Murat AKSOY
Türkiye önemli bir seçimi geride bıraktı. AK Parti'nin elde ettiği yüzde 49.9'luk oy oranı pek çok açıdan Türkiye için rekor. Seçimin galibi AK Parti ama yalnız değil. AK Parti ile birlikte iki kazanan daha var; Bağımsızlar, MHP. Elbette seçimin kaybedenleri de var; ilki CHP ikincisi ise Ergenekon.
Şüphesizi seçimin en büyük kazananı AK Parti'dir. Girdiği üç seçimde hem oylarını arttırdı hem de Demokrat Parti'nin rekorunu kırdı. 2007'de yüzde 47 olan oyunu yüzde 49.9'a çıkardı. AK Parti bunu sadece seçim gecesi bazı yorumcuların -ve bazı CHP milletvekillerinin- ifade ettiği sadece ekonomi, büyüme ve devlet imkânlarını yapmadı. AK Parti'nin başarısını bunlara bakarak açıklamaya çalışmak toplumsal gerçeklere, toplumsal değişime, toplumsal talebe sağır ve kör olmaktan başka bir şey değildir. AK Parti'yi destekleyen toplumsal kesimler sadece klasik muhafazakâr sağ seçmen değil, onlardan daha geniş yeni bir toplumsal sınıf var. AK Parti hem değişiyor hem değiştiriyor. Bu toplumsal kesim Türkiye'nin İran olmasından korkmadığı gibi tersine Türkiye'nin demokratik, sivil bir ülke olmasını istiyor. AK Parti'den bu yolda adımlar atmasını istiyor.
Seçimin bir diğer kazananı bağımsız adaylardır. Kendi hedeflerinin üzerinde milletvekili çıkarmaları, Kürt sorununun çözümünün artık ötelenemeyeceğini ve palyatif çözümler döneminin bittiğini göstermektedir. Kendi içindeki heterojenlik; bölgede daha fazla temsil kadar, farklı bölgedeki bağımsız adaylarla da sorunun sadece bölge ile sınırlı olmadığını göstermesi açısından önemlidir. Önemli bir noktada şudur, bu sayısal artış Kürt siyasetinde hem ulusçuluğu hem de yeni bir siyasal hattı işaret etmektedir. BDP'nin yeni döneme bu sayısal gücü daha efektif kullanmaları çözüm konusunda önemli olacaktır. Yeni BDP grubunun çözüme katkıda bulunmasının yolu sivil siyasete daha fazla sahip çıkmak ve AK Parti'yi bu konuda daha ileri adım atmaya zorlamak olacaktır. Ama bu karşılıklı rekabet değil çözüm için işbirliği çerçevesinde olmalıdır. 36 milletvekili AK Parti'ye ya da MHP'ye tepki değil, belki de çözüm talebidir.
Siyasal projelerinden çok yüzde 10 baraj sorunu ve kaset skandalları ile gündem gelen MHP seçimin üçüncü kazananıdır. 12 Eylül 2010'da yapılan referandum MHP tabanında ciddi bir kırılma yaratmış ve bu araştırmalara da yansımıştı. Mesela KONDA'nın bu süreçte yaptığı araştırmada MHP, Mart 2010'da yüzde 17 iken, Haziran 2010'da yüzde 10,4'e, Eylül 2010'da 8,9'a, Aralık 2010'da 7,7'ye düşmüştür. Bu oran Mart 2011'de 8,5'tur. MHP'nin baraj sorunu yaşamasının bir diğer nedeni ise seçim beyannamesi ve programıdır. Partinin seçim beyanname ve programını okuduğunuzda; MHP'nin değişen Türkiye ve dünyayı yeterince okuyamadığını görüyoruz. Bu okuyamama hali, yeni dönemde dönüşmedikçe önümüzdeki seçimde yüzde 10 baraj var oldukça devam edecektir. MHP'yi barajın üzerine taşıyan son dönemde ortaya çıkan kasetler ve MHP'nin bu durumu siyaseten kullanmasıdır. Elbette bunda CHP ve AK Parti'nin ilkesel siyaset ortaya koymamalarının da payı vardır. MHP'nin yaklaşık yüzde 1.5-2 civarında artan oyu CHP kaynaklıdır. Akdeniz, Ege ve Trakya'daki oy değişimi bunu göstermektedir. Ki, CHP'den MHP'ye kayan bu oy; seçimde CHP'yi seçimin kaybedeni yapmıştır. Ayrıca siyaseten MHP'nin Meclis'te olması hem Kürt sorunu hem de yeni anayasa açısından önemlidir ve şanstır.
