Melih ALTINOK
Kendilerini olmasa da “türlerini” eskiden beri tanırız. Aklımızda, 1999 yılında Öcalan’ın yakalanmasının ertesi ve daha ertesi günlerinde Viyana mimarisinden bahsetmeleriyle yer etmişlerdir.
Ama saflar netleşince, hangi pozisyonun ne gibi getirileri ve götürüleri olduğu anlaşılınca topa girmişlerdir, haklarını yemeyelim.
Babıâli’nin dehlizlerinde ve İstanbul sivil toplum dukalığında kedi gibi, kenarlara sürtmeden, acıtmadan ve bilenmeden yürüme üstadıdırlar.
Lafı çevirme, tonla yazıp, konuşup net bir önermede bulunmama konusunda merkezin siyasetçileri bile ellerine su dökemez.
Bilip de susmanın ne büyük bir ayıp ve suç olduğunu duymuşlardır elbette. Ama kalkanları ellerindedir. Onlar, kuşkusuz ki, ortamı germek istemedikleri için açık konuşmamaktadırlar. Hem, netlikten kim kazanmıştır değil mi efe’m?
Zaten “kişilere değil olgulara bakmak lazımdır”. Son zamanlarda Olgu adının yaygınlaşmasıyla, Google’da taramalar yapıp “Aman kimseye çakmış olmayalım” telaşına düştükleri de söylenmektedir.
PKK dört genç kızı mı öldürdü? Olayın üzerinden makul bir zaman geçtikten sonra kınarlar tabii ki. Ama elbette “olayı”. Ve mutlaka devletin 90’larda bölgedeki zulmünü de ekleyerek.
Tıpkı bir “namus cinayetinin” ardından katili değil töreyi eleştiren ve iki adım sonra da kurbanın hafifmeşrepliğinden dem vuran izansızlar gibi. Hem mevzu politiktir nasılsa, kimse bu analojiye başvurmaz.
Uludere’de devletin uçakları sivilleri mi bombaladı? Önce bir durur bakarlar.
Katliamın üzerinden onca ay geçtikten sonra sade suya tirit bir rapor yazan Meclis’in ancak bir adım önündedirler. Ortada battaniyeye sarılmış çocuk ölüleri olduğu hâlde, varabildikleri en radikal nokta“duygusal kopuş” tahlilleridir.
Herkes başlarını okşar. Akşam yatağa başlarını koyduklarında günün muhasebesine kimlerin kendilerine “kızmadığını” hesaplayarak başlarlar.
Evet, hiç düşmanları yoktur, zira bir şey söylemişlerdir.
Şimdiki yumakları Öcalan
İmralı ile müzakerelerin başladığının kamuoyuna açıklanmasının üzerinden aylar aylar geçtikten sonra sadedin ancak mücavir alanına teşrif ettiler.
Atı alan suikastları, provokasyonları, sabotajları geçmişken, varabildikleri yer, risk alıp barışı tesis edenlerin ve destek verenlerin dilinin yapı çözümü.
Bir gün, barışın karşısına maksimalist taleplerle çıkanlara ya da kamuoyunu infiale sürüklemeye çalışanlara hükümetin verdiği “siyaseten” yanıtları yerden yere vuruyorlar.
Ertesi gün de İmralı zabıtlarını faş eden sabotajcıların savunmasına soyunup, “ne kadar da hayırlı bir işe vesile” olduklarını anlatıyorlar.
Şimdi ise tek sorunları, İmralı’da BDP’lilerle yaptığı konuşma kamuoyuna yansıyan Öcalan’a dair eleştiriler.
Öcalan’ı değil barışı parlatın
Kendileri “hükümetin Kürtleri imhaya hazırlandığı” türünden yükselen dalgada sörf yaparken ya da “ellinci CHP’den umutluyuz” oratoryosunu bestelerken, biz tüm linçe rağmen bugünkü barış sürecinin işaretlerini yazıyorduk bu köşelerde.
Dolayısıyla, bugün son gelişmeler ışığında Öcalan’a yönelik birkaç eleştirimizin nereye“oturtulamayacağına” dair söz söylemeye hakkımız var sanırım.
Evet, nasıl zabıtların sızdırılmasını, “çaycıdır” ya da “kedidir kedi” hikâyelerine kulak asmadan, barış sürecini akamete uğratacak bir girişim olduğu için eleştirmek hakkımızsa, Öcalan’ı da son nutku üzerinden konuşabiliriz.
Zira onun yaptığı da az provokatif değil hani.
MİT görevlilerinin olduğu bir odada, söylediklerinin illaki gündeme düşeceğini bile bile gayrı Müslimlerden başlayıp cemaate kadar ayar vereceksin. Çözüm sürecini üstelenen hükümeti, tabanı ve kamuoyu nezdinde zor duruma sokacak laflar edeceksin.
“Meraklanmayın gerillanın çekildiği alanı boş bırakmayacağız” diyeceksin. Sürecin adını, İmralı’dan ve Kandil’den komutan kaçırma operası koyacaksın.
Ama çözüm sürecine ilk ve en açık desteği sunmuş kalemler seni adabınca bile eleştiremeyecek.
Kusura bakmasınlar. Barış sürecine destek vermenin, sabotaj girişimlerinin ya da komplocu, hedef gösterici ve megalomanca açıklamaların failleri, müzakere aktörlerinin içinde diye sessiz kalmak olduğunu düşünmüyorum.
Barışı destekleyenlerin ödevi, tarafların prestiji uğruna süreci akamete uğratacak girişimlerini, söylemlerini sineye çekmek değil, bir daha tekrar etmesinler diye onları açıkça eleştirmektir.
Toprağın bol olsun Chávez
Kimin onun arkasından hangi amaçla, ne diye ağıt yaktığı beni ilgilendirmiyor. İcraatlarının yanlışlığını da herkes kadar biliyorum. Ancak tüm bunlar Chávez’i renkli ve sempatik bir adam olarak anmama engel değil.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019