Akif BEKİ
Salgının ortasında, dünyadan pozitif ayrışacağımız söylenmişti bize.
Herkes hazırlıksız, tek biz hazırlıklı yakalanmıştık. Krizi fırsata dönüştürecek, kazançlı çıkacaktık. Dev ekonomiler batarken biz yükselecektik.
Şahlanış devrimiz başlıyordu. Talih yüzümüze gülmüştü. Allah’ın bir lütfuydu.
Hamdolsun avantajlı durumdaydık. Onlar küçülürken biz büyüyecek, inşallah dünyadan pozitif yönde ayrışacaktık.
Hatta IMF, dünyadan ayrışacağımızı ama pozitif olmayacağını tahmin ettiğinde kızılmıştı.
Dünya ortalama yüzde 3 küçülürken Türkiye’nin yüzde 5, yani daha çok küçüleceğini öngörüyordu.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, IMF’nin yanılacağına bahse girmişti.
Şu kadar iddialıydı:
“Çok bilen ama çok yanılan otoritelerin söylediğinin aksine, bu krize rağmen, yüzde 5-10 küçülme değil, inşallah pozitif büyümeyle bu yılı kapatacağımız yıl olması için çok büyük çaba sarfediyoruz.”
Bakan Albayrak, dün yeni ekonomi programını açıkladı. İddiasını revize etmesin mi!
4 ay önce “Salgına rağmen hedeflerimizi tutturacağız” demişti.
Bu yıl için büyüme tahminini binde 3’e çekmiş görünüyor. Yüzde 5’ten.
Tahminimiz kıl payı sıfırın üstünde kaldığı için, pozitif ayrışma iddiasını hala kazanıyor muyuz?
TÜİK de IMF’yi sevindirmemek (!) için elinden gelen gayreti esirgemiyor.
Bakarsınız, gerekli ayarlamalarla IMF’ye burun farkıyla kaybettiğini, yanıldığını gösteririz. Bizle aşık atılmayacağını anlar da utanır biraz.
Faiz lobisi ve Merkez Bankasına kadar sızan içimizdeki uzantılarının maskesini de böyle düşürmemiş miydi iktidar?
Az daha faizi enflasyonun yükselttiğini yutturacaklardı. Bütün dünya böyle biliyormuş da, iktisat bilimi ve tecrübesi böyle söylüyormuş da...
Tersinin doğru olduğunu, faizin enflasyonu yükselttiğini ispatlamayı denedi iktidar.
Faiz emirle indirtildi. TÜİK omuz verdi, enflasyon da indirtildi. Ama gerçek enflasyon ve dolaylı faiz zapt edilemedi. Eriyen TL’den dövize kaçış patladı.
Deniyor ki 100-120 milyar dolar yaktı Merkez Bankası, yine de önünü alamadı.
Önce mahcup ve dolaylıydı artışlar, sıfırı tüketince panikli faiz artışlarına döndü.
Teorinin çöktüğü fiilen kabullenildi. Hayatla kavga edilmeyeceği, piyasanın gerçekleriyle inatlaşılmayacağı anlaşıldı.
Dolar frenlenemeyince, Bakan Albayrak görüş değiştirmişti. TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesinin ihracatta bizi rekabetçi kıldığını, güçlendirdiğini, kötü değil aslında iyi bir şey olduğunu söylemişti.
Dün bir kez daha görüşünü revize etti. “Kur benim için önemli değil, oraya hiç bakmıyorum” dedi.
Enflasyonla faizin de önemini hızla kaybedeceğini tahmin edersiniz.
Yeni programda 2021 için öngörülen dolar kuru, dünden yani açıklanmasından önce zaten yakalanmış, 2022 kuru bile test mahiyetinde neredeyse aşılmıştı.
Demek ki tahmin açıklamanın da sonu geldi, yakında hiç bakılmaz yüzüne.
Fakat lafta ayrışma devam edecektir. Yine dünya haksız, iktidar haklı çıkacak. Yine dünya yanlış, iktidar doğru...
Kim tutar Ece Üner’i!
“Kim Kardashian’ın kameralara göstermeye alışık olduğu büyük bir kaynağı var, yine aynı kaynağı mı referans aldı acaba?”
‘Münasip bir yer’ ya da ‘mabad’ın lafını ağza almamış. Metaforunu kullanmış, edebiyat paralayarak eğretileme sanatı yapmış oysa.
‘Pabuç gibi uzamış o dilini bilmem ne yaparım, getirtme oraya, saçlarını yolar kafa göz dalarım, aklın şaşar’ bıçkınlığı da sergileyebilirdi.
Yine de maço ve cinsiyetçi bulundu, hemcinslerinden epey tepki gördü.
Oyuncu Deniz Çakır, “Bu nasıl avam, yakışıksız bir üsluptur. Bu üslupla ana haber sunuyor, inanılır gibi değil” diye ayıpladı, kınadı.
Üner bu, altta kalır mı!
“Samimiyetsizliğiniz mide bulandırıcı” diyerek yapıştırdı kapağı.
Haksız mı?
Türkiye, ‘samimi demokrasi’ye geçmemiş miydi yahu?
Resmi sözcülerimiz Fransa Cumhurbaşkanı’na, “Atanamayan Napolyon” samimiyetiyle seslenir olmamış sanki.
Tunus Büyükelçimiz “Bekleme yapma Macron, devam et, ilerle” diye, bitirim dolmuşçu ağzıyla ahbaplığa dökmemiş, enseye tokat tivitler sallamaya başlamamış...
İktidar partisi bunları “Biz diplomasi devletiyiz, devlet aklı ve adamlığı bizde, konuşacak bizden iyi muhatap bulamazsınız dostlar” içtenliğiyle pazarlamaya kalkmamış gibi.
Lümpen hırtlığı, yılışıklığı ve sululukları, yakınlıkla harbilik adı altında almış yürümüş. Avam hayran. Kim tutar Ece Üner’i!
Deniz Çakır’a Can Yücel okumasını önermiş bir de.
Ondan ilhamla; popülist şov ne kadar ucuz, artistik, harcıalem, ayağa düşmüş, beylik, bayağı ve pespaye olursa o kadar iyi. Yaşasın rezillik, gazası mübarek olsun.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
27.12.2025
25.12.2025
24.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
4.12.2025