KILIÇDAROĞLU'NUN TABURE KONUŞMASI
Gelelim seçimin kaybedenlerine. İlk kaybeden CHP'dir. CHP ile ilgili beklentiler önce yüzde 30 civarında idi. Sonra bu 27-28 bandına indi. Her ne kadar partinin üst düzey yöneticileri, "AK Parti ile farkı kapattık, öndeyiz" dese de bu açıklamaların gerçeklikle bağı olmadığı ortaya çıktı. Peki son dönemde peş peşe demokratik tınıları yüksek raporlar açıklayan CHP, neden hedeflediği banda bile yaklaşamadı?
Yaklaşamadı, çünkü, bu süreçte söz konusu CHP olduğunda önemli olan "ne yapılacağı" değil, "kimlerin, nasıl yapacağıdır". CHP bu yenileşmeyi siyaseten bir arada olmayacaklarla yapmaya çalıştığı için ikna edici olamamıştır. Sorun bu. CHP'nin son açıkladığı 'kadın raporu'nu ya da 'Anayasa raporu'nu ya da 'demokrasi raporu'nu Sezgin Tanrıkulu'nun okuması ile Mehmet Haberal'ın okumasının asgari müşterekte buluşması çok zor hatta imkânsızdır. Bu eklektik yapı CHP'ye yeni oy getirmediği gibi tersine he-deflediği psikolojik eşiğin de altına düşürmüştür. Bakmayın siz Kılıçdaroğlu'nun seçim gecesi "tabure" üzerinde yaptığı konuşmaya. Kılıçdaroğlu partisinin "3,5 milyon yeni oydaş kazandığını, seçimin galibi" ilan ediyor. Oysa ki seçimin galibi olan AK Parti'nin 5,5 milyon yeni seçmen kazandığı ortamda; bu seçim galibiyeti değil açık bir yenilgidir.
CHP'de bugünden itibaren kazanlar kaynamaya başlamıştır. Bu doğal. Eğer Kılıçdaroğlu ve CHP, Yeni CHP (Y-CHP) içinde bir safra olarak duran Demirel takviyeli CHP'den (D-CHP) kurtulursa raporlarında hedeflediği bir anlamda kendini bağladığı Y-CHP'yi inşa etme yolunu açar. Aksi halde yeni kurultaylar süreci bize çok uzak olmaz.
Seçimin son kaybedeni şüphesiz Ergenekon'dur. Özellikle Ergenekon Davası'ndan tutuklu olan ve bağımsız aday olan Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, Çetin Doğan gibi isimlerin seçilecek kadar oy alamaması, toplumun Ergenekon Davası'na bakışını da bir anlamda göstermiştir. Bunu sadece bu isimler üzerinde değil, CHP içinde aday olanların seçim bölgelerinde (Eskişehir, Çanakkale, Antalya) oy kaybettiği gerçeğine bakarak söylüyorum.
Toplumun Ergenekon Davası kapsamında mobilize edilmesinin arkasında AK Parti karşıtlığının siyaseten kullanılması vardır. Siyaseten bir karşılığının olmadığını seçim sonuçları göstermiştir.
13 Haziran ile birlikte Türkiye'de yeni bir dönem başlamıştır. Önümüzde iki öncelik vardır. İlki Kürt sorunu ikincisi yeni anayasadır. Sorumluluk bütün siyasi partilerindir.
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018