Kemal CAN
İstanbul seçimiyle ilgili alınan karar, daha önce de pek çok gösterge ile işaretlendiği gibi, rejimin niteliğinin bir yüksek yargı organı olan YSK eliyle tescil edilmesidir. Pek çok anayasal, evrensel, hukuksal kurum ve normla birlikte -iktidarın da gücünün kaynağı olarak işaret ettiği- seçimin kendisi de sistemden çıkartılmıştır. Geri getirilir, getirilmez ayrı bir tartışma konusu ama yapılan işlem, herhangi bir perdeleme gereği duyulmadan sandığın ilga, YSK’nın mülga işlemidir. Tamamen ve tartışmasız biçimde siyasi bir karardır. YSK’nın vereceği aksi karar da elbette siyasi olacaktı ama seçimle kazanılan meşruiyeti ve sandıklar için yargıç güvencesi normunu koruduğu için, biçimsel olarak da olsa hukuki bir karardan bahsedilebilir olacaktı. Ama bu kararın hukuki olarak tartışılabilir hiçbir tarafı olmadığı gibi, verilecek cevaplar da siyasi olmak zorunda. Ve birkaç haftadır yazmaya çalıştığım gibi, YSK’dan çıkacak her karar, tüm ülkeyi, iktidarı ve muhalefeti önemli bir belirsizlik eşiğinden geçirecekti. Bu belirsizlikler, bütün belirsizlikler gibi çeşitli çatışmaların, gerilimlerin açığa çıkmasına, bazı yeni riskler ve fırsatların doğmasına neden olacaktı. YSK’nın kararıyla iktidarın, siyasi ihtiyaçları için ne kadar yükü, ne kadar belirsizliği, ne kadar yeni krizi göze almaya hazır olduğunu ve bunların sonuçlarını herkese yaşatma niyetini gördük. Şimdi buna nasıl karşılık verileceğini ve bunun nasıl sonuç alacağını göreceğiz. İktidar dışındaki -ve tabi içindeki- aktörlerin belirsizliği nasıl kullanacaklarını izleyeceğiz. Süreç devam ederken de, çıkan sonuçlar üzerine konuşurken de derin tartışmalar yapacağız.
Bu sonuca nasıl karşılık verileceğiyle ilgili karar, siyasi gerekler ve tutarlı politik tavır kadar, bu uygulamayla haksızlığa uğramış, galibiyetleri ellerinden alınmış olanların tercihlerine göre verilmelidir. Hatta daha ileri giderek peşin olarak şunu söyleyebilirim: Yanlış olduğuna inansam bile – bunu söyleme hakkımı saklı tutarak- bu konudaki baskın iradeye saygı duymak ve destek vermek gerekir. Son sözü siyasi bir müdahale ile iradelerine ve başarılarına el konulmuş olanlar söylemelidir. Yenilenen seçime katılmak ya da katılmamak, seçimi boykot edip etmemek gibi kararlarda, Ekrem İmamoğlu’nun, başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin İstanbul teşkilatlarının ve seçmenlerin istekleri belirleyici olmalıdır. Doğru olan tavır, en etkin tepki seçeneği, somut durumun somut tahlili, teorinin söyledikleri veya daha ahlaki olan tercihler konusunda çok geniş tartışmalar elbette yapılabilir ama bu gasbın birinci dereceden muhataplarının eğilimi, ne yapmayı istedikleri -en doğru tavır olmasa bile- değerlidir. İnsanların nasıl karşılık vermeyi istediklerini dikkate almayan, hatta aşağılamaya kalkan tavırlar dayanakları ne kadar sağlam olursa olsun anlamsızdır. Elbette, daha doğru olanın ne olduğu konusunda bilgilerimiz, fikirlerimiz, görüşlerimiz olabilir ve bunları son ana kadar savunmak, uyarılar yapmak da gerekir ama mümkün olan ve istekli olunanı hesap içinde tutmayan bir ölçüsüzlükle değil. YSK’nın aldığı kararın hemen sonrasında oluşan hava ve özellikle İmamoğlu’nun konuşmalarındaki ton, yenilenen seçime katılma yönünde baskın bir eğilim olduğunu gösteriyor.
Otoriter baskıcı rejimlerde seçimlerle sonuç almanın mümkün olup olmadığıyla ilgili daha önceki seçimlerde olduğu gibi 31 Mart öncesinde de epey tartışma yapıldı. Geçen yıl yaşanan 24 Haziran hayal kırıklığı ile de desteklenen olumsuz görüşler başlangıçta daha öndeydi. Bu tartışmalarda öne sürülen argümanlardan, iktidarın seçimi asla kaybetmeyeceği, “yenilmez olduğu”, sonuçların aynı kalacağı görüşü pek gerçekleşmedi. Buna karşılık, “bu iktidar asla seçimdeki yenilgiyi kabul ederek geri çekilmez” iddiası ise bir şekilde doğrulanmış oldu. İktidarın nihai olarak geriletilmesi veya değişime zorlanması anlamında bir sonuç yaratmamış olsa da, 31 Mart seçimlerinin, İstanbul ve KHK’lı adayların kazandığı merkezlerde- YSK eliyle geçersiz sayılması da dahil olmak üzere- verilen tüm reaksiyonlar açısından hiçbir sonuç üretmediğini söylemek imkansız. Hatta ortaya çıkan sonuçların, bu sonuçlara yapılan muamelenin, yerel yönetimlerin el değiştirmesinden daha sarsıcı etkiler yarattığı, YSK kararıyla birlikte yaratmaya devam edeceği de anlaşılıyor. Bu anlamda seçimin yarattığı, yaratabileceği etki başlığına daha geniş bir pencereden bakmak gerekir. Siyasi etki, seçimleri kimin kazandığı veya kazancın kabul ettirilip ettirilemediğinden daha geniş bir değerlendirmeyi hak ediyor. Bazen ilk anda yenilgi gibi görünenler ya da “dediğini yaptırma” gibi algılananlar tam tersi süreçleri yaratabilir, ilk andaki durumun tam tersi etkileri ve bir vadede yeni sonuçları gündeme getirebilir.
