Yıldıray OĞUR
Morten Messerschmidt 34 yaşında Danimarka’nın en popüler politikacılarından biri. Önceki gün pop şarkıcısı genç sevgilisi Dot Wessmann’a sarılmış olarak Danimarka Parlamentosu’nda çekilmiş zafer fotoğraflarını geçti ajanslar.
Kutlamakta haklı. Çünkü partisi Danimarka Halk Partisi, Avrupa Parlamentosu seçimlerinden yüzde 27 ile birinci çıktı. Messerschmidt ve üç FolkePartili daha Brüksel’de Avrupa siyasetine yön verecek.
1995’te kurulmuş partinin en büyük derdi göçmenlerle. Daha doğrusu Batılı olmayan, en doğrusu ise Müslüman göçmenlerle. En son parti kendisini açıkça İslam karşıtı bir parti olarak tanımlamaktan çekinmedi ve Müslüman göçmenlerin ülkeye girişinin yasaklanmasını istedi.
Komşu Norveç’te hapiste günlerini playstation oynayarak geçiren Breivik gibi onlar da çokkültürlülükten nefret ediyorlar. Onun dışında kalan beyaz tenli, çağdaş, Batılı herkese karşı son derece demokrat, liberal ve hoşgörülüler.
Partinin gelecekteki muhtemel lideri Morten Messerschmidt’in siyasi kariyeri 24 yaşında girdiği parlamentodaki ikinci yılında az kalsın bitiyordu. 2007 yılında Kopenhag’da bir lokantada biraz da içkiyi kaçırıp Nazi marşları söyleyince… Daha önce de ırkçı propagandadan 14 gün hapis cezası almış genç politikacı durumu inkâr ederek toparlayabildi. Nazi marşları değil belki ama “Müslüman toplumu kayıp bir toplum” gibi açıklamaları ise ona oy olarak döndü. 2009 seçimlerinde 280 bin şahsi oy toplayarak rekor kırdı.
Messerschmidt, aslında öyle bütün Müslümanlardan nefret etmiyor. Öyle olsa geçen yıl Gezi olayları sırasında destek olmak ve TV programı yapmak için İstanbul’a kadar gelmezdi. Sadece gelmekle kalmadı, gaz da yedi. Hatta "Türk polisi kimyasal kullanıyor, az kalsın gözlerimi kaybediyordum" diye Türk medyasına haber bile oldu. Tabii sonunu esas derdine bağlayarak: “Türkiye Erdoğan yönetimi ile AB’ye üye olacak bir ülke değildir.”
Irkçı vekilin Erdoğan muhalifi laik-Türklere sevgisi yeni de değil. 2008’de AK Parti başörtüsü yasağını kaldırma girişimine karşı epey tanıdık bir üslupla karşı çıkmıştı: “Hızla şeriat yönetimine doğru yol alan Türkiye'nin AB adaylığı askıya alınmalı.”
Şu cümleler de Sözcü’deki bir köşe yazısından değil yine ondan: "Türkiye oldukça belirgin bir şekilde İslami köktenciliğe doğru yol almaktadır. Atatürk'ten beri uygulanmakta olan ve siyasi elitler ile askerler tarafından korunan demokrasi ince bir cilaymış."
Bir hafta önce Ebola virüsüyle göçmen sorununu nihai çözüme kavuşturmayı öneren baba Le Pen de sıkı bir Atatürk hayranıydı. Politik vârisi kızı ise Ulusal Cephe’yi Fransa’da Avrupa Seçimleri’nde birinci parti yaptı. Muhtemelen ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de Elysee Sarayı’nın en güçlü adayı o.
Bu sonuca göre 24 Fransız ırkçısı Brüksel’deki parlamentoda oturacak. Yalnız da değiller. “Kim Romanyalı komşu ister, diyen karizmatik hatip Nigel Farage’ın liderliğini yaptığı göçmen düşmanı UKIP de İngiltere’de seçimi birinci bitirip AP’ye 24 vekil göndermeyi başardı. Yan sıralarda resmî selamları "Nazi selamı" olan Yunan ırkçıları Altın Şafak’tan üç, İsveç Demokratları’ndan iki vekil oturacak. Hitler’in memleketi Avusturya’nın ırkçıları Özgürlük Partisi de vekillerini ikiye katlayıp dörde çıkardı. Naziler sadece selamla değil, bizzat kendileri de Brüksel’de temsil edilecek ilk kez. Çünkü Alman Nazi Partisi NPD’den bir vekil Brüksel biletini kaptı. AP’deki ilk Nazi vekil Udo Voigt’ın ilk açıklaması beklendiği gibi: “Avrupa Beyaz insanların kıtasıdır.”
Neyse ki buradaki beyazın tanımı bu kez o kadar dar değil. Irki değil kültürel bir beyazlık kastedilen. Asimile olmuş beyazlaşmış, modern Doğulular, Müslümanlar da o tanıma dahiller.
Yine de Nazi klişeleriyle anlaşılmayacak bir aşırı sağcılık bu.
Bizdeki aşırı sağla bir ilgisi ise hiç yok durumun. Avrupa Birliği fikrine soğuk ama üstün Batı medeniyetinin ateşli savunucusu bu partiler. Göçmen karşıtı ama yerliler için ekonomik olarak liberteryen, yüksek vergi karşıtı, devlet müdahaleciliğini reddetmekteler. En önemli ortak özellikleri ise hadi tam adını koyalım İslamofobik olmaları. Bu aşırı sağın ötekisi açık ki Müslümanlar…
Garip bir ideolojik karmadan bahsediyoruz. Özgürlük, demokrasi, kadın hakları gibi kavramları keşfeden Batılı adamın bütün bunların olmadığı karanlık, geri, ilkel Doğulu adama üstünlüğü anlamında bir Batı milliyetçiliği….
O yüzden de Norveçli katil Anders Behring Breivik’in kendisine ait olduğu iddia edilen twitter hesabındaki ilk ve son mesajında, biraz değiştirip “Tek bir inançlı insan 100.000 çıkarcı insana bedeldir”e çevirdiği aforizmanın sahibinin özgürlük felsefesinin en önde gelen isimlerden John Stuart Mill olmasına şaşırmamak gerekir.
Tekrardan sırayla; İslamafobiklik, göçmen karşıtlığı, çok kültürlülüğe tahammülsüzlük, başörtüsü/çarşaf/burka yasakçılığı, Batı’nın üstünlüğüne iman, oryantalizm, modernizm…
Bir yerlerden tanıdık geliyor ama…
Bu aşırı sağın Türkiye’deki karşılığının kim ve kimler olduğunu tahmin etmek artık size kaldı. Bulduysanız, yükselen bu aşırı sağdan korkanlardan mısınız yoksa onların korkularını anlayanlardan mı karar vermek de...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025