Manşetten sanatçıları vurup ölümünü izlemek aslında bir Hürriyet geleneği. Ahmet Kaya'ya böyle yapmışlardı. "Vay Şerefsiz" haberiyle onu leş yiyicilerin önüne atmışlardı. Kaya, sürgüne gitmek zorunda kalmış ve çok geçmeden de  acılar içinde hayatını kaybetmişti. 

Hürriyet, bunu başkalarına da yaptı; politikacılara, işadamlarına, bürokratlara, gazetecilere... Zaman değişti ama Hürriyet değişmedi; Ahmet Kaya'ya yaptığının aynısını bu kez sanatçı Yavuz Bingöl'e yaptı. 

Bu kez cinayeti çeteye yeni kattıkları bir isme işlettiler. Aynı gelenekten gelmeyen Ahmet Hakan Coşkun, Yavuz Bingöl'ün sözlerini çarpıtarak sanatçıyı leş yiyicilerin önüne attı. Bir de utanmadan "röportajın ham hali" diyerek bir metin yayımlayarak Bingöl'ü daha fazla zor duruma sokmaya çalıştı. Ancak konuşmanın "ham hali"nde Bingöl'ün yüzüne soramadığı soruyu Ahmet Hakan'ın baskıda değiştirerek eklediği görüldü. Ayrıca yayımladığı konuşmalar, Bingöl'ün sözlerini kesip biçerek yanlış anlaşılmasına yol açtığını da gösterdi. 

Yavuz Bingöl konuşmasında ne Berkin Elvan'a, ne onun annesine ne de Erdoğan'ın annesine yapılan hakaretleri kabul edebileceğini söylüyor. Aklıselim bir insanın bu konuda vereceği başka bir yanıt olamaz zaten.

Ama Ahmet Hakan, kuzu postuna bürünerek röportaja gidiyor; Bingöl'ün yüzüne soramadığı soruları gazeteye ekliyor ve Bingöl'ün sözlerini eksilterek, çarpıtarak hedef olmasını sağlıyor. 

Ahmet Hakan, şimdi bir kenarda Yavuz Bingöl'ün leş yiyicilerce parçalanmasını izliyor. Çeteye hoş geldin Ahmet Hakan! İlk itibar suikastında başarılı oldun; ilk cinayetinde cesaretini kanıtladın; Hürriyet ailesine gözünü budaktan esirgemeyen bir yiğit olduğunu gösterdin. 

Saygın bir sanatçıyı ölmeden mezara koydun, bravo sana Ahmet Hakan!

Erdoğan da hedefte

Yavuz Bingöl'e karşı başlatılan linç kampanyasının hedefindeki diğer isim ise Cumhurbaşkanı Erdoğan. Nefretle doldurdukları insanları Erdoğan'ın üzerine salıyorlar. Gezi'den beri aynı nefret kampanyası sürdürülüyor. Berkin Elvan'ın ailesini de ahlaksızca yürüttükleri bu linç kampanyasına "meşruiyet " sağlamak için kullanıyorlar. CHP'li Hüseyin Aygün'ün, Berkin Elvan'ın vurulma görüntülerini acılı annenin de bulunduğu bir basın toplantısıyla gösterime sokması büyük bir ahlaksızlık örneğidir. Bu şahıs medyanın kendisine açtığı korunaklı alanda utanmadan, çekinmeden kışkırtıcılık yapabilmektedir. Ancak burada asıl dehşet uyandıran şey, belli bir sosyo-politik grubun, Beyaz Türklerin bu korkunç istismarcılara, provokatörlere hoşgörüyle onay veriyor olması. Demek ki bu çevrenin ahlakı bir gencin ölümünü bile istismara cevaz verebiliyor, basit siyasi amaçlara alet edilmesine hoşgörüyle bakabiliyor!  

Son söz: Başka yazarları ‘tetikçi' olmakla suçlayan Ahmet Hakan'ın durup biraz yaptığı işe bakması gerekiyor: Bir sanatçıya itibar suikastı yaptın, onu hak etmediği bir saldırının hedefi haline getirdin; Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı ahlaksızca bir nefret kampanyasının fitilini ateşledin; sence bunun adı nedir Ahmet Hakan?