Sezin ÖNEY
Yolsuzluk, Türkiye için büyük bir sorun. Uluslararası alanda yolsuzluk üzerine çalışan önde gelen tüm kurumların kanaati bu.
Transparency International’ın (Şeffaflık Derneği) yolsuzluk skalasında Türkiye, “yüksek derecede yolsuzluk” noktasına daha yakın. Son yedi sekiz yılın verilerine baktığımızda, Türkiye, 4,2’lik bir skorla, hep yolsuzluğun ciddi biçimde sorun olduğu ülkeler arasında yer almış.
Türkiye’deki yolsuzluk kronik. Varolan araştırmaları okuyunca benim kanaatim, son 10 yılda kademe kademe yolsuzluğun “buharlaştığı”. Yani, yolsuzluğun aşağı kademelerdeki “basit” hâllerinin (mesela rüşvet gibi) ortadan kaldırılması, iş dünyasına yönelik bürokrasinin azaltılmasıyla, “gözönünden kalkması”. Ve giderek daha üst düzey ve büyük çaplı, “voleyi vuran” hâle dönüşmesi.
Birçok devlet hizmetinde olduğu gibi, yolsuzluk da daha bir tıkır tıkır işler hâle geldi. Artık günlük hayatımızın parçası değil, ama tüm toplumsal atmosferi zehirleyen bir radyoaktif Türkiye gerçeği.
Oysa, yolsuzluk en temel insan haklarını yok ediyor. En başta da, haber alma özgürlüğü ve adil yargıyı yozlaştırıp epritiyor. Adaletsiz ve “habersiz” ortamda da, insanların kendini geliştirmesine imkân veren, yoksulluk kısırdöngüsünü kırmalarına imkân verecek eşitlikçi toplumsal denge de sözkonusu olamıyor.
Türkiye’de yolsuzluğun olması gerektiği kadar büyük bir sorun olarak ön plana çıkmamasının bir sebebi, “kötünün iyisi kabul edilmesi”. Mesela, TI’ın sınıflandırmasında, Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkeleri ile aynı grupta yer alması. Özbekistan ve Türkmenistan gibi, “dünyanın en kötüleri” arasında yer alan ülkelerin bulunduğu bir grupta, Türkiye “en az yolsuzluk yaşanan” ülke olarak ön plana çıkıyor.
Yolsuzlukla ilgili uluslararası veriler genelde, algı ölçümüne odaklı.
Algılara bakılınca, Türkiye’de karmaşık bir durum var. Bir yandan, verilere göre, Türkiye’de son yıllarda yolsuzluğun arttığına dair kesin bir kanaat sözkonusu. Dünya Bankası’nın İş Çevreleri ve Girişim Performansı Araştırması’na (BEEPS) göre, 2005 ve 2008 arasında, “yolsuzluğu iş dünyasının en büyük sorunu” olarak niteleyenlerin oranı, yüzde 41’den yüzde 58’e çıktı. TI’ın Dünya Yolsuzluk Barometresi’ne göre de, son altı yıldır, yolsuzluğun “önceki üç yıla oranla” arttığına inananların oranı yüzde 57’den aşağı inmiyor.
Buna karşılık, gene Dünya Bankası’nın araştırmalarına göre, “yönetim açısından” Türkiye daha başarılı bulunuyor; 2000’de yüzde 42’lik bir oranda “yolsuzluğa karşı iyi bir yönetişim örneği sergilendiğine” inananların oranı, 2010’da yaklaşık yüzde 58’e çıktı. Gerçi, 2010’a kadar en azından “görüntüsel” açıdan, yolsuzlukla mücadelede önemli adımlar da atıldı.
Yolsuzlukla Mücadele Ulusal Eylem Planı’nın benimsendiği yıl 2010’du. Ancak, bu eylem planı da, tıpkı diğer benzer bürokratik ve siyasi yol haritaları gibi, sivil toplum örgütleri ve ilgili, katkı sunabilecek taraflarının görüşlerine başvurulmadan, onları da içine katacak bir süreç oluşturulmadan yapıldı. Eylem Planı’nın en büyük eksiklerinden biri de, yolsuzlukla mücadele için bağımsız olarak izleme ve uyarma faaliyetlerini üstlenecek kurumsal bir düzen öngörülmemesiydi.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), Kamu Görevlileri Etik Kurumu, Başbakanlık Teftiş Kurulu, hep merkezî üst yapı tarafından “yapabileceklerinin” sınırları belirlenmiş, deyim yerindeyse, gemlenmiş yapılar. Kamu içinde, (hele üst düzeyde) yapılan yanlışları, yolsuzlukları ihbar edenleri ödüllendirecek veya en azından takdir edecek bir alışkanlıktan da bahsetmemiz mümkün değil. Yani, dünyada yolsuzlukla mücadelede önemli bir refleks olan, “whistleblowing”, yani hasıraltı edilenleri açıklayarak “alarm düdüğünü öttürülmesi” âdeti yok.
Tüm bu ortamda da, borusu öten de yolsuzluk çarkının başını tutanlar oluyor.
[email protected]
http://www.taraf.com.tr/sezin-oney/makale-gizli-acik-sir-yolsuzluk.htm
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024