Cemil KOÇAK
Evet, CHP kurultayı gündeme oturdu. CHP’nin tarihsel serüvenini iyi bilmek; onun neler yapabileceğini ve neler yapamayacağını analiz etmek açısından kanımca kritik önem taşıyor!

CHP’nin sekizinci kurultayında alınan kararlardan biri de, tüzüğün değiştirilmesi oldu. Partinin kuruluşundan beri var olan genel başkan vekilliği makamı böylece tarihe karıştı. Parti genel sekreterinin de parti divanı tarafından seçilmesine son verildi; artık genel sekreteri de kurultay seçecekti. Partinin muhalefet yıllarına damgasını vuracak olan Kâsım Gülek, kurultayda genel sekreter seçildi. Ondan beklenen partiyi yeniden toparlamasıydı. Tıpkı 1930 yılındaki Serbest Cumhuriyet Fırkası fırtınasından sonra Recep Peker’in genel sekreterliğinden de aynı beklentinin var olması gibi... Ama bu iki genel sekreter arasında gerek siyasî duruş ve gerekse fikir açısından dağlar kadar fark vardı.
PARTİ DAĞILACAK MI?
İlk kez muhalefete düşen partinin dağılıp dağılmayacağı sorusu, ilk günlerin telâşı içinde gündeme geldi. Ama partinin bu büyük seçim yenilgisinde bile yine de % 40 gibi bir oy almış olması; bir sonraki seçim için büyük bir ümit kaynağıydı. Nitekim bir önceki genel sekreter Tevfik Fikret Sılay, partinin iktidardan ayrıldığı 22 Mayıs günü parti örgütüne yolladığı son genelgesinde; “yeni bir enerji ve imanla ve kuvvetli bir tesanütle yeni duruma göre” “işlerini ayarlamış” olan parti merkezinin ayakta olduğunu belirtiyordu.
Bu aşamada bütün CHP’lilere düşen ana görev; “eşsiz inkılâp ve devlet adamımız İnönü’nün etrafında sıkı bir ideal hâlesi halinde toplanarak, tam bir feragat ve disiplin içinde canla başla çalışmak”tı.
HER ŞEYE YENİDEN BAŞLAMAK...
Yeni genel sekreter Kâsım Gülek de, partiyi yeniden derleyip toparlamak azmindeydi. Bunun için bütün partililerin desteğine ihtiyaç vardı. Parti “yeni baştan teşkilâtlanırken” herkesin katkısı lâzımdı. Gülek, bütün partililerden destek talep ederken; bu aşamada nelerin yapılması gerektiği konusunda da görüş ve önerilerini bekliyordu. Nitekim Erzurum’dan avukat Abdülkadir Erener, Gülek’in yazısı üzerine, 26 Ağustos’ta kaleme aldığı yanıtında; CHP’nin kısa bir analizini yapmaya çalışıyordu.

Erener, Erzurum’da Nakşibendi şeyhi Muhammed Nuri Efendi’nin oğluydu. Bu sırada CHP Erzurum merkez ilçe idare kurulu başkanıydı. 1946 seçiminde partisinden milletvekili adayı olmak için başvurmuş, ama aday listesine girememişti. Gülek’e yazdığı mektupta; İstanbul’a gelmek ve burada CHP’nin bir gazetesinde çalışmak ve bu şehirde avukatlık yapmak istediğini belirtiyordu. 12 Eylül 1980 sonrasında kurulacak olan Danışma Meclisi’nde Erzurum temsilcisi olarak görev aldığını da belirtmeliyim.
Erener’e göre; Gülek’in genel sekreterliği parti açısından bir şanstı. Çünkü; partinin bu makamı uzun yıllar boyunca; “hâdiseleri bu’du müceredde [tek başına idrak eden], ahval ve şeraitin mâverasında [bir şeyin gerisinde, arkasında, ötesinde bulunanlar], zaman ve mekânın haricinde, calip [çekici] ve cazip kitap sahifelerinde mütalaa eden nazariyecilerin elinde kalmak gibi, birkaç vartayı atlattıktan sonra, politikayı realiteler sanatı olarak kabul ettiğini her jestiyle ispat eden” Gülek, bu makama gelmişti.
ÇIKARCILAR GEMİYİ TERK EDERKEN...
Erener’in saptamasına göre; CHP’nin iktidarı kaybetmesinin en büyük kazancı; “menfaat esiri sefil unsurların istifa tarikiyle” partiden ayrılmış olmalarıydı. 14 Mayıs’ı takiben üç ay içinde partiden ayrılanların saptanması gerekiyordu ve ileride bir daha bu kimselerin partiye alınmamaları için önlem de alınmalıydı! Siyasî ahlâk ve terbiye açısından da bu zorunluydu.
CHP’nin kendisini yeniden gözden geçirirken eksik noktalarını tamamlaması gerekiyordu. Bu noktalar, Erener’e göre; “propaganda faaliyetleri”ydi. Bu nokta, “öteden beri bir formülden mahrum”du. Bir diğer önemli zayıflık, “parti teşkilâtı”ydı. Ocaklardan başlanarak teşkilâtın yeniden düzenlenmesi şarttı. Her köy ve mahallede parti ocağı muhakkak olmalıydı.
“İRTİCA” TEHLİKESİ BAŞROLDE
Erener’e göre; partinin iktidar karşısında önemli eleştiri silâhı, irticâ olabilirdi. Şöyle diyordu: “Âciz ve kaabiliyetsizliği sebebiyle, iktidarın irticaa dahi istinat etmek [dayanmak] istediği şu zamanda; hakiki İslâmiyetle irticaın avam [halktan olan; ilmi irfanı kıt olan kimse; okuyup yazması az olan; fakirler sınıfından; hakikate tam erememiş; tevhidin derin hakikatlerinden haberi olmayan; halkın ekseriyeti] arasında tedahül eylediği [karışmış olduğu; iç içe geçtiği, biriktiği] malumesine istinatla [bilgisine dayanarak]; irticaın bizzat hakiki İslâmiyete düşman bulunduğu” gerçeğinin anlatılması gerekiyordu.
O günden bugüne CHP’değişen ne var diye etrafına bakacak ve bir şey bulacak olan varsa eğer, bana da haber verirlerse memnun olurum...

YENİ KİTABIM...
“Tek Parti: Cumhuriyet ve Şefler” kitabım Timaş yayınlarından çıktı!
Star gazetesi yazılarımdan yeni bir demet... Yakın tarihimizin seslerini duymak isteyen tarih meraklıları için...
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları



































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016