin aldığı karar, nasıl aynı karenin içine sığabilir hatta her ikisi de nasıl aynı “şeyi” anlatan kapıyı açabilir diye sorabilirsiniz; cevabı basit; her iki gelişme de, şimdiye değin yürütülmekte olan neoliberal iktisadın iflas ettiğini, burada sistemin yolun sonuna geldiğini bize anlatıyor.
Neden Frankfurt?
Frankfurt’ta ECB önünde başlayan protesto gösterileri çok yeni değil; ECB önünde, Avrupa krizinin başlangıcından beri sistem karşıtı gruplar protesto nöbeti tutuyor. Bunlara zaman zaman Alman polisi müdahale ediyor; ortaya çıkan harala güreleden çoğu kere haberdar olmuyoruz; çünkü Frankfurt’ta olay çıksın da servis edelim meraklısı bir medya yok. Sanıyorum bunların bir CNN’i bile yok doğru dürüst. Almanya’da protestocuların Berlin yerine ECB’nin merkezi olan Frankfurt’u mesken tutması herkese anlamlı gelmelidir. Çünkü, Almanya merkezli finans-kapital ECB’nin merkezini mesela Brüksel gibi bir merkez değilde, Frankfurt’a getirerek, ECB’yi adeta Bundesbank’ın (Alman Merkez Bankası) şubesi yapmak istemiştir. İkincisi, başta Yunanistan olmak üzere, güney Avrupa ülkelerine kök söktüren ve aslında buralardaki krizin temel nedeni olan Troyka (AB Konseyi, IMF ve ECB) Avrupa’da halk düşmanı neoliberal politikaların ifadesidir. İşte bu yüzden göstericilerin politik öfkesi ECB’nin Frankfurt’taki merkezine yönelmiş bulunuyor.
Sizinle çok ayrı yerlerdeyiz!
Şimdi bizim bu Troyka merkezli neoliberal politikalarla temel ayrım noktamız-özetle-şu: Bunlar ve bunların bizdeki temsilcileri, mesela Güney Avrupa halkının, Akdeniz ikliminin etkisiyle tembel olduğunu bu ülkelerdeki borç krizinin de bu tembelliğin sonucu olduğunu söyler. Bunlara göre, Almanya bütün Güney Avrupa’yı sırtında taşıyan, müthiş verimli bir ülkedir. Çalışkan Almanlar her zaman haklıdır ve tembel güneylileri ne kadar çalıştırırlarsa o kadar iyidir ve kriz böyle çözülür. Ama bunlar, İstanbul’un yarısı bile zor eden Yunanistan gibi bir ülkenin, Amerika merkez olmak üzere, silah sanayicilerinin elinde nasıl beyhude silahlandırıldığını, Türkiye’ye karşı neden durmadan kışkırtıldığını sorgulamaz. Yunanistan’ın borç sorununun esasında gereksiz bir silahlanma olduğunu hep saklarlar. Küçük Balkan ülkelerinin nasıl Almanya tarafından parçalandığını-Balkanlaştırma- sanayilerinin, alt yapılarının, birikimlerinin ve emek güçlerinin yağmalandığını kimse anlatmaz. Almanya’daki sanayi karlılığının neden, Doğu Almanya’yı içine aldığı tarih olan 1990’lara kadar neden düştüğünü, bu tarihten sonra neden yükseldiğini, yine bizim “liberalizme” secde etmiş iktisatçı(!) larımız araştırmazlar. Çünkü araştırsalar karşılarında, faşizmden ancak pür “liberalizme” sarılarak kurtulacağını sanan ilhakçi Alman Reich’ını bulacaklarından korkarlar. Şimdi batının sanayi devriminin sömürüsünün ve ondan önceki merkantilist yağmasının ürettiği sahte “liberalizm”i şaşmaz kıbleleri ve amentüleri olarak belleyen bu arkadaşlar, iktisat bilimi deyince bu “liberal” öğretileri mutlak gerçeklik sanıyor. Liberal iktisadın bitmiş ama tekelci kriz döneminde çaresizce yenilenmiş neoliberal versiyonuna nikelajlı dans direğine sarılan stiprizciler gibi sarılmış gidiyorlar. Birileri bunlara merkez bankaları “bağımsızlığı” demiş onlar da bunu dans direği çıpası yapmış buraya inip çıkıyorlar. Peki Washigton Uzlaşısı ( Washington Consensus) nedir diye bunlara sorduğumuzda, anlatmaya Amerikan demokrasisinden başlarlar. Bakın ben demiyorum Güngör Uras diyor; onun 22/09/2014 tarihli Milliyet Gazetesi’ndeki yazısından “Derviş Programı” adlı bölümü aynen alalım:
“Derviş programı...”
