Erol KATIRCIOĞLU
2002 seçimleri, yalnızca İslami kimliği temsilen AKP’nin iktidara gelmesine değil, aynı zamanda “laik”kimliğin de görünür olmasına yol açtı. O güne dek kendilerini tüm Türkiye olarak gören bu kesim ilk defa olarak diğer kimliklerden biri olduğunu farketti. Yani Kürtler ve İslamcıların yanısıra kendisinin de “laik” adı verilen bir kimliği temsil ettiğini.
Doğrusu Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi çerçevesinde mevcut siyasi yelpazedeki bütün partiler“çağdaş” ve “Batılı” bir Türkiye anlayışıyla siyaset yapan ve bu nedenle de aslında Kemalizm’den neşet etmiş partilerdi. Kürtler neyse ama AKP’nin geniş Türkiye toplumu içinde bir kimlik üzerinden siyaset yaparak iktidara gelmesi ilk defa olarak “laik” kesimin de kendini dışarıdan görmesine yol açtı. İçinde “güçlü” aktörler olsa bile, kendilerini önceleri tüm “Türkiye” gibi düşünmüş olsalar bile öyle olmadıklarını anladılar, tam aksine İslami kimlik karşısında azınlıkta ve “güçsüz” olduklarını farkettiler.
Son günlerin tartışmalarından anlaşılan bu “normalleşme”ye doğru atılan adımın sonuç vermediği, Türkiye siyasetinin hâlâ “kimlik siyaseti” olduğu, kimliklerin çıkarlarını aşan bir demokrasi anlayışına ulaşılamadığını gösteriyor.
AKP’nin zaman zaman aksine işaretler verse de bir Türkiye partisi olamadığını hâlâ kendi kimliği içinden konuştuğunu söylemek mümkün. “Dindar gençler yetiştireceğiz”den tutun, eğitimle ilgili modeli savunurken bir çeşit “28 Şubat”ın rövanşı izlenimi uyandıran açıklamaları, TÜSİAD’la girişilen polemik, bütün bunlar AKP’nin İslami kimlik içinden siyaset yapmaya devam ettiğini düşündürüyor.
Ama kimlik siyasetinin açmazı var. Daha doğrusu farklı kimliklerin olduğu toplumlarda kimlikler üzerinden siyasetin gerilim ve çatışma içermesi kaçınılmaz. Cumhuriyet tarihimizin kendisi bunun en açık kanıtı. Cumhuriyet ideolojinin belirlediği laik kimlik üzerinden yapılan kimlik siyasetinin ülkenin ihtiyacı olan tüm kesimleri içeren bir demokrasi siyasetine dönüşememiş olması oldukça sık yaşanan siyasi gerilimlerin de her on yılda bir yaşanan askerî darbelerin de asıl nedeni değil miydi?
Laik kesimin ilk reaksiyonu kendi kimliğini de aşan bir Türkiye siyaseti üretmeye çalışmak yerine kendi kimliği içinden bir kimlik siyasetine yönelmek oldu. Yani “Kemalist”, “çağdaşcı”, “laik” ve“milliyetçi”. O nedenle de CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminde yaptığı açıklamalar da seçimlerde milletvekili listeleri de bu etki altında oluştu. Kadrolarında oldukça bol “milliyetçi”, “laik” ve“Kemalist”in olması da bu nedenle.
Oysa bir ülkede gerçek anlamda bir demokrasi, ülkedeki siyasetlerin kimliklerin sorunlarından kaynaklansalar da kimlikleri aşan bir demokrasi anlayışı ortaya koyduklarında gerçekleştirilebilir bir şey. Yalnızca kendi kimliğinin mensuplarını değil diğer bütün kimliklerin de mensuplarını düşünen bir anlayışı ortaya koyduklarında.
Bu nedenle de iktidar partisinin de ana muhalefet partisinin de önündeki sorun bu. Ya kendi kimlikleri içinden siyasete devam ederek gerilimli ve çatışmacı bir siyasi alanı besleyecekler ya da kendilerini aşıp gerçek bir demokratik Türkiye siyasetinin oluşmasını sağlayacaklar .
Tabii Kürt siyaseti önündeki sorunun da aynı sorun olduğunu da unutmamak gerek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025