Fehmi KORU
‘Kürt sorunu’ dendiğinde hep hükümet veya iktidar partisi ekseninde değerlendirmeler yapıyor, çözüme ulaşmak için ‘verilecekleri’ konuşuyoruz. ‘Açılım’ girişimini destekliyor veya yapılmak istenenin karşısına dikiliyoruz; operasyonlar canımızı sıkıyor veya “Belki bu defa başarılı olunur” beklentisine giriyoruz.
Yanlış bir tavır değil bu; doğru ama eksik bir tavır...
İlk kez beklentiler şiddet kullanarak sonuç almaya çalışanlar üzerinde de yoğunlaşıyor. Hem kamuoyunun beklentileri, hem de sorunun tarafı olanların... Araştırmalar sorunun artık çözüme kavuşturulması yolunda halkta bir kararlılık olduğuna işaret ediyor. Ayrıca Irak’ın kuzeyi de şiddetin diliyle arasına mesafe koyma gayretinde; Mesut Barzani’nin son Ankara ziyaretinde vardığı mutabakatı Başbakan Tayyip Erdoğan “Terör örgütü silâh bırakırsa operasyonlar durur” cümlesiyle özetledi.
Top artık karşı sahada...
Şiddet yoluyla sonuç almayı kendilerine yöntem seçenlerin ciddi bir değerlendirme hatası var: Bugün gelinen noktayı, ‘kimlik’ konusunda meydana gelen iyileştirmeleri kendilerinin eseri kabul ediyor, şiddetin bütünüyle ortadan kalktığı bir ortamı kısırlaştırıcı sayıyorlar. “Ne elde edildiyse şiddet sayesinde; şiddet durursa zorlama ortadan kalkar” görüşündeler...
Bu yanlış bir kabul, o kabulün üzerine oturan değerlendirme de yanlış...
Kimlik inkârı yalnızca Türkiye’ye özgü değildi; demokrasinin beşiği olan İngiltere’den başlayarak Fransa ve İspanya’nın da aralarında yer aldığı pek çok ülkede devletlerin inkârcı politikalarına silâhlı mukabele yoluna başvuruldu. PKK’nın çıkışı da devletin aynı dille cevabı da dünyanın o zamanki özelliğine uygundur.
Dünya bugün farklı bir noktada. ‘Kimlikler’ bir tehdit olarak görülmüyor artık; farklı olma hakkı veya eşitlik talebi doğal karşılanıyor. Türkiye’nin ‘açılım’ ve ‘Oslo süreci’ ile varmak istediği noktaya İngiltere, Fransa ve İspanya gibi ülkeler çok daha önce ulaştı; Türkiye’de olan onlarda gerçekleşenin bir devamıdır.
‘Zamanın ruhu’ dedikleri böyle bir şey işte: Daha önce düşünülemeyenler düşünülmeye, göze alınamayanlar yapılmaya başlanır. “Şiddet sayesinde kazanımlar elde ettik” diye düşünmek doğru bir düşünüş tarzı değildir.
Nerede duracağını bilmeyen, gözünü kan bürümüş örgütler hem kendilerine hem de temsil ettiklerini ileri sürdükleri davalar ile halklara zarar verirler. ‘Zamanın ruhu’ ile çelişen her davranış tarzı gerçekler karşısında yenilir.
Artık bir tek kişi bile hayatını ‘ayrılıkçı şiddet’ eliyle veya ‘ayrılıkçı şiddet’ var diye devrede olan devlet operasyonları yüzünden kaybetmemelidir.
Görünen, devletin bugünkü yöneticilerinin ‘zamanın ruhu’ ile ters düşmeme kaygısında olduğudur. ‘Kimlik’ arayışları şimdilerde bizde de ‘tehdit’ olarak algılanmıyor, ona bağlı talepler anlayışla karşılanıyor. Dahası, devlet buna uygun bir yeniden yapılanmanın da peşinde; yeni sivil anayasa arayışı bu iradeyi dışa vuruyor.
Kimlik davası güdenler kendilerinden bekleneni yerine getirebilecek, şiddetin dilinden başka dil bilmeyenler yeni arayışlar içine girebilecekler mi? ‘Zamanın ruhu’ hayli zamandır zamanın dışında yaşayanları da etkileyebilecek mi?
Her şey bu soruların cevabına bağlı.
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
26.09.2025
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
22.08.2025
19.08.2025
17.08.2025
15.08.2025
14.08.2025