IMF, Dünya Bankası ve de sanayileşmiş büyük devletler, benzer ülkeler gibi Türkiye’nin de Washington Consensus ilkelerini uygulaması için 1980’den itibaren baskıya başladılar. Türk bürokrasisi, zayıf hükümetler döneminde, 1980’den 2002 yılına kadar uygulamayı frenledi. 2001 Kemal Derviş İstikrar Programı, bütünüyle Washington Concensus ilkelerine uygun bir programdır. 2002 yılından sonra güçlü ve süreli hükümetler döneminde bürokrasinin direnci kırıldı. Kemal Derviş Programı sulandırılmadan uygulandı. Washington Consensus ilkeleri doğrultusunda: (1) Sanayileşmekten vazgeçildi. (2) Özelleştirme ile kamunun elindeki güçlü sanayi tesislerinin bazıları özel sektöre satıldı. Bazılarını yabancılar satın aldı. Çok büyük kısmı kapatıldı. Sonuçta üretim daraldı. (3) Gümrüklerin açılması sonucu ithalat arttı. İç üretim azaldı. Cari açık büyüdü. Açığı kapatmak için büyük ölçüde dış borçlanmaya gidildi. Borçlanmadan çarkı dönmeyen bir ekonomik yapı ortaya çıktı. (4) Yatırımlar büyük ölçüde durduruldu. Yatırımların milli gelire oranı yüzde 12’ye kadar geriledi. 1930’larda başlayan sanayileşme, 2000’li yıllarda ivmesini yitirdi. (5) Tüketime, ithalata bağımlı bir büyüme modelinde iç ve dış kaynaklar inşaat ağırlıklı yatırımlara yöneltildi.
Sizin kıbleniz neresi?
Tabii bizim burada Güngör Uras’a ilave edeceklerimiz var; butün bunları tamamlayacak bir para ve maliye politikası da, Türkiye gibi ülkelere empoze edildi. Teoride, yalnız araç bağımsızlığı olması gereken merkez bankaları, Para Kurulu, Enflasyon Hedeflemesi gibi müessese ve para politikalarıyla “bağımsızlık” kisvesi adı altında esir alındı. Bu ülkelerin Hazineleri ve ekonomi bürokrasileri, IMF’nin bıraktığı yerden başlayacak, Batı’da yetiştirilmiş, Londra’yı, Wall Street’i kıble bellemiş siyasetçi ve bürokratlara teslim edildi. Bu bürokrat ve siyasiler, her kılığa her ideolojiye girebilecek tıynetteydi. İçlerinde bir zamanlar “kahrolsun IMF diyen solcu, ulusalcılar da vardı; İslam’ı rutine, şekilci rituellere bağlamış, Dubai-Londra “adamı” sözüm ona Müslümanlar da… Dikkat ederseniz, Parelel Çete’nin bütün sözüm ona iktisatçıları bu ikinci katogoriye girer. Şimdi bu neoliberalizme parelel arkadaşlar, başından beri liberal ve –nasılsa- solcu- olduğunu iddia eden “orijinallerle” buluştu. Şimdi bu cephe, son Fed kararından sonra ne yapacağını iyice şaşırdı. Biz, başından beri Fed’in, sistemin ve Amerikan ekonomisinin gerçeklerine bakıldığında, öyle kolay faiz artıramayacağını söylüyoruz. Nitekim, geçen gün gelen karar, Fed içindeki Yellen ve Obama kanadının ipleri eline aldığını da ortaya koyuyor. Bu toplantı ortaya koydu ki, ABD, 1995’de-Ters Plaza Anlaşmasıyla- yaptığı hatayı yapmayacak. Yani Obama ve Yellen, Clinton ve Greenspan’ın yaptığı tarihi hatayı yapmadı. AB genişlemeye giderken, Çin’in yaptığı son hamle ve bunu G.Kore ve Japonya’nın da görmesi, Fed’in kararında etkili oldu. Biz bunları defalarca ve günlerce yazdık, artık bunu söylemeye utanıyorum. Bize, her fırsatta, saldıranlar ise, bütün bu gelişmeleri uzaktan bile göremedi. Ama görmelerini beklemedik zaten, çünkü onların kıblesi ayrı, bizimki ayrı… Bu bir yolculuktur, herkes yoluna şimdi.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018