Sezin ÖNEY
Metropoll Araştırma’nın, “Türkiye’nin Nabzı” Ocak ayı raporu verilerine baktığımızda, “Hayır” oyu, yüzde 50.9 ile çok az bir fark ile olsa da önde; “Evet” oyu ise, yüzde 49.1 seviyesinde. Siyaset bilimi literatürüne göre, seçmenlerin çoğunluğu son dakikada karar vermiyorlar. Farklı ülkeler ve farklı dönemlerdeki seçimlerle ilgili yapılan araştırmalar, erken karar veren ve kararlarını değiştirmeyenlerin, politize olmuş, partizanlık eğilimi güçlü kimselerden oluştuğunu gösteriyor.
Türkiye’de de, siyaset biliminin öngörülerine göre, bu aşırı derecede kutuplaşmış ve toplumsal olarak partizanlaşılmış siyasi ortamda, seçmenlerin çoğu zaten kampanya başlamadan kararını vermiş olmalı. Kampanyalara harcanacak milyonlarca lira da, seçmenlerin çoğunun üzerinde bir etki yapmayacak.
“Türkiye Paradoksu” diyebiliriz bu duruma. Politik kutuplaşma, siyasi tabloyu hemen her boyutta “yüzde 50’ye yüzde 50” ayrıştırıp, adeta donduruyor. Bu nedenle de, partilerin üç aşağı beş yukarı sabitlenmiş oy oranları var. İktidar partisinin sandık başarısını bu kutuplaşma garanti altına alıyor. Öte yandan da, bu “sağlam irade”, tek başına radikal değişimler gerçekleştirmekte (misal başkanlık sistemine geçiş), “diğer yüzde 50” nedeniyle zorlanıyor.
Ancak...
Metropoll’ün Haziran 2015 ve Kasım 2015 Araştırmalarına göre Türkiye’de seçmenlerin yüzde 5-9’u nereye oy vereceklerine seçime bir hafta kala karar veriyor. Referandum oylamasında da benzer durum oluşabilir. Bu referandumda da yüzde 50’lerden birine eklemlenecek yüzde 1’lerin bile etkisi ve belirleyiciliği büyük olacak.
Bu açıdan, en kritik seçmen kitlesi, başkanlığa “Evetçi” yüzde 50 tarafına eklenerek destek vermesi için yoğun markaj altındaki MHP’liler. Ancak bir diğer kilit de, sandığa gitmeyecekler.
Sandığa gitmeyecekler de ağırlıklı olarak, “Hayır”a meyledebilecek kitlelerden oluşuyor gibi gözüküyor. O zaman da, bu kesimlerin sandığa küsüşü, ironik biçimde, fiilen “Evet” demek oluyor. Zira, matematiksel olarak, siyasete küserek sandığa gitmeyenler ağırlıklı olarak AKP seçmeni dışındaki kesimlerden ve “Evet”e sempatisi olmayanlardan: bu da demektir ki, katılım düştükçe “Evet” kefesi güçlenebilir.
Şu çok net: “Bu sandık meşru değildir” söylemi ile muhalif bir duruş sergilemeye çalışanlar da, fiilen “Evet” demektedir.
Siyaset biliminde geçerli tezlerden hareketle, bu yoğun kutuplaşma ortamında kampanyalar, büyük fikir değişikliklerine neden olmayacak öngörüsünde bulundum.
Fakat...
Özellikle “Hayır” eğiliminde olanların, siyasi dinamizm kazanarak, farklı profillerden oluşan tabanlarında moralleri yükseltmek, en önemlisi de kararsızları ve sandığa gitmeyecekleri oy vermeye teşvik için, “pozitif” kampanya yapması önemli gözüküyor. İdeolojik ayrımlar ötesi, aynı hedefe odaklanmak için bir “pozitif” kampanya yaratmak, sonucu “Hayır” lehine daha da değiştirecek biçimde bir makas ayrımına yol açabilir.
Kürtler ve Zazaların sandık küskünlüğü
Türkiye’de her oylamada olduğu gibi, bu referanduma da katılımın yüzde 85 civarında olması bekleniyor. Yani, Ekim 2016’da Macaristan’daki referandumda olduğu gibi, oylamanın meşruiyeti ve geçerliliğini tehlikeye atacak ölçüde bir boykot veya katılım düşüklüğü söz konusu olmayacak.
