Ama muhalefetin derdi bu yasayı engellemek değil. ‘Sattırmayız’ mantığı. Niyet üzüm yemek olsa Davutoğlu’nun ‘öneriniz varsa getirin görüşelim’ teklifini değerlendirirler. Ama onlar diyalogdan yana değil de çatışmadan medet umar oldukları için bu daha çok işlerine geliyor. Böylece AKP lilerin ne kadar ‘saldırgan’ olduğunu gösterip güya puan kazanıyorlar.

Bu iç güvenlik yasasında değişiklik nereden çıktı peki? Bunun yanıtını 6-7 Ekim olaylarını tezgahlayanlar, ‘Birleşik Haziran Hareketi’ diye seçim öncesi sokak eylemlerini kışkırtmaya hazırlananlar, sokak eylemleri ile hükümete tehditler savuranlar vermeli. Hükümet elini kolunu sallayarak sizi seyir mi edecek. Elbette o da sertleşecek ve gördüğümüz gibi geriye adımlar atacak. Bu işlerden de demokrasi zarar görecek. Hadi engelleyin bakalım şimdi. Bunu yapamayacağını anlayınca da sertleşiyorlar fakat güçleri de yetmiyor.

Bu da ‘devrim serüvenciliğinin’ demokrasiye verdiği somut zarardır. Hiçbir objektif şart sokak eylemlerine uygun düşmüyorken demokratik kitle eylemi örgütleyemiyoruz bari ortalıkta karışıklık yaratalım da hak bayram sanılsın, ‘vay be, bunların nasıl da gücü varmış’ denilsin, bizden korkulsun, diye düşünenler yanlış hesap yapıyor. Senin karşında devlet gücü var. Yer mi böyle çocukça korkutmaları.