Alper GÖRMÜŞ
3 Kasım 2002 seçimlerinin hemen sonrasında, 1. Ordu’da Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) iktidarına karşı bir darbe planı hazırlandığına dair iddiaları külliyen reddedenler, bu iddiayı ciddi bulanları, bir “varsayım” üzerinden kanaat oluşturmakla itham ediyorlar.
Bu itham, en veciz ifadesini Radikal yazarı Ezgi Başaran’da bulmuştu:
“Darbelerle ezilmiş bir ülke olduğumuzu, darbeciliğin Cumhuriyet geleneklerinden sayıldığını ve bunun Balyoz gibi bir planın gerçek olduğuna inanmak için yeter delil sayılabileceğini düşünüyorsunuz. Anladım.”
Oysa mesele hiç öyle değil; görmek isteyenler için başka bir sürü bilgi var ve Ezgi Başaran’ınki türünden bir cümle kurabilmek, ancak bunları görmemek ve bunları okurların göz menzilinden uzak tutabilmek sayesinde mümkün olabilmektedir.
Bu bilgileri, geçtiğimiz cuma günkü ilk yazıda söylediğim gibi sonraki yazılarda ele alacağım. Şimdilik, Başaran ve benzerlerinin bizim görmemizi istedikleri ve bunu yaparken de zinhar başka bir şey görmememiz gerektiğini va’zettikleri “davanın zaaflı noktaları” üzerinde durmaya devam edeceğim...
Geçen yazıda, savcıların iddianamede belge olarak sundukları “imzasız word dokümanlar”ın belge sayılamayacağına dair argümanları ele almıştım.
İlk yazıyı okumayanlar için özet:
Bence de imzasız bir dokümanın mahkemede belge olarak kullanılması ilk bakışta hayli tuhaf görünüyor... Fakat Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) bu türden “sorunlu”, daha doğrusu açıkça suç teşkil eden dokümanlarda ismin ve rütbenin bulunmasına karşın imzanın bulunmaması “teamülü”nü denkleme kattığımızda işin rengi değişiveriyor. (Yazıda, Genelkurmay Başkanlığı’nın sahih olduklarını onaylamaktan kaçınamadığı; isimli, rütbeli fakat imzasız üç “sorunlu” belgeyle ilgili olarak “komuta katına ulaşmadığı” savunmasını yaptığını üç örnek üzerinden göstermiştim.)
Mahkemenin bu türden dokümanları “belge” olarak kabul etmesiyle ilgili olarak da şöyle bir tahminde bulunmuştum:
“Bu durumda, mahkemenin Oraj, Suga, Çarşaf, Sakal vb. eylem planlarının ve başka Balyoz belgelerinin imzasız olmasının, onların belge niteliğine halel getirmediğine hükmetmiş olması ciddi bir olasılıktır... Bakalım gerekçeli kararda ne denecek?”
Sıra geldi, sanıkların ve avukatlarının üzerinde en fazla durdukları “sahte CD’ler” meselesine...
“Sahte CD’ler meselesi”
Önce, kısa bir bilgi özeti:
Biliyorsunuz, “Balyoz” tartışması, 20 Ocak 2010’da Taraf gazetesinde yayımlanan “Balyoz darbe planı” başlıkla manşet haberle başladı... Haber, Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’ya bir kaynak tarafından teslim edilen belgelere dayanıyordu.
Baransu, savcılığın talebi üzerine 21 Ocak 2010’da elindeki belgelerin DVD kopyalarını, 29 Ocak 2010’da da orijinallerini bir bavul içinde savcılığa teslim etti.
İddianamede, bavuldan çıkan belgeler şöyle ifade ediliyordu: “Toplam 2229 sayfa doküman, 19 adet CD ve 10 adet teyp kaseti...”
