Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
AGENDA-KURD adlı bir Kürt internet sitesi, bu başlık altında son derece önemli ve gerekli bir tartışma başlattı. Yılmaz Çamlıbel, Sıtkı Zilan, Faysal Dağlı ve Abdurrahman Önen gibi değerli Kürt aydınlarından görüş aldı. Kürt aydınlarına, legal-illegal tartışması, silahlı mücadele, lider kültü, ve “ulusal birlik” konusunda altı soru soruldu.
AGENDA-KURD’a verdiğim cevapları bugünden başlayarak paylaşmak istiyorum. Bu aradaDiyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt’un Taraf’ta yer alan söyleşisinde ifade edilen görüşlerin de tartışılması gerekir diye düşünüyorum. O söyleşiye geleceğim, ama okurlarımla bu altı soruya verdiğim cevabı paylaştıktan sonra... İşte ilk iki soru ve cevapları:
– Arkaplan Kürt illegal örgütlerinin Kürt legal siyasetindeki rolü nedir?
Kuşkusuz belirleyici bir rolleri var. Legal alan, mücadelenin tarih sahnesine çıktığı yıllardan başlayarak, hep engelli ve kapalı olduğu için, illegalite faaliyetleri, siyasi hayat içinde her zaman güven duyulan ve itibar edilen bir faaliyet oldu. DDKO’nun 70’li yıllarda kurulmasıyla beraber, durum biraz değişmiş olsa da, 1974 affından sonra tahliye olan Kürt aydınlarının çoğu, yeni illegal örgütler kurdular. TKSP, KİP (DDKD), PKK ve diğerleri. TKSP (Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi) geleneği ve diğer irili ufaklı Kürt örgütleri bugün “gurupsal” seviyeye inmiş olsa da hâlâ faaliyetlerini sürdürmekte.. PKK’nin ise, onu siyasi olarak olumlayan kitleler nezdinde, adeta dokunulmaz ve kutsallaştırılmış bir konumu var.
PKK, savunduğu siyasi programın silahlı mücadele öncelikli olması nedeniyle faaliyetlerini illegal olarak sürdürüyor. Dünkü TKSP’nin devamı olan PSK’nin yoluna illegalite temelinde devam etmesi için kanaatime göre Türkiye’de herhangi bir sebep kalmadı.
Bu partiyi Türkiye’de ve Avrupa’da destekleyen insanların yasadışı bir faaliyeti söz konusu değil. Federasyonu savunmak ve bunun için demokratik, meşru alanlarda mücadele vermek, suç sayılmıyor artık. Ama PKK için aynı şeyi söylemek zor. Bir gerilla hareketi olarak sürüyor. Ama yarattığı siyasallaşma, bugün artık silahlı gücünden çok daha önemli. Silahlı mücadele, Kürt toplumuna yirmi yıl öncesine göre, siyasi manada herhangi bir heyecan vermiyor; halkı, artık Diyarbakır belediye başkanlığının kazanılması, bu şehirden ve başka şehirlerden parlamentoya giden milletvekili sayısı heyecanlandırıyor. Güney Kürdistan başta olmak üzere Kürtlerarası ilişkiler, temaslar, Suriye’nin geleceği heyecanlandırıyor. Halk geçmişin hatırına illegaliteye “hürmet” ediyor, ama aslına bakarsanız karanlıkta fısıldaşanlar misali, halk içten içe, olup biteni de sorguluyor. İllegalitenin ve buna karar veren birkaç kişinin, Kürt toplumunu siyasi manada yönetmeye yetersiz kaldığını, birçok vahim hataya illegalitenin dokunulmazlığı adına suskun kalındığını biliyor ve görüyor. Kürt hareketinin dağlardan yönetilemeyeceğini 2000’li yıllarda Radikal 2’ye yazdığımda, epey eleştiriye uğramıştım. Çünkü hem DEHAP’ta Genel Başkan Yrd. olmak, hem de, adı “Silahları Gömmek” olan makaleler yazmak, silahlı mücadelenin ve illegalitenin miadını doldurduğunu yazmak, itiraf etmek gerekirse birbiriyle uyumlu görünmüyordu. Kürtlerin siyasal alandaki başarısı, siyasallaşmanın öne çıkması; ama bu siyasallaşmanın kendi “özerk” siyasi aktörlerinden yoksun olması, siyasi rollerin çoğu kez birbirine karışması, sivil bir aktörün; mesela Karayılan’ın dahi söylerken bin kez düşüneceği şeyi rahatlıkla söyleyivermesi, legaliteyi her geçen gün biraz daha zorluyor. Dahası, legal ve illegal mücadele alanlarında alışılagelmiş bir hukuksuzluğun artık süremeyeceğini gösteriyor. İllegalitenin her türlü istihbarat faaliyetlerine açık olması, devletin, çoğu kez normal bir istihbarat faaliyetinin dışına çıkarak, hareketi yönetme ve kontrol altına alma gücüne ulaşması ise bir başka sorun. KCK operasyonlarında MİT’in faaliyetlerinin vardığı aşama gerçekten de çok vahim. Türk medyası konuyu, “KCK içindeki PKK” diye tarif etti ki, buna katılır katılmazsınız, ama bir gerçeği ortaya koyduğunu da kabul etmek zorundasınız.
– Legal-illegal Kürt siyasi örgütleri ne kadar demokratik?
İllegalitede demokratiklik aramak mümkün değil. Ama legal alanın da illegal alan tarafından belirlendiği bir mücadele geleneğinde de, aynı şekilde, demokratiklik aramak çok gerçekçi değil. Bu manada yarı-özerk bir yapılanma dahi mümkün olamamıştır. Güçlü bir hareket olarak, BDP geleneğinden gelen partilerin hiç birinde yasama meclisi, yani kararların alındığı ve uygulandığı meclis o partilerin meclisleri (PM) olmadı hiçbir zaman. Bu partilerin, çarşaf listeyle seçime girdiği kongrelerin sayısı bir ikiyi geçmez. Delegeler çoğu zaman kongrelere geldiğinde “her şeyi zaten belirlemişsiniz, bizi de onaylamak için çağırmışsınız” diye sitemde bulunurlardı. Genel başkan belli, PM üyeleri belli.. Kongreler böylesi ortamlarda olurdu. Bütün bunlar “geçtiğimiz sürecin hassas” olmasıyla açıklanırdı. Durumun diğer Kürt partilerinde de farklı olduğu söylenemez. KADEP’te, HAK-PAR’da bundan fazla bir şey olmadı. Birincisi, Şerafettin Elçi’nin özel siyasi arzuları için kurulmuş bir parti olmanın ötesine geçemedi. İkincisi, başlangıçta bir koalisyon olarak kurulmuştu, şimdi sanki biraz daha homojen. Geleneksel olarak da başa dönülmüş gibi görünüyor ve Kemal Burkay’ın kısa süre sonra partinin başına geçeceği söyleniyor. Burada Kürt sivil toplum örgütlerinin de içsel demokrasiyi çok da benimsemediklerini, ve siyasetin bu havasının onları da az çok etkilediğini ayrıca hatırlamak gerekir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012