Sinan ÇİFTYÜREK
Öncelikle 23 Ocak Putin-Erdoğan arasındaki Moskova zirvesini özetleyip sonra bu özetin arka planını irdeleyeceğiz.
Moskova’da uzlaşma yok! Yapılan basın açıklamasında; Putin, Suriye’de siyasi çözümeErdoğan’’ın ise daha çok ekonomik- ticari ilişkilere vurgu yapması dikkat çekiciydi!
Putin’in; “Şam, Kürt temsilcileriyle görüşmeli”, “Suriye sorununu siyasi ve demokratik yollarla çözmeyi düşünüyoruz”, “Siyasi çözümü konuştuk” diyerek Minbiç ve Fırat Doğusuna Türkiye’nin askeri müdahalesine kapıları kapattı!
Erdoğan’nın yine Moskova yollarındaydı ama Moskova diplomasi yolları Türkiye için düne göre daha çok taşlıydı! Çünkü artık ne Halep-El Bab ne de İdlip-Efrin denklemi sahada yoktu!
Moskova, Suriye’de yeni işgalleri onaylamak bir yana Suriye’nin toprak birliği hedefiyle eski işgallerin bitirilmesine odaklanmış.
Minbiç ve özellikle Fırat Doğusu yani Rojava Kürdistan’ında Güvenli Bölge meselesinde;
Erdoğan; “ABD olumlu baktığını bize ifade etti” deyip Türk egemenliğinde Güvenlik Bölge ısrarını sürdürürken; Putin, “Suriye ve BM’den gelen bir karar yok” diyerek net karşı tutumlakırmızı kart gösterdi!
Suriye ve Rojava Kürdistan’ı üzerinde yaşanan bu son gelişmeyi belirtikten sonra, sürecin arka planını ve nelere gebe olduğuna ilişkin yol gösterici temel noktaları özetleyelim.
I - ABD’nin başkan Trump üzerinden yaptığı Ortadoğu ve Suriye hamleleri stratejik değil taktik adımları içermekte. ABD’nin 40 yıllık Avrasya egemenlik stratejisinde değişim yok, değişiklik taktik hamlelerle sınırlı. Trump’ın twitter üzerinden “Suriye’den çekiliyorum” çıkışı hem Pentagon hem de sahada ki gelişmeler ışığında her an değişime açık. Örneğin, Trump “Suriye’den çekiliyorum” demesinin ardından, önce Minbiç ardından Heseke’de ABD’yi hedef alan IŞİD saldırılarına;İsrail’in, Suriye topraklarında İran ile savaşı tırmandırması, sahadaki pratiğin ABD taktiklerindeki değişkenliğin işaretleri zira bu adımlar ABD’yi daha fazla bölgeye çekmekte.
Bu duruma, İran’ın yayılmacı pratiği ve İsrail’i, Şii militanlığı ile kuşatma hamleleri de eklenince, ABD’nin bölgeden çekileceğini düşünmek saflık olur! Kaldı ki Kürdistan’ın merkezinde yer aldığı bölge, Rusya-ABD küresel hesaplaşmanın bugün ağırlık merkezini oluşturmakta.
II - SSCB sonrasında Rusya, Karadeniz’de ki hamlelerine, Akdeniz’e yani sıcak denizlere yeniden demir atmışken ve Suriye savaşında tayin edici oyunculuğuyla savaşı Suriye rejimi lehine çeviren esas aktör haline gelmişken; “Suriye sahası benden sorulur” duruşundan geri adım atmayacak. Rusya, geniş Avrasya sahasının her alanında ABD’nin hegemonya hamlelerini önce durdurup sonra karşı presle birçok alanda geri adım attırmışken küresel emperyal hegemonya savaşının önemli ayağı Ortadoğu’da asla geri durmayacak.
İran ve Irak’ın, Kürdistan meselesi nedeniyle parçalanmasıyla sarsılacak bölge statükosundan kendisine dönük büyük tehdit algılayan Rus emperyalizmi, giderek Kürdistan üzerindeki sömürgeci kıskacın küresel savunucusu haline gelse de, Suriye birliği temelinde Kürt taleplerine açık kapı politikasını sürdürecek.
III – İran “Genişlemezsem büzüşür parçalanırım” ilkesinden hareketle, Irak ve Suriye’nin toprak birliğinin korunmasını kendi varoluş nedeni gördüğünden, Kürdistan merkezli tüm hamlelerin önünün kesilmesini birincil hedef olarak belirlemiştir. Ayrıca Şii Hilali hedefiyle Sünni Arap rejimleri ve İsrail ile girdiği amansız rekabetten asla geri adım atmayacak! Yani Esad rejiminin ayakta kalmasında ikinci güç konumundaki İran, İsrail’in burnunun dibinde var olma savaşından geri adım atmayacak.