Savcılık, suç isnadını esasen bazı CD’ler ve 5-7 Mart 2003’te 1. Ordu’da icra edilen “plan semineri”nin ses kayıtları üzerine kurmuştu. Savcılığa göre, bu CD’lerden üçü (11, 16 ve 17 numaralı olanları) suç teşkil ediyordu. Çünkü bunların içinde, 11 sayfalık “Balyoz Güvenlik Harekât Planı”ve ona bağlı olarak hazırlanan muhtelif eylem planları (Suga, Çarşaf, Oraj, Sakal ve benzerleri) yer alıyordu.
Sonraki tartışmalarda ortaya çıktı ki, “11, 16 ve 17”den de asıl önemlisi olan “11”di, çünkü suçlamalar esasen bu CD’deki bilgi ve belgelerden türetilmişti.
Özeti, 11 No’lu CD’yi iddia ve savunma makamlarının nasıl değerlendirdiğiyle bitirelim:
Savcılığa göre, sanıkların reddetmedikleri “plan semineri” ile seminere ait ses kayıtları, 11 No’lu CD’ ile birlikte mütalaa edilmeliydi... Bu da bize dört başı mamur bir darbe planını ima ediyordu.
Sanıklara ve sanık avukatlarına göre ise “plan semineri” ve seminere dair ses kayıtları gerçek, buna mukabil 11 No’lu CD sahteydi... Bir sahtekârlar çetesi TSK’ya komplo kurmuş, plan seminerine darbe planı süsü verebilmek için sahte bir “Balyoz Güvenlik Harekât Planı” ile ona bağlı sahte eylem planları uydurmuş, bunlara sahte fişleme listeleri vb. ekleyerek uyduruk bir CD yaratmıştı.
“Sahtecilik” iddiaları neye dayandırılıyor?
11 No’lu CD’nin 2003’te Balyoz’cular tarafından değil, en erken 2009’da bir çete tarafından üretildiği iddiası, bu CD’de yer alan kimi bilgilerle ilgili olarak saptanan bir dizi “zamanlama çelişkisi”ne dayandırılıyor...
“Zamanlama çelişkileri”yle, kabaca, CD’nin hazırlandığı 2002 sonu 2003 başında var olmadıkları kesin olan kimi gazete, dernek, firma vb. adlarının 11 No’lu CD’de yer alması anlatılıyordu... Eh, darbe planı yapmakla itham edilen sanıklar geleceği okumuş olamayacaklarına göre, bu CD, 2009’dan sonra hazırlandığı hâlde 2003’te hazırlanmış süsü verilen sahte bir belgeden başka bir şey olamazdı...
TSK’ya akıl almaz bir komplo kuran “çete”, altı yıl öncesine dair bir plan kurgulayınca kaçınılmaz olarak bazı hatalar yapmış, bu da CD’ye “zamanlama çelişkileri” olarak yansımıştı. (Böyle bir CD üretmek, “zamanlama çelişkileri”ni öne sürenlerin belirttiği gibi teknik olarak mümkündü. Bu amaçla, hazırlanan her belgede, bilgisayarın o günün tarihini ve saatini otomatik olarak kaydetmesini engellemek, bunun yerine bilgisayara manuel olarak 2003’e ait bir tarih ve saat girmek yeterliydi.)
Gölcük’ten önce...
Benim “zamanlama çelişkileri”ne dair değerlendirmelerim, ortaya çıkan yeni gelişmelerle birlikte zaman içinde önemli ölçüde değişti...
Başlangıçta, işaret edilen zamanlama çelişkilerinin 11 No’lu CD’nin sonradan üretilmiş olduğu iddiasına ciddi bir argüman sağladığını düşünüyor, bunu da yazılarımda belirtiyordum.
Mesela 28 Aralık 2010 tarihli yazımda, “Bu zamanlama çelişkileri, mahkemeyi, belgelerin sonradan üretilmiş olduğuna karar vermeye sevk edebilecek kadar ciddidir; meğerki savcılar bunların nereden kaynaklandığını izah edebilsinler” demiştim.
