İsmet Berkan
Yıllar önce fizik biliminde çok sansasyonel bir olay yaşandı.
2011 yılında İsviçre’nin Cenevre kentindeki CERN araştırma merkezinde deneyde yaratılan “nötrino” adlı temel parçacıklar, buradan 731 kilometre uzakta, İtalya’da Grand Sasso dağının derinliklerindeki nötrino dedektörüne yollandı.
İtalya’daki dedektörün yakaladığı nötrinolarda bir anormallik vardı. Küçücük de bir kütlesi olduğu bilinen bu parçacıklar, Cenevre’den İtalya’ya aradaki 731 kilometrelik yolu ışıktan da hızlı yol alarak gelmiş gibi gözüküyordu.
Oysa Albert Einstein’ın özel görelilik teorisine göre kütlesi olan hiçbir şey ışıktan daha hızlı gidemezdi, gitmemeliydi. Ya Einstein yanılıyordu; o sırada 106 yaşında olan özel görelilik teorisi uyarınca yapılan bütün 20. yüzyıl fiziği yanlıştı ya da bu deneyde bir yanlışlık vardı.
Deney tekrar edildi ama sonuç değişmedi. Ölçüm yapan araçlara göre Cenevre’den yola çıkan nötrinolar ışıktan hızlı hareket ediyor, deyim yerindeyse zamanı terse çevirerek daha yola bile çıkmamışken hedeflerine varıyor gözüküyordu.
Amatör bir bilim meraklısı olarak bu tartışmaları izlerken öğrendim, fizik biliminde ve genel olarak bütün bilim dallarında kullanılan bir prensip vardı: “Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir” deniyordu.
Bu cümleyi açıklamaya gerek yok. Einstein’ın yanıldığını söylemek çok büyük bir iddia. Bu iddiayı ortaya atmak için elinizdeki kanıtları onlarca defa gözden geçirmelisiniz.
Nitekim sadece bir yıl sonra Gran Sasso deneyinin sonuçlarının iki bilgisayar arasındaki bir fiber optik kablonun yanlış bağlantısı nedeniyle yanlış olduğu ortaya çıktı. Kablolar düzeltildiğinde deney yeniden yapıldı, nötrinoların ışık hızından daha hızlı gitmediği ortaya çıktı.
Bir büyük iddia onu kanıtlayacak bir büyük kanıttan yoksundu.
Bu sabah ortaya bir çok büyük iddia atıldı: Ekrem İmamoğlu ile ilgili casusluk suçlamasıyla soruşturma başlatılmıştı.
Elimizde savcılıktan bu konuyla ilgili yapılan ve biri daha geniş kapsamlı olan iki yazılı açıklama dışında bir bilgi yok, o yüzden savcılığın ortaya attığı bu büyük iddianın ne kadar büyük kanıtlara sahip olduğunu tam kestirmek kolay değil.
Ama şunu bilelim: Türkiye’nin siyasi geleceği olarak görülen, ülkenin en büyük kenti İstanbul’da iki kez seçim kazanmış, bu şehri yöneten bir kişinin yabancı bir ülke adına casusluk yaptığını, o ülkenin katkıları sayesinde bir takım sosyal medya ve medya operasyonlarıyla seçimi kazanıp Türkiye’nin geleceğini belirler hale getirildiğini iddia etmek, öyle yolsuzluk suçlamasına benzemez. Bu çok ama çok ciddi, çok ama çok büyük bir iddia.
Bu iddiayla yapılacak bir yargılama sadece Türkiye’de değil dünyanın dört bir yanında satır satır büyük bir dikkatle izlenir. O yüzden bu davada bizim yargımızın bize özgü delillerden değil oluşan bir takım kanaatlardan hareketle hükme varması çok büyük bir uluslararası infialin konusu olabilir.
Henüz ortada bir iddianame yokken, soruşturma daha bu sabah başlamışken savcılığın yaptığı iki yazılı açıklamada duyurduğu delilleri benim burada değerlendirmem doğru olmaz. Ama zaten bu açıklamaları okuyan herkes kendi kendine fikir sahibi olabilir deliller ve ucu İmamoğlu’na dokunan soruşturmanın içeriği hakkında.
Savcılığın tamamen başka bir soruşturmada elde edilmiş materyalde o soruşturmadan bağımsız başka suç emareleri görmesi ve bu emarelerin üzerine gitmesinden daha doğal bir şey olamaz. Yani savcılığı bu soruşturmayı neden açtığı konusunda sorgulamak doğru olmaz. Ama şunu bilelim: Savcılığın açtığı soruşturmanın Ekrem İmamoğlu ile doğrudan bağlantısını kurmak delilden çok hayal gücü gerektiriyor şu ana kadar elde olan bilgilere bakınca.
