Fehim TAŞTEKİN
Korona Hattı 15.
Fransız sağlık otoritesi hastanelerde yığılmayı önlemek için bu hatta yönlendiriyor.
Binler aynı anda çeviriyor. Düşerse santral, bu kez doktora bağlanmak için saniyeler dönüyor. 67’inci dakikada hat kesiliyor. Hezimet.
Normal gribal bir durum belki ama emin olmak lazım. Hastanefobik birine dost baskısı; illa ara!
Tekrar ara, onlarca kez. Aynı şey.
İkinci kez elektronik sistemin bekleme odasındasınız; 37’nci dakikada hat yine düşüyor. Gece sakin olur belki. Yok açılmıyor. İkinci gün de öyle. Üçüncü günün gecesinde 60’ıncı dakikada açılıyor.
Nihayetinde size kulak veren bir doktor hatta.
Neyin varsa sıralayacaksın: Boğazda yanma, yüksek ateş, öksürük, ara sıra kafada zonklama!
“Ateşiniz kaç derece?”
İki gecedir 39’u buluyordu ama artık doliprane ile 38’in altına iniyor.
“Bu iyi. Peki, nefes darlığı çekiyor musunuz?”
Öksürük derin nefes almaya izin vermiyor ama ciğerlerde sorun yok.
“O zaman endişelenmeyin, önemli ölçüde atlatmış gözüküyorsunuz. Eğer ilaçla ateşi düşüremez ve nefes darlığı çekerseniz bizi tekrar arayın, gelir bakarız. Bu arada evinizde kalmaya devam edin.”
Yani self-karantina.
Nezihe Paris’e gelmek için didiniyor, gelemiyor. Biniş kartını aldığı halde pasaport kontrolden döndürülüyor. Oturumun yoksa çıkış yok.
Apartmanda pek sakin. Karşı apartman da öyle. Neredeler? Herkesin güneyde yazlığı yok ya. Abartma diyorum kendi kendime, zaten hep böyle değil miydi? Sanki Fransız mimarisi balkondan balkona, camdan cama komşu selamına izin veriyormuş gibi. Yok öylesi.
Hükümetin kararı gereği önceki gece 24.00’ten itibaren ışıltılı kafeler ve lokantalar da karardı.
Fransızlar gurur duydukları sağlık sistemi hakkında şimdi daha temkinli, hatta karamsar. Durum ‘çöküş’ mailinde. Neyse ki mütekâmil bir karantina ile çıktık düze! Ne atlattığımızı bilmeden, şiddetli soğuk algınlığı mı, grip mi, korona mı? Soğanı bala yatırıp içtik suyunu. Limonu, balı ılık suyla yudumladık. Zerdeçal, zencefil, karanfil, karabiber ve balı da karıştırdık. Soğan, sarımsak zulada ne varsa şifa niyetine götürdük. Ve en büyük şifa ailemiz, dostlarımız!
***
Diyeceğim o ki pek anarşist çıktı bu Covid-19! Vuruyor herkesi, eşitçe, umarsızca. Alttakilerin kaderi yine mahrumiyettir, mahkûmiyettir, el hak. Ama virüs yüksekten uçanlarla birlikte kibir saraylarına kadar giriyor. Başkanlara, başbakanlara, bakanlara, yardımcılarına çarpıyor. “Şeytan savan” kutsal mabetlere, okunmuş eşiklere giriyor! Tüm dokunulmazlara dokunuyor. ‘Devrimci’ diyeceğiz de lanet bir şey olmasa.
Yarattığı etkiler üzerine çok yazılacaktır. Evvela kapitalizmin çirkinliğine çarpıyor, çatırdatıyor. İnsanların derin cehaletini, iflah olmaz bencilliğini bir kez daha açığa vuruyor. Virüsten beter bir virüsün insanın kendi öz benliği olduğu gerçeğini resmeden sayısız manzara dumura uğratıyor. Sadece kazanç güdümlü eğitimin toplumu eğittiği yok.
“Ucuz Çin” şaşırtıyor, 1.4 milyar insan için savaşıyor, başarıyor. Organize güç, örgütlü refleks, hızlı müdahale, yüksek teknoloji, büyük ölçekli çözümler. İtalya AB’den medet umarken Çin yardıma geliyor. ABD bu durumda bile ambargoda ısrar edip İran’ın sağlık sektörünü vurmaya devam ederken Çinliler İspanya, Güney Kore, Japonya, İran, Irak ve Suriye’ye de el atıyor.
Utangaçça Küba’nın ilaçlarının hakkı teslim ediliyor, tıbbi aklı. Tepesinde celladın dolaştığı, ambargo ile ezdiği.
Çaresizce sınırları kapatıyor, şehirleri kilitliyor, insanları evlerine hapsediyor. Sanki yıl 1348. Ama dersler bırakarak yapıyor: Sınır tanımayan belalara ancak sınırları yıkarak karşı konulabilir; el birliğiyle, bilgiyi paylaşarak, imkânları bölüşerek, kâr hırsını yenerek.
Velhasıl insanı öğüten ekonomik çarkın çirkinlikleri, insanın kendi çaresizliği, kamu idaresindeki açmazlar, sağlık sistemindeki yetersizlik ve çarpıklıklar açığa çıkıyor. Uzmanları için çok tez çıkar buradan. Dünya dersini alır mı? Anladığımız kadarıyla Çin sars virüsüyle mücadele ederken dersini almış ve bugünkü seferberlik düzeyi bunun eseri.
Felaketlerde dersler hep çift yönlü oluyor: Hırslı hırsının, zorba zorbalığının, tiran tiranlığının derdine düşüyor; beriki komşusunu fark ediyor, ‘can’ dostlarını görüyor, dayanışmanın gücünü anlıyor…
Ve elbette kapitalizmin direngen tarafları bu musibetten de büyük lütuflar devşirecektir.
Dahası hurafeler çağına dönerken tufandaki tek geminin ‘bilim’ olduğunu söyledi korona. “Asıl virüs sensin” dedi.
***
Korona’yı yazmak haddime miydi, bilmiyorum. “Hocam İdlib ne oldu, sen ondan haber ver” diyeceğinizi bile bile. Bilgisayarın başına oturacak mecal kalmamış. Cep telefonunun tuşlarından çıkacak yazı ancak bu olur! Artık İdlib’i de Musa yazsın, Aydın süslesin, Ümit noktalasın!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025