Bu kanaatimi, aynı kelimelerle, 2011’da Balyoz davasıyla ilgili olarak benimle Radikal için bir söyleşi yapan Ezgi Başaran’a da ifade etmiştim. (Radikal, 12 Ağustos 2011).
Fakat biliyorsunuz, mahkeme, kararını bu “zamanlama çelişkileri”ne herhangi bir izah getirmeden verdi. Dava boyunca savcılar da sanık ve sanık avukatlarıyla bu konu çerçevesinde herhangi bir tartışmaya girmediler. Şimdi, mahkemenin “gerekçeli karar”da bu çelişkilere bir açıklık getirip getirmeyeceği merak ediliyor.
Peki, birkaç kez bu çelişkilerin mutlaka izah edilmesi gerektiğini söyleyen benim karardan sonraki pozisyonum ne? (Ezgi Başaran da, kararı topa tuttuğu yazısını, benimle Ağustos 2011’de yaptığı söyleşiden, yukarıda aktardığım bölümü zikrederek bitirmişti... Başaran, twitter’da da şimdi ne dediğimi merak ettiğini yazmıştı.)
Hemen anlatmaya başlayayım...
Gölcük’ten sonra...
Anladığım kadarıyla Ezgi Başaran, 10, 13, 17 ve 20 Nisan 2012 tarihlerinde peş peşe kaleme aldığım“Balyoz çelişkileri: Bir ihtimal daha var” ortak başlıklı dört yazıyı okumamış... Okusaydı, benim Balyoz davası iddianamesindeki “zamanlama çelişkileri”ni açıklamaya yönelik başka bir akıl yürütmeden söz ettiğimi hatırlar, dolayısıyla bana “şimdi ne diyorsunuz” diye sormazdı.
Neyse... Şimdi o yazılardan yapacağım özetlemeyi onun için de yapmış olayım... Bakalım, Başaran, 11 No’lu CD’deki zamanlama çelişkilerini izale etme yönünde benim geliştirdiğim varsayımlara ve onların üzerine kurduğum “model”e ne diyecek?
Öncelikle, beni, zamanlama çelişkilerinin ille de 11 No’lu CD’nin 2003’ten çok sonra bir “sahtekârlar çetesi” tarafından üretilmiş olmasının kanıtı sayılmayabileceğini; başka bir ihtimalin daha sözkonusu olabileceğini düşündürten gelişmenin ne olduğunu ifade edeyim: Bu gelişme, 6 Aralık 2010’da Gölcük’te Donanma İstihbarat biriminin döşemelerinin altına gömülü olarak bulunan yeni “Balyoz”belgelerine dayandırılan 3. Balyoz iddianamesinin kabul edilmesiydi (Kasım, 2011).
Ne zaman ki “sonradan üretilmiş” denen 11 No’lu CD’nin aynısı (ki buna 1 No’lu CD dendi) “Gölcük zulası”nda bulundu ve bu iddianameye girdi, o zaman 11 No’lu CD’nin (de) darbecilerin öz malı olabileceğine dair kanaatim güçlendi.
Çünkü, bu yeni bulguyla birlikte, “zamanlama çelişkileri”ni tartışan herkesin kabul etmek zorunda olduğu bir sonuç çıkıyordu ortaya, o da şuydu: 11 No’lu CD’yi kimler üretmişse, 1 No’lu CD’yi de aynı kişiler üretmiştir.
Buradan kalkarak oluşturduğum “zamanlama çelişkilerini gideren alternatif model” önerimi ve ona ön gelen varsayımlarımı cuma günü ayrıntılandıracağım...
Kimse “varsayımlarla olacak iş mi bu” demesin! Neticede, onların “sahtekârlar çetesi”açıklaması da sadece belli varsayımlara dayanan bir açıklama modelinden başka bir şey değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025