O yüzden başta söylediğimi tekrar edeyim: Büyük iddialar, en az o kadar büyük kanıtlar gerektirir.
NETANYAHU’NUN SİNSİ HESAPLARI ÜLKESİNE ABD’Yİ KAYBETTİREBİLİR
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanı Türkiye. Gazze’de İsrail’in katliamları devam ederken Türkiye öncülüğündeki İİT, yanına Arap Birliği adlı uluslararası örgütü de alarak birkaç ortak toplantı yaptı.
Bu toplantıların sonunda, hem Arap ülkelerini hem de bütün İslam ülkelerini temsilen 8 ülkeden oluşan bir “temsil heyeti” oluştu. Bu temsil heyeti, Gazze’de önce ateşkes, sonra da Filistin’de iki devletli çözüm için temaslara başladı.
Amerikan Başkanı Donald Trump’ın yanına Tayyip Erdoğan’ı oturtarak New York’ta Gazze barışı konusunda yaptığı toplantı işte bu temsil heyeti ile ABD arasında yapılan toplantıydı. Erdoğan masanın başında oturuyordu, çünkü Trump’la görüşen heyetin başkanlığını o yapıyordu.
Bu toplantıda Türkiye başkanlığındaki 8 ülkenin birkaç temel talebi vardı. O taleplerden en önemlisi, Gazze’yi değil bir diğer Filistin toprağını, Batı Şeria’yı ilgilendiriyordu. Çünkü İsrail bütün dünyanın dikkati Gazze’ye dönmüşken 1967’den beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria’da ilhak faaliyetlerini hızlandırmıştı. İsrail ordusu Filistinlileri köylerinden, tarlalarından, bahçelerinden kovalıyor, ardından da hemen “yerleşimci”ler gelip buralarda kendi evlerini, çiftliklerini kurmaya başlıyordu.
İslam dünyası, İsrail’in Batı Şeria’yı tamamen ilhak edeceğini görüyordu. New York’taki toplantıda Gazze’de Hamas’ı ikna etme karşılığında Amerikan Başkanı Trump’tan Batı Şeria’nın İsrail tarafından ilhak edilmeyeceği sözünü aldılar. Trump bu sözünü daha sonra kamuoyu önünde de defalarca tekrar etti, ayrıca Gazze ile ilgili 20 maddelik planında da bu söz yazılı olarak var.
Biz Türkiye’de oturduğumuz yerde Trump planına İslam ülkelerinin desteğinin Batı Şeria’nın ilhak edilmemesi sözüne dayalı olduğunu biliyoruz da İsrail bunu bilmiyor mu? Elbette biliyor, hem de en iyi onlar biliyor.
Buna rağmen İsrail parlamentosu gitti, Barı Şeria’yı ilhak etmek için bir karar aldı. Bu kararın Başbakan Binyamin Netanyahu’ya rağmen, onun bilgisinin ve onayının dışında alındığını kimse iddia edemez.
Netanyahu, Gazze’de uygulamak zorunda kaldığı ateşkesten hiç memnun değil ve bozmak için fırsat kolluyor. O ateşkesi bozamasın diye Amerikan Başkanı kendi yardımcısı dahil bütün üst düzey heyetini İsrail’e yolladı bu hafta. Ama işte görüyorsunuz Knesset’ten bu karar çıkıverdi.
Trump yüksek sesle tepki verdi, “ABD desteğini kaybedersiniz” dedi, İsrail hükümeti de kararı uygulamak için ileri adımlar atmayacağını söyledi ama bunlar hep laf. İsrail burayı tamamen ilhak etmek istediğini hiçbir zaman gizlemedi. Batı Şeria’nın ilhakı demek Doğu Kudüs’ün de resmen İsrail toprağı haline gelmesi demek.
Ama Gazze savaşı İsrail’e o kadar çok şey kaybettirdi ki, bana soracak olursanız şu an Batı Şeria’yı ilhak etmeye olabilecek en uzak noktada bu ülke. Çünkü İsrail tarihinde ilk kez Amerika’da hem kamuoyu desteğini hem de Kongre’deki gücünü kaybetme riski altında.
Şu an İsrail’i var kılan yegane gücün Amerika olduğu dikkate alınacak olursa Netanyahu’nun son sinsi hareketinin ülkesi açısından ne kadar riskli bir davranış olduğu da görülür.
İyi bir stratejist olarak bilinen Netanyahu’nun hırsı aklının önüne geçmeye başlamış durumda.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.12.2025
15.12.2025
12.12.2025
11.12.2025
7.12.2025
5.12.2025
2.12.2025
27.11.2025
26.11.2025
21.11.2025