Ekrem İmamoğlu tarafından kullanılan “her şey çok güzel olacak” sloganının ve “artık konuşma zamanı” çağrısının nasıl bir dalga yaratacağı, ilk andaki heyecanın artarak sürüp sürmeyeceği, 23 Haziran’da oluşabilecek sayısal sonuçlardan daha önemli olacak. Dolayısıyla, “iktidarın kaybedeceği bir seçime girmeyeceği” fikri ve daha önceki seçimde de gündeme getirilmiş olan “kazanmak için her yolu deneyebileceği” görüşü, seçimin nasıl bir etki yaratabileceğiyle ilgili tartışmanın tamamını oluşturmuyor. 31 Mart’ta olduğu gibi 23 Haziran’da da, süreç ve sürecin nasıl yürüyebileceğine ilişkin öngörüler, sayısal ihtimaller üzerine yapılan hesaplamalar kadar önemli. İlk anda muhalefet lehine oluşan havanın devam edip etmeyeceği, şimdiden yapılan iyimser sayısal beklentilerin de gerçekleşme düzeyini belirleyecek. İktidarın ve Erdoğan’ın 23 Haziran’daki sonuç nedeniyle yenileme kararından pişman olabileceği yolundaki erken yorumlar da, sürecin nasıl yürüyeceğine bağlı olarak seçim sürecinin daha çok başında doğrulanabilir veya boşa düşebilir. Bir grup AKP’linin de seslendirmeye başladığı pişmanlık, 23 Haziran öncesinde gözle görülür hale gelebilir. YSK kararı sonrasında Bahçeli’nin atak tutumu, 31 Mart seçim sürecinde olduğu gibi, iktidarın stratejisini belirleme ve sözcülüğünü üstlenme konusundaki ağırlığını gösteriyor. Artan belirsizliklere rağmen, yine soyut endişelere dayalı bir geleceğe kaçış hamlesi yapmak, önceki stratejiyi tekrarlamak, iktidar için bir yenilgi tekerrürüne kapı açabilir. Ancak muhalefetin süreci yükselen bir dalgaya dönüştürememesi ve iktidarın seçim oyununa dahil olmak dışında bir şey yapamaması tam tersi bir tablo üretebilir. iktidarın bildik taktiklerle süreci bozup, sonucu belirleme imkanlarını artırması, muhalefet için yeni bir 24 Haziran moralsizliğinin taşlarını döşeyebilir.
31 Mart yerel seçiminin öncesi, bu seçimde ortaya konulan stratejilerin aldığı sonuç, ortaya çıkan sonuca gösterilen tepki, mevcut iktidarın daha geniş bir zaman dilimi içindeki yolculuğunda önemli bir aşamayı işaret ediyordu. İktidar ittifakının ve özellikle de Erdoğan’ın yavaş ve düzenli gerileyişi, içine doğru sürüklendiği siyasi krizin görünürlüğü açısından önemli bir aşamaydı. Bu kritik eşiğin özellikleri nedeniyle, seçim iptali tartışmasında benim beklentim, yenileme olmayacağı yönündeydi. Bunun normalleşme veya demir soğutma arayışından değil, iktidarın kendi iç geriliminden ve ihtiyaçlarından dolayı böyle olacağını düşünüyordum. Gelişme benim düşündüğüm gibi olmadı, iktidarın iç gerilimi ve karşı karşıya olduğu durumla ilgili risk değerlendirmesi başka tür bir siyasi ihtiyacın öne çıktığını gösterdi. Köklü yapısal sorunlarını saklayamaz hale gelen ve ömrünü biraz daha uzatmak için kaçınamayacağı müdahalelerin arifesinde fazla oyalanan iktidarın -özellikle de Erdoğan’ın- seçim erteleme gibi belirsizlik baskısından kaçınmak yerine, bir daha belirsizliğe sığındığını veya mecbur kaldığını izledik. YSK’ya verdirilen bu karar, bu iktidar ve Erdoğan için işleyen kaçınılmaz süreci kesen, durduran veya geri çeviren bir durumu değil, aksine süreci hızlandıran, büyüten bir etkiyi yaratmaya aday. Ancak, iktidar açısından ciddi risklerin devamı -hatta büyümesi- anlamına gelen bu durum, muhalefet için kendiliğinden imkanlar ve fırsatlar açan bir şans gibi yorumlanamaz. Çünkü seçim iptal hamlesi, iktidarın yapabilirlik sınırları konusundaki çaresizliğini zorlayarak aşma niyetini gösteriyor. Bu nedenle, muhalefetin 31 Mart’taki gibi iktidarı gerilimde yalnız bırakma stratejisi aynı sonucu almayabilir. Belki bu yüzden İmamoğlu’nun dilinde kontrollü bir sertleşme izliyoruz. Sürecin heyecandan fazlasına ihtiyacı olduğu da çok açık.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları



















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
15.12.2025
1.12.2025
23.11.2025
16.11.2025
3.11.2025
26.10.2025
12.10.2025
5.10.2025
28.09.2025