Murat Sevinç
Gazete Duvar’da epeyce kenar mahalle dindarlığı-muhafazakârlığı yazmaya çalıştım. Kişisel tanıklıklardan, görüp duyduklarımdan, yaşadıklarımdan hareketle. Konuya ilişkin kitaplar tanıttım. Sırada başka yayınlar da var. Örneğin Nagehan Tokdoğan’ın “Yeni Osmanlıcılık” (İletişim, 2019) başlıklı çalışması. Fakat yetiştiremedim ne yazık ki, önümüzdeki yıla kaldı!
Bu yazı kenar mahalleye değil; onların omuzlarında iktidara yükselip zaman içinde ‘onları’ görmez hale gelenlere, halihazırda iktidar ve çevresinde olup ‘aslında gelinen noktadan şikâyetçi’ olduğu söylenenlere dair.
Son zamanlarda sık işitilir oldu. AKP’de, ‘çok sayıda’ milletvekilinin ya da parti çevresinde konuşlanmış bir kesiminin ‘rahatsızlığını’ işitiyoruz. Canları sıkkınmış, memnun değillermiş, üzülüyorlarmış, gidişattan endişelilermiş, filan fıstık…
Peki ne yapabiliriz? Bu ifadelerin sahipleri, ifadenin ‘işiteninden’ yani ‘bizlerden’ ne bekliyor? Söz konusu ‘bilginin’ yöneldiği kim ve hakikaten beklenti ne olabilir? Bu iddiaların yalnızca benim sinirimi bozduğunu zannetmiyorum. Öyleyse, biz siniri bozulanlar, canı sıkkın AKP’liler için ne yapabiliriz?
AKP 2002 yılında iktidara geldi. On sekiz yıldır iktidarda. Tek başına. Memleketi, 18 yıldır bir parti ve 17 yıldır aynı isim yönetiyor. Çok partili yaşama 1950’de geçildi, 2020 itibarıyla 70 yıldır kesintilere uğrasa da birden çok partinin iktidara aday olduğu, olabildiği bir sistemle yönetiliyoruz. Bu da demektir ki, çok partili tarihimizin ¼’ünde, Türkiye aynı parti ve isim tarafından yönetildi.
O tek parti ve tek ismin döneminde, AKP son seçim hariç yerel seçimlerde de başarılı oldu ve ayrıca halkoylamalarının tümünü kazandı. Milyonlarca seçmen AKP’yi tercih etti. Yalnızca ilk seçim için bir garabetten söz edilebilir. 2002 seçimlerinde o oy oranıyla tek başına iktidar olabilmesinin nedeni, yüzde 10 seçim barajı nedeniyle geçerli oyların yaklaşık yüzde 45’inin ‘çöpe’ gitmesiydi. Evet, AKP ‘milli iradenin’ geçerli oylarının yarısı hesaba katılamadığı için o gücü elde edebildi. Nitekim 12 Eylül’ün faşist yönetiminin icadı olan yüzde 10’luk seçim barajını çok sevdi, ondan bir daha kopamadı.
Her seçime, belli kadroları-isimleri koruyarak girdi. 2011’den sonra işler değişti ve birlikte yürünen arkadaşlar birer birer terk edildi. Demokrasi treninde ağırlık yapan vagonlar, nihai amaca ulaşma yolunda yavaşça raylar üzerinde bırakıldı. Siyasetçisi, gazetecisi, entelektüeli vs. Gelinen yerde, destekçi gazetecilere ve eski-yeni siyasetçilere bakınca, ‘nereden nereye’ geldiği, nasıl bir nitelik kaybı yaşandığı ortada. Hayli radikal bir dönüşüm söz konusu.
Burada ‘dönüşüm’ iddiasıyla ilgili bir iki cümle gerekli sanırım. Partinin sınıfsal niteliği değişmedi. İdeolojisi ha keza. İlk günden itibaren, siyasal İslam’a gönül vermiş ve kapitalizmin en pervasız halini temsil eden bir parti söz konusu. Bu yolda ilerlerken, o ideolojinin farklı yorumlarını benimsemiş mensupları ile zenginleşme yol ve yöntemleri konusunda aynı düşünmeyenler, belli ki ‘israftan’ rahatsız olanlar gemiden indirildi. Ya da, onlar erken indi; Abdüllatif Şener gibi. Sonunda parti kalmadı, artık tek isim var ve çevresindeki herkesin kaderi onunkiyle özdeş.