IV - “Kürtleri Irak-Suriye’de durdurmazsam, Diyarbakır’ı tutamam, parçalanırım” tehdidini “Milli Güvenlik” konsepti haline getirip iç ve dış “düşman” algısını Kürt karşıtlığı üzerinden inşa eden Türkiye’de, bu pozisyonundan geri adım atmayacağı görülmekte. Türk devletinin Kürdistan politikasında ki şu yönlendirici faktörleri de ekleyelim;
“ABD, Rusya ve İran “atalarım Osmanlının eski topraklarında at koştururken ben sınırlarıma hapsolamam” milliyetçi düsturun kamçılayıcılığı doruktayken;
“Fırat Doğusu kurtarılmadan son vatanımızda birliğimiz hep muallâkta kalacak. Hazırlıklar tamamlanınca Fırat doğusuna kuvvetle girilmeli yer gök titremeli" ısrarı sürdürülürken;
Esas Kürdistan tehdit algısı nedeniyle “kahrolsun Moskova’dan, çok yaşa Moskova”ya ve “Esad’a ölümden Esat ile çalışabiliriz” noktasına gerilemişken;
Kürdistan merkezli “parçalanırım” korkusuyla etrafına ördüğü duvarlarla Türkiye’yi yarı açık cezaevine getirmişken, Türkiye ‘de bölgesel pozisyonundan kolay geri adım atmayacak.
V - İran tehdidi karşısında başta Körfez ülkeleri titreyen Sünni Arap rejimlerinin ayakta durabilmek için daha çok ABD ve müttefiklerinin ipine sarıldıkları, bunun için “tarihsel düşman” İsrail ile bile yakınlaşıp Filistin davasını sırtında atılması gereken “yük” olarak görme noktasına geriledikleri; İran ve Şii müttefiklerini zayıflatacaksa taktik hamlelerle Kürdistan meselesine destek verebileceklerinin kimi pratik adımlarını atıyorken; hatta İran yayılmacılığına bariyer olabilmek amacıyla İsrail ile ABD yönlendiriciliğinde bölgesel blok oluşturmanın denemelerini yaparken onlar da pozisyonlarını değiştirmeyecekler.
VI – Esad ilerleyip Cihadistleri etkisizleştirdikçe “ülkede tek sorun SDG kaldı. Biz bu problemi iki yöntemle çözmeyi amaçlıyoruz. Birincisi müzakerelere açığız. Eğer müzakerelerden sonuç alınmazsa güç kullanarak bölgeleri kurtarmaya devam ederiz" derken Kürt halkına karşı savaş kartını açıpTürkiye’nin Kuzeyden artan baskısını “bak elime düştünüz” fırsatına çevirme hazırlığıyla İdlib sonrasını bekleyip, Kürtlere “savaş bitti silahları bırakın kültürel haklarla yetinin” demeye başlayan Esad gerçeği de var!
VII - Onca işgal, sürgün, katliam, soykırımdan sonra küresel-bölgesel güçlerin bölge üzerinden süren uzatmalı postmodern savaşının yarıklarından da yararlanarak Güney ve Rojava Kürdistan’ın da elde edilen yarı bağımsız yarı federal statü mevzilerini koruyup ilerletmek için ölümüne direnmekten başka seçenekleri bulunmayan Kürt gerçeği var!
VIII – Bu siyasal manzarada, “Bir deli kuyuya bir taş atmış kırk akıllı çıkaramamış” misali Trump, Twitter hesabında ABD’nin Suriye siyasetini bir twit ile tartışmaya açıp tüm siyasetçi, yazar ve yorumcuları bir anda ters köşe ederek şaşkına çevirdi.
İlginç olan ABD’nin, Suriye ve Rojva’da varlığı başta Türkiye, Astana süreci üçlüsü için bir dert idi “ayrılıp gidiyorum” demesi iki dert olmuş gibi. Çünkü ABD’nin “çekiliyorum” hamlesi Astana üçlüsü arasında yol açtığı çelişkilerin süreçte İran ve Türkiye’nin, Suriye ve Rojava Kürdistan’ından çekilip çekilmemesi üzerinden, Rus-Türk ve Rus-İran ilişkilerini germeye adaydı, bunun ilk izleri 23 Ocak Moskova zirvesinde görüldü.