Buna karşılık, bazı kesimlerde, siyasete küskünlük var: en başta da Kürtlerde. Türkiye’nin Kürt ve Zaza nüfusunun en az yüzde 40’a yakınının sandığa gitmemek gibi bir niyeti var.
Metropoll’ün Ocak 2017 araştırmasının verilerine bakarsak, Kürtler ve Zazaların toplamda yüzde 37’si referandumda sandığa gitmeyeceğini ifade ediyor.
Peki, “hangi Kürtler” sandığa gitmemeye daha meyilli?
Bu kesimler, HDP seçmeni olabileceği gibi, HDP’yi “fazla Türkiye odaklı” bulan, Kürtlerin geleceğinin kendi milliyetçi ideallerini gerçekleştirmekten geçtiğini düşünenler olabilir.
Ya HDP seçmenleri?
HDP seçmenlerinden, yüzde 30’luk bir kitle, partinin “Hayır” tavrına rağmen, sandığa gitmeyecek. HDP’li olup da, sandığa gitmemeyi düşünen asıl kitle, sosyal demokrat ve sol görüşteki seçmenler gibi gözüküyor. Üstelik de, Türkiye genelinde kendini “sosyal demokrat/solcu” olarak tanımlayan kesimlerden yüzde 33.5’luk bir kitle, referandumda oy kullanmamayı düşünüyor. “Gezi ruhu” taşıyan bir kitlenin, başkanlık referandumuna takati kalmadı diyebilir miyiz? Evet; küskün bir sol/sosyal demokrat kitle var ve referandumda sandığa da gitmek istemiyorlar.
Şimdi, Kürtler ve eğilimlerine dönelim: Muhafazak â r Kürtler ve AKP’ye oy vermiş Kürtler’in de önemli bir kısmı küskün. AKP’ye oy veren Kürtlerin yaklaşık yüzde 20’si, başkanlık sandığına gitmeyeceğini ifade ediyor. Dahası, Metropoll’e göre, Türkiye genelinde, yaklaşık yüzde 15’lik bir “Muhafazakâr/Dindar” kitle, referandumda oy vermeme niyetinde ve bu oran Kürt “Muhafazakâr/Dindarlar” arasında yüzde 40’a yaklaşıyor.
AKP’li Kürt seçmenin yaklaşık yüzde 20’si de, başkanlıkla ilgili fikrini beyan etmiyor. Bu kitlenin de, ya sandığa gitmeme veya “Hayır” deme eğiliminde olması mümkün. Diğer bir deyişle, AKP’li Kürtlerde azımsanamayacak bir kesim, “Evet” demeyecek ama “Hayır” da demek yerine, sandığa sırt çevirecek.
Kürtlerin “duygusal kopuşundan” bu kadar zaman bahsedildi durdu; şimdi, siyasete kırgınlık ve ülkenin geleceğinde bu kadar belirleyici bir karar konusunda oy kullanmama yönelimi, bana kalırsa, tüm siyasetin ve toplumun üzerine düşünmesi gereken bir sonuç.
Üstelik “duygusal kopuş”, sol/sosyal demokratlar ve hattâ kimi Muhafazakâr/Dindar kesimde ve hattâ Metropoll’ün diğer verilerine bakarsak, kimi Atatürkçü/Ulusalcı çevrelerde de gözleniyor. Bu da, ülkenin siyasi ve toplumsal geleceği açısından, kimin penceresinden bakarsanız bakın, iyi bir haber değil...
Ne yazık ki, her kesimden sandık boykotçularını artırmaya çalışan ve “parlamenter sistem Kürtlere ne verdi ki; öteki tercih de başkanlık mı olmalı” gibi bazı tezleri ileri sürenler de söz konusu. “Ne Evet, ne de Hayır” tezini ileri sürenler de, aslında fiilen “Evet”i savunduklarının farkında olmalılar.
Oysa, başkanlık referandumunda sandığa gitmek veya gitmemek; işte bütün mesele burada.
http://platform24.org/yazarlar/1998/sandiga-gitmek-veya-gitmemek--iste-butun-mesele-bu
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024