Ali BAYRAMOĞLU
Evet Türkiye yol alıyor... Toplumsal his sıhhatli bir istikamette ilerliyor...
Konuşma, yüzleşme, tartışma çabası var ortada...
Böyle oldukça siyaset, devlet buruluyor, değişime direnci azalıyor.
Bardağın dolu tarafına bakınca böyle...
Bir de boş tarafı var bardağın...
Örneğin Büşra Ersanlı'yı, onun şahsında siyaseti, düşünceyi, ifadeyi baskı altına alan bir sistem şiddeti var...
Dün başkalarını olduğu gibi bugün Büşra Ersanlı ve benzerlerini gazetelerde, internette kirletmeye çalışarak, itibarına saldırarak infaza hazırladığını sanan şiddet çeteleri var.
Bu ülkede şiddet ve siyaset ilişkisi çarpıcı ve kalıcı bir gerçektir.
Boş taraf budur...
Siyaseti ve insanı boğan boş taraf...
Pek çok hadise, 6-7 Eylül, Maraş, Çorum, Sivas hadiseleri, Güçlükonak, Dersim, yüzlerce faili meçhul, göz göre göre oldu, göz göre göre örtbas edildi. Savunuldu, çarpıtıldı ve sistemin seçip verdiği birkaç kurbanla geçiştirildi...
Bu zihniyet hala pek çok ürün veriyor ve devam ediyor.
Devam ettikçe tekerrür ediyor.
Mazlum, zalim, zaman değişse de o gerçek ürüyor.
Ağar'ın kimi suikast silahlarını Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı gibi hem aranan hem kullanılan suçlulara verme emrini "devlet sırrıdır, açıklayamam" diye geçiştirmesi örnek değil mi?
Ağar hapishade ama hala açıklamadı, hala açıklanmadı, o silahların serancamı...
Çatlı ve Kırcı demişken, 7 TİP'li öğrenciyi boğan ve boğduran bu ikilinin katil arkadaşları bir yasa boşluğuyla tahliye oldular, iki gün önce...
Dün ve bugün arasında mesafeyi kısaltan bu gerçektir, sistem şiddeti gerçeğidir...
Büşra Ersanlı'yla, pankart taşıdıkları için tutuklanan öğrencilerle, bakan protesto ettikleri için gözaltına alan gençlerle önümüzde duran güncel sayfa hep geriye sarıyor...
Nereye kadar geri sarmalı?
1915'e, 1909'a, 1890'a kadar mı?
İşte bir örnek, hem de en oturaklısından...
1913'te Trakya orduları başkumandanlığı, Harbiye Nazırlığı, 1916'da Kafkasya Cephesi Genel Kumandanlığı, Sadrazamlık ve Genelkurmay Başkanlığı yapmış olan Ahmet İzzet Paşa'nın örneği...
Şöyle yazıyor 1924'te:
'Ermeni meselesinde izlenen hareket tarzıyla bu yüzden ortaya çıkan feci olaylar bir siyasi hata mıdır? Yahut fazla olarak bunun bir cinayet kabul edilmesi de gerekir mi? Ve bu halde bunun sorumluluğu bazı özel kimselere mi ait, yoksa ahlaki bir cinayet şeklinde bütün millete mi şamil? İşte bu noktalar gerçekten tartışmaya değer. Benim inancıma göre, bu hareket tarzı kazandığı şekil ve genişlik bakımından büyük bir siyasi hata idi. Zorlayıcı bir sebep olmadan insan kanı akıtmak genel olarak bir cinayettir. Özellikle işin içine kin ve şahsi çıkar da karışırsa kötülük daha da büyür. Dolayısıyla böyle bir meselede suçu işleyen kimselere hepimiz nefretle ve lanetle bakarız. "
Dur tarihin her hangi bir yerinde, aynı şeyi göreceksin:
Kimlikleri kuşatan korkulardan, korkuların ürettiği şiddet...
İnsanı ve düşünceyi boğan şiddet...
Oysa o şiddetten fırsat bulduğu zaman, başını kaldırabildiği zaman zıplıyor, yol alıyor bu ülke...
2002 sonrasında olduğu gibi...
Ama kısa kısa, kesit kesit ilerliyor...
Boş taraf bu...
Ve dikkat istiyor...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Büyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda…
7.08.2025 - Muhalefet barış sürecinde yer alacak mı?
2.08.2025 - Bir hegemonya diyarı olarak Türkiye…
6.07.2025 - Otoriterliğe dair bir hukuk manifestosu
4.07.2025 - Kurultay kararı öncesi CHP…
28.06.2025 - Bu çağda harita böyle değişiyor
26.06.2025 - Kürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü
21.06.2025 - CHP nasıl iktidar olur?
19.06.2025 - Toplumda esen rüzgarlar
8.06.2025 - Bir korkudan diğerine Türkiye…
5.06.2025
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Ayhan Çapkın
Bebek katilinin kendisi olduğunu itiraf eden Cani Ayhan çarkın dan bile utanmıyor sözcü paçavrası!