Bu durumda merak edilen soru ABD Rojava’dan çekilirse ne olur? En kötü senaryo Türkiye Rojava Kürdistan’ını Kuzey Kürdistan ile birleştirir böylece parça üçe iner! Ondan sonrasını da Suriye-İran-Rusya düşünsün! Demem şu ki ABD desteğinde Türk ordusu Efrin-Kobani-Qamışlo hattını askeri denetime alacak diğer Astana bileşenleri ise “ah ne güzel” deyip Türkiye’yi alkışlayacaklar beklentisi Moskova’da duvara tosladı! Ki Rusya’nın ateşteki kestaneleri Suriye maşasıyla alması da Astana sürecini yatıştırmaya yetmeyecek!
IX – Postmodern savaşta, Trump’ın twitleri birbirini izlerken, siyaset kadrosunu altüst eden karşıtları da içermekteydi. Trump’ın “çekiliyorum” kararının ardından iştahlanan Türkiye’yi görünce bu kez “Türkiye, Kürtlere saldırırsa ekonomik olarak mahvederim” twiti geldi. Buna Pompeo "Türklerin Kürtleri katletmemesini sağlamanın önemi, dini azınlıkların korunması hâlâ ABD'nin görevlerinin bir parçası" açıklaması eklendi! Yetmedi, Bolton’un “Türkiye'nin Washington ile işbirliği olmadan Suriye'de askeri operasyonu istemedikleri beyanı eklenince, Türk siyaset kadrosu şaşkındı! Öyle ki Türk siyasetçi ve stratejistleri o şaşkınlıkla; “Ey Amerika ‘Suriye’den çekiliyorum’ kararın iyi olmaya iyi de bari şu SDG’ni de beraberinde ya çıkarsaydın Rojavadan ya da en azından silahsızlandırsaydın” önermesine kadar işi götürdü!
Ortalık siyasal kördüğüm halini alınca Türkiye, yeniden Rusya ve İran ile Astana sürecinde umut arayışına girdi. Demek ki, ABD’nin Rojava ve Suriye’den çekilmesi ve Türkiye-ABD yakınlaşmasının muhtemel sonuçları, sadece Kürtlerin yanı sıra Astana üçlüsü Rusya-İran-Türkiye’de dert etmeye başladı zira ABD’nin varlığı onların iç perçiniydi ve bu perçinin ortadan kalkma durumu vardı.
X - Özetlediğimiz bu olgu ve süreçlerin kesiştiği süreçte Moskova’ya gidiş nedeni açıktı; Minbiç ve Fırat Doğusu’na işgal için izin almak! Ama kırmızı kartla yüzleşti! Nedenleri;
Birincisi, Rusya için Suriye sorunsalı artık Esad’ın ayakta tutulması aşılıp toprak birliği hedefi öne çıkmışken, Türkiye’nin Güvenli Bölge hedefi kabul edilemezdi, edilmedi de!
İkincisi; Rusya, Kürdistan korkusunu da kullanarak bölgede ABD’den uzaklaştırıp kanatları altına almaya hesabıyla Türkiye’ye Efrin’de hava sahası açarken, ABD ile yakınlaşan Türkiye’ye, Minbiç ve Fırat Doğusu işgaline yeşil ışık yakmayacaktı, yakmadı da!
ABD’nin basıncıyla PYD’nin Menbiç’i terk edip Fırat Doğusuna geçeceği; sonra sağlayacağı hava desteği ile Türkiye’nin Kürtleri Rojava’dan Güneye yani Arap çöllerine süreceği; ABD himayesinde sınır boyuncu 32 km derinlikte bir “güvenli bölge” oluşturmasına Rusya’nın onay vereceğini beklemek de saflık oldu! Onay verilmedi. Üstelik Türkiye, Efrin-İdlib denkleminde İdlib’te yapması gereken görevlerini halen yerine getirmemişken!
Üçüncüsü; Bu tablo da buyursun Türkiye ayıklasın pirincin taşlarını! Kürdistan korkusu yüklü hamleleri sonucu iki arada bir derede nefessiz kaldı! Kürtlerden oldunuz! Rusya’ya yanaştınız ABD dirsek gösterdi, ABD’yle tekrar yakınlaştınız bu kez Ruslar “öyle mi” deyip kaş çattı! 23 Ocak zirvesinin özeti bu!
