Elif ÇAKIR
TBMM eski başkanı Cemil Çiçek, devlet adamı kimliği siyaset adamı kimliğinin önüne geçen, Türk siyasal hayatımızdaki duayen isimlerden birisidir. Çarşamba günkü ‘Türkiye’nin ayıplı referandumu’ başlıklı yazıma bir konuda itiraz etti. Daha doğrusu “Bir konuda tashih yapmak gerekir” diyerek şunları anlattı:
“Türkiye’de bugüne kadar altı referandum gerçekleşti, yedincisi de 16 Nisan’da yapılacak. 1961 ve 1982 anayasa değişiklikleri sıkıyönetim şartlarında gerçekleşti. Darbe rejimi hüküm sürüyordu. Dolayısıyla referandum paketinin içeriği hakkında bir tartışma ve fikir beyan etme imkanı zaten yoktu.”
“Altı referandumun içinde ise vatandaşın içeriğini bilerek oy kullandığı iki referandum vardır. Ve bunların ikisi de Özal döneminde yapılanlardır. İlki, sizin yazdığınız 1987’de eski politikacıların üzerindeki yasağın kalkıp kalmaması konusundaydı. İkincisi ise 1988’de yerel seçimlerin 1 yıl erkene alınıp alınmaması hakkında yapılan referandumdu.”
“Vatandaş bu iki referandumda da neyi oyladığını, neden sandığa gittiğini gayet iyi biliyordu. Zaten içeriğini bildiği, içeriğe bakarak, anlayarak oy kullanılan başka bir referandum da yoktur.”
“Türkiye’de çok partili sisteme geçtiğimizden bu yana oluşan bir genel seçim kültürünün olduğunu söyleyebiliriz. Bakınız, 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde ortaya çıkan sandık sonuçlarına. Ancak bir referandum kültürünün oluştuğunu söyleyemeyiz. Bizde yapılan referandumlarda “içerik” tartışılmaz, vatandaş “içeriğin” ne olduğuna pek bakmaz, bağlı olduğu, sempati duyduğu, desteklediği partinin ve liderinin nerede konumlandığına bakarak karar verir.”
“Oysa ki özellikle demokratikleşme yolunda olan ülkelerde referandumların demokrasiye katkısı büyüktür. Bakın bir kez daha referanduma gidiyoruz. İçerik tartışılıyor mu? Vatandaş paketin içeriğinden haberdar mı? Yok bu kültürümüz.”
“Ayıplı referandum tesbitinize katılırım. Siyasetçilerin üzerindeki siyasi yasağın kaldırılması TBMM’de halledilmeliydi. Bu ayrıca bir tartışma konusu. Doğrudur yanlıştır bu tartışılır. Ancak o dönemin şartlarında o yasağı getiren de milletti, ‘millete gidelim koyduğu yasağı kaldırsın’ da denilmiş olabilir. Tamam, birisinin yaptığı yanlış başka yanlışla düzeltilmez. O yanlış yaptı diye bizim de yanlış yapmamız gerekmiyor.”
Cemil Çiçek söylediklerinde sonuna kadar haklı. Altı referandum geçmişimiz var ancak bir referandum kültürümüzün oluştuğunu söyleyemeyiz. Liderlerin toplumlar üzerinde etkisi sosyolojik bir gerçektir. Ancak Türkiye gibi ülkelerde liderlerin vatandaş üzerindeki etkisi galiba biraz daha fazla.
16 Nisan’da yedinci kez halk oylaması yapılacak. Sanırım bilinen tek gerçek “18 madde”. Ve sanırım sandığa gidilecek ve vatandaş bir kez daha sempati duyduğu lider ve parti neyi işaret etmişse o yönde tercihte bulunacak!
İDRİS GÜLLÜCE O KAHVALTIDA NE KONUŞTU!
Mevzu malumunuz. AK Parti’li ‘eski bakanlar’ son bir ay içerisinde bir kez Beştepe’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki kez de Başbakan Binali Yıldırım tarafından ağırlandılar.
Yine mevzu malumunuz. Eski bakanlardan Sait Yazıcıoğlu’nun o toplantıda söz alıp “Ben İstanbul’u iyi bilirim, hayır oyları önde gidiyor” vesaire dediği haberi yapıldı. Bunun üzerine Sait Yazıcıoğlu çıkıp dedi ki, “O konuşmayı ben yapmadım.”
Ben, o konuşmayı da konuşmayı yapan ismi de biliyordum ancak yazmamıştım.
Bunun üzerine İdris Güllüce’yi aradım ve sordum:
“Ben doğru bildiğimi çekinmeden söyleyen birisiyim. Şunları söyledim: İstanbul’da sahayı dolaşıyorum. Teşkilatlara, esnaf ziyaretlerine gidiyorum. STK’ları dolaşıyorum. Gördüğüm manzara şudur. Kim “evet” oylarının İstanbul’da önde gittiğini dile getiriyorsa doğru söylemiyor. “Hayır” oyları daha önde gibi gözüküyor. Ya da başa baş gözüküyor. Bunun sebebi, teşkilatlarımız içeriği çok fazla bilmedikleri için vatandaşa paketi anlatma konusunda güçlük çekiyorlar. Yine içerik hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları için CHP’nin yaptığı propaganda kafalarını karıştırıyor. Mitingler kadar teşkilatlarımıza da zaman ayırıp emek sarf etmeliyiz.”
“Başbakanımız da ‘Bu izlenimlerin Hollanda öncesi mi, sonrası mı?’ diye sordu. Ben de izlenimlerimin Hollanda öncesine dair olduğunu söyledim. Bir de rehavete kapılmamak gerektiği ve teşkilatlarımızın daha fazla çalışması gerektiği hususunda bir konuşma yaptım.”
“Şu anda ise şunu söyleyebilirim, Hollanda sonrasında milliyetçi oylarda bir yükselme var. Hollanda hadisesi kararsız milliyetçilerin oylarını ‘Evet’e doğru kaydırdı. Türkiye genelinde sonuç yüzde elli altı Evet yönünde.”
***
İdris Güllüce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 38 yıllık dava arkadaşlarından birisidir. AK Parti içinde Sayın Erdoğan’la en rahat konuşan isimleri sayın deseniz İdris Güllüce ilk üçe girer. Kendisi bunu bir kez daha doğruladı ve şunu söyledi: “Bazen Sayın Erdoğan itiraz eder, sonra benim haklılığımı görür ve İdris Baba yine haklı çıktın” der.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024