Ayşe HÜR
7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’nden sonra oluşan yeni TBMM, Türk, Kürt, Ermeni, Roman, Ezidi, Alevi (ve muhtemelen Çerkes, Laz?) üyeleriyle, Cumhuriyet tarihinin ‘en renkli’ meclisi olarak nitelendi. Bazıları, 23 Nisan 1920’de açılan Birinci Meclis’in de ‘çok renkli’ olduğunu ileri sürdüler. Gerçekten öyle miydi, gelin birlikte karar verelim.
(31 Mart 1877 tarihinde, ilk meclisin açılış törenini gösteren temsili resim)
Önce biraz arka plan bilgisi vermek istiyorum. Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk meclisi 31 Mart 1877’de açılmış, 14 Şubat 1878’de kapanmıştı. Bu kısa ömürlü meclisin ilk döneminde 69’u Müslüman (o tarihlerde etnik köken belirtilmezdi ama kaynaklarda Türk, Arap, Kürt, Arnavut, Boşnak olduklarına dair bilgiler var), 46’sı Müslüman olmayan (bunların adlarından Ermeni mi, Rum mu yoksa Yahudi mi oldukları anlaşılırdı) 115 üyesi vardı. İkinci döneminde Müslüman üye sayısı 56’ya, Müslüman olmayın üye sayısı 40’a düşmüştü ama meclisin reisi muhtemelen Türk olan (İstanbul Mebusu) Hasan Fehmi Efendi, ikinci reisi Ermeni Ohannes Efendi idi. 30 yıl aradan sonra 17 Aralık 1908’de açılan Meclis-i Mebusan’da 147 Türk, 60 Arap, 27 Arnavut, 26 Rum, 14 Ermeni, 10 Slav ve 4 Yahudi mebus yer aldı. Kısacası Osmanlı İmparatorluğu’nun çok kültürlü yapısını tam anlamıyla yansıtmasa da gayet çoğulcu bir meclis oluşmuştu.
Son Osmanlı Meclisi
Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’nı kaybettikten ve 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni imzaladıktan sonra iç işlerine dönmüştü. 1919 yılının Kasım ayında başlayan seçimler sonucu oluşan Meclis-i Mebusan, 12 Ocak 1920’de açıldı. Meclise seçilenlerin sayısı 168 (bazı kaynaklara göre 172) olduğu halde bu toplantıya 72 mebus katılmıştı. Bu mecliste Müslüman olmayan mebus yoktu çünkü ülkede Müslüman olmayan çok az nüfus kalmıştı. Nitekim seçilenlerin tamamına yakını İttihatçı’ydı. Vahdettin hasta olduğu gerekçesiyle meclisin açılışına katılmazken, yazılı olarak gönderdiği açılış nutkunu Damat Şerif Paşa okumuştu. Ancak bu meclisin ömrü kısa oldu. 16 Mart 1920’de İtilaf Güçleri İstanbul'u resmen işgal etti ve savaş suçlusu olarak gördüğü bazı mebusları tutukladı. Meclis böylece 18 Mart 1920 günü ‘fiilen’ kapandı. Mustafa Kemal, bu durumu fırsat olarak gördü ve 19 Mart 1920 tarihinde bir genelge yayımladı. Buna göre Ankara’da “olağanüstü yetkilere sahip” bir meclis toplanacaktı. Bu meclise, nüfusuna bakılmaksızın her livadan 5’er kişi katılacaktı.
Seçimler 1876’dan beri uygulanan usulle yapılmıştı. Buna göre, 66 sancağın, zamanında mülki amirler tarafından belli kriterlere sahip kişiler arasından belirlenen ‘İkinci Seçmenleri’ (müntehib-i Sani), Ankara’nın gizli ya da açıkça desteklediği adaylar arasından 5’er kişiyi belirlemişlerdi. (Listeleri bizzat Mustafa Kemal hazırlamıştı.) Bu 330 kişiye ek olarak, 11 Nisan 1920’de işgalcilerin baskısına dayanamayan padişah tarafından ‘resmen’ kapatılan İstanbul'daki Meclis-i Mebusan’ın üyeleri arasından Ankara’daki meclise gelenler de seçilmiş sayılacaktı.
Ancak bu ilk meclisin üye sayısı konusunda bugüne dek bir anlaşma sağlanmış değil. Örneğin dönemin tanıklarından Mazhar Müfit Kansu’ya göre üye sayısı 437, Tevfik Bıyıklıoğlu’na göre 438, Ali Fuat Cebesoy’a göre 337, Damar Arıkoğlu’na göre 414, Enver Behnan Şapolyo’ya göre 207 kişi idi. Çağdaş araştırmacılar da farklı rakamlar veriyorlar. Suna Kili’ye göre 376, Ahmet Mumcu’ya göre 390, Tarık Zafer Tunaya’ya göre 337, Ahmet Demirel’e göre 437 idi.)
Hacı Bayram Camii’nde başlayan tören
(23 Nisan 1920’de, İttihat ve Terakki Fırkası Kulübü binasının önü)
Kaynaklarda ’Birinci Meclis’, ’Büyük Millet Meclisi’ (ve 1921