Durumu tahmin eden Erdoğan, “Geçmişteki kötü tecrübelerimiz nedeniyle ihtiyatla karşılıyoruz. Fırat'ın doğusuna operasyon kararı alınmıştır. Trump ile yaptığımız görüşme ve birimlerimizin temasları bizi bir müddet daha beklemeye yöneltti” deyip ekledi; "Bize verilen sözler tutulur süreç işlerse ne ala aksi takdirde hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık kendi stratejimiz doğrultusunda gereken adımları atacağız" demekle Fırat Doğusuna hareketin askıya aldığı mesajıyla Moskova zirvesinden beklenti çıtasını düşürmüştü! Yani Perşembenin geleceği Çarşambadan belliydi!
XI - Rojava Kürdistan’ı Kürtleri, savaş değil barış ve özgürlük istiyor
Rojavalı Kürtlerin Esad'a sunduğu yol haritasında;
-Suriye topraklarının birliği,
-Suriye’de demokratik bir cumhuriyet kurulması ve özerk bir Kürt bölgesinin bu sistemin parçası olması,
-Özerk yönetimin Şam’daki parlamentoda milletvekilleri temsil edilmesi,
-Bu yönetimin Suriye devletinin bayrağının yanında dalgalandıracağı bir bayrağının olması,
-Özerk yönetimin diplomatik ilişkilerinin Suriye halkının ve anayasasının çıkarları ile çelişmemesi,Şam’ın dış politikasının tanınması,
-Suriye ordusunun tanınması, SDG’nin Suriye ordusuna katılıp sınırları korumakla görevlendirilmesi,
-Özerk yönetimdeki iç güvenlik birimlerinin Suriye anayasası ile çelişmeyecek bir şekilde yerel konseylere bağlı olarak çalışması,
-Arapçanın Suriye’nin tamamının resmi dili olduğunun kabul edilmesi ve anadili eğitiminin özerk bölgede eğitimin temelini oluşturması,
-Özerk bölgede tarih, kültür ve edebiyat gibi derslerde eğitim yerel dillerde yapılması,
-Suriye’nin kaynaklarının bölgelere adil biçimde dağıtılması”…..şeklinde belirlenen taleplerin Türkiye’yi tehdit ettiğini kim iddia edebilir?
Kürtler, başta Türkiye hiç kimseyi tehdit etmiyor, sadece ülkeleri Rojava’da barış ve özgürlük içinde yaşamak istiyor! Artan işgal tehditlerine işgallere karşı kendilerini koruyacak güvenlik alan istiyor. Kürt ve diğer yerleşik halkların özgürce ve komşularıyla barış içerisinde yaşayacağı güvenli toprak diyor. Türkiye veya başka sömürgeci bir devletin at koşturacağı ve yerleşik olmayan halklara TOKİ ile villalar yapacağı tampon bölgeye ise hayır diyor! Türkiye ve Kürdistan halklarının çıkarlarına olan, sınırda tampon ya da duvar örmek değil barış-dostluk köprüsü kurmaktır!
Yerel seçim yaklaşıyor. Yılların yıpranmışlığına 2019 yılında ağırlaşan ekonomik krizin sonuçları sosyal hayata yansıdıkça yani soğan-patates yeniden cep yakmaya başladıkça AKP seçimlerde milliyetçi oyları devşirecek sınır ötesi askeri harekette ısrar ediyor! Bu ısrar Kürt ile Türke felaketlerle yüklü! AKP iktidarına çağrımız şudur; Kürt tehdit algısı nedeniyle bir ABD, bir Rusya’ya yaklaşacağına bin yıllık komşunuz ve kardeş halkınız Kürtlerle barışmayı hedefleyin! Çözüm birileriyle savaşta değil, barışta! Trump/ABD’nin Yerel Seçimlerde bir parça AKP’yi yatıştıracak yani milliyetçi oyları devşirecek alan açmasına da kanmayın zira sonradan faturası ağır olabilir.
Rojavalı Kürt siyasetine çağrımız; TEV-DEM ile ENKS’nin tek ulusal cephede ortaklaşarak kazanımların korunması için birlikte direnmeyi geliştirin. ABD ya da başka bir gücün sizleri birleştirmelerini beklemeden ulusal ittifak yolundan adım atın! Ve Güney Kürdistan’ın iki ayrı Peşmerge ordusundan çıkarılacak dersle, TEV-DEM ve ENKS askeri güçlerinin tek komuta altında birleşmelerinin önünü açın!
Sonuç yerine; Belirttiğimiz belli başlı dinamikler pozisyonlarından geri adım atmadıkları ya da attırılmadıkları ve bölgenin temel meselesi olan Kürdistan meselesi çözüm bulunmadıkça barışuzak! 24. 01.2019
Okan Hastanesi/İstanbul
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları


































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018