Hal böyleyken; nasıl ki diğer siyasal partiler, temsilcisi oldukları sınıfsal taban ve amaçları aynı kalsa da zorunlu olarak ‘dönemlere ayrılarak’ inceleniyorsa, aynı yöntem AKP için de geçerli. Ezcümle, evet bana kalırsa AKP ilk günden itibaren belli açılardan ‘aynıydı’ ve evet AKP ilk günden bugüne defalarca makyaj değiştirdi ve artık tanınmaz hâlde. Ya da tam olarak özüne döndü, böyle düşünmek de mümkün.
Tabii burada diğer tüm aşamaları ve bir kesim AKP muhalifiyle, dönemin bağımsız yargısının nasıl büyük ‘katkılar’ sunduğunu özetleyecek değilim. Malum, 18 yılı tek ve düz bir çizgi olarak düşünmek, anlatmak, hiçbir iç ve dış etmeni görmemek akıl ve tarih dışı bir yaklaşım. Asıl derdim, yıllar içinde ‘gelinen’ bir yer olduğunu ve o yerde hâlâ destek verenlerin konumlarını anlamaya çalışmak.
Nasıl bir profil destekliyor AKP’yi 2019’da? Okuduklarım, gazete haberleri, araştırma şirketleri bulguları vs. bir yana, yine ‘biraz’ kişisel gözlemlerden hareket edeceğim. Yalnızca bir iki satırla:
Destekçilerin bir kısmı ‘Reis’ hayranı. Hayranlar, farklı klasmanlarda. Çıkarı olduğu, Ferrari’siyle sürat yapabildiği ve sahip olduğu her şeyi ama her şeyi iktidara borçlu olduğu, başka bir devirde o ‘israf’ çarkı içinde yer alamayacağı, aynı yaşamı sürdürme ihtimali bulunmadığı için hayranlık duyanlar. Tabii bu ‘israf’ zinciri en büyük halkadan en küçük halkaya kadar uzanıyor!
Bir de doğrudan çıkarı olmayan herhangi bir israftan nemalanmamış ve yalnızca ‘alınları secde gördüğü,’ ‘eşlerinin başı kapalı olduğu,’ ‘sürekli dine referans verdiği,’ ‘imam hatipli oldukları,’ ‘hitap şekilleri,’ ‘metrobüs-metro-yol’ gibi gerekçelerle bağlılık duyanlar mevcut.
Söz konusu kitlenin ne kadarı olup bitenin tam olarak farkında, ne kadarı habersiz, bilmiyorum. Buna mukabil, göz göre göre ve birilerinin acı çekmesinden mutluluk duyarak, hedefi çoğu zaman belirsiz rövanş-intikam duygusuyla hareket edenler olduğunu biliyor, görüyorum. Muhaliflerin başına gelen her şeye şuursuzca ‘oh olsun’ diyor ve en kabul edilemez olana dahi akıl/izan dışı mazeretler uydurmaya çalışıyorlar.
Kimi destekçilerin ise, hakikaten rahatsız ve üzgün olduğuna tanığım. Üstelik bildikleri ‘sınırlı’ olmasına karşın. Çünkü bizim okuduğumuz hiçbir şeyi okumuyor, haberdar olduklarımızın çoğundan haberdar olmuyorlar. Fakat şu devirde ‘sızmayı’ engellemek mümkün olmadığı için, ne kadar kapalı bir dünyada yaşarlarsa yaşasınlar her şeyi bir biçimde duyuyorlar; gel gör ki ‘duyma biçimleri’ bizimkinden farklı. Akademisyenler değil, teröristler atılıyor. Demirtaş haksız yere yatmıyor, hendekleri kazdı. Seçilmiş insanlar görevden boşuna alınmıyor, hepsi PKK finansörü, vesaire…
Yine de, örneğin artık şu ‘Fetöcülük’ ithamlarından fena halde bıkkınlık gözlemliyorum. Yani örülen duvarın çatlaklarından sızan bilgi ne kadar kirletilirse kirletilsin, en kalın deriye dahi nüfuz etmeye başlıyor bir süre sonra. Çünkü aynı insanlar, ekonominin uçuşa gittiğini de dinliyor TV’lerden ve ardından pazara gidiyor! Mesele bu. Tabii dinmeyen zamlar da tahammülü zorluyor, her ne kadar adını ‘fiyat ayarlaması’ koysalar da!
Diyeceğim, zenginleşmemesi bir yana giderek fakirleşmesine rağmen destek veren sıradan yurttaşın, bana kalırsa artık çoğu ‘hak verilemez’ de olsa çeşitli mazeretleri var. Bu sözcüğün altını bir kez daha çizmek istiyorum: Mazeret. Verilen desteğin artık bir mazeretle birlikte sunulur olmasına tanıklık ediyorum bir süredir! Konu uzun, çok uzun…
Yazının başlığı, şu ya da bu ‘nedenle’ oy veren milyonlarca yurttaşın değil, hâlihazırda partide bulunan, milletvekili olup ‘rahatsız’ olduğu iddia edilenlerin konumuna ilişkin.
Baştaki soruya döneyim: Ben bir yurttaş olarak, bir AKP’li milletvekilinin ‘aslında’ rahatsız olduğunu işittiğimde ne düşünmeli, nasıl davranmalıyım? Üzülmeli miyim? Sevinmeli miyim? Onlar için endişelenmeli miyim?
Bu ‘içeriden’ bilgiyi dillendirenler, tahmin ediyorum birkaç şeyi aynı anda yaptıklarını düşünüyorlar: Böylece, iktidarın zayıfladığını ve içten çürüdüğünü söylemiş; yeni siyasi oluşumların mümkün olduğunu müjdelemiş; iktidarın yanlış yolda olduğu yönündeki kanaatlerine ilişkin kanıt sunmuş ve bize de moral vermiş, oluyorlar. Tahmin ediyorum!
Yalan olmasın, Türkiye’de olup bitenleri az çok takip etmeye çalışan biri olarak pek az ‘tespit’ sinirimi bu kadar bozuyor.
Memleket bu haldeyken, her kurum tel tel dökülüyorken, gelir adaletsizliği derinleşiyorken, kamu malları har vurup harman savruluyorken, akıl fikir sınırlarını çok aşan adaletsizlik illallah dedirtmişken, binlerce yıllık İstanbul şehrinin coğrafyasını değiştirecek bir kanal projesi gündemdeyken ve daha sayısız anormallikle boğuşuyorken; Türkiye’yi 18 yıldır tek başına yöneten AKP’de, 2020 yılına girerken kimi ‘rahatsızların’ olduğunu duymak! Temyiz kudretini haiz, aday olduklarına göre okuma yazma bilen, yetişkin ve doğrusu orada bulunmak için başlarına silah dayandığını hiç zannetmediğim, insanlar. Neden hâlâ orada olduklarını tahmin etmek de güç değil doğrusu.
Acaba diyorum, yeni yılda hiç olmazsa bir vebalı (KHK’li) yurttaş olarak TBMM’ye gidip ‘rahatsız’ AKP’lilere moral gezisi mi yapsam! Ne dersiniz? Sıkmayın canınızı Allah aşkına, üzmeyin bizi böyle; sizin rahatsızlığınızı duyunca uyku tutmuyor, vallahi geçer bu günler; bunun kalbi, şekeri, tansiyonu var, desem mi ki?
Muhterem okur, bazen son satıra gelince iyice sinirlenmiş oluyorum ki bu durum, bitirmem gerektiğinin işareti oluyor.
Yazı, benden bir ‘la havle’ ile bitsin, siz istediğiniz sözcüğü ekleyin…
Yılbaşı hediyesi albüm-kitap önerileri: Yılbaşında sevdiklerine kitap hediye almak isteyenlere ‘üç’ çok hoş, tam ‘iyi yıllar’ dilemelik önerim var. Biri Kırmızı Kedi’den, Ayşegül Yüksel’in Genco Erkal hakkındaki Güneşin Sofrasında başlıklı. Diğeri, Yapı Kredi’den, Orhan Pamuk’un Resimli İstanbul’u. Üçüncüsü, muhteşem bir ansiklopedi-kitap. Anason İşleri Kitap’tan yayınlanan, Murat Meriç’in iki ciltlik Hayat Dudaklarda Mey’i. İkisini daha sonra Gazete Duvar’da tanıtacağım zaten. Biri, bunlardan birini bana yılbaşı hediyesi alsa sevinirdim, bu nedenle öneriyorum!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
18.05.2025
10.05.2025
1.05.2025
22.04.2025
24.03.2025
20.03.2025
18.02.2025
13.02.2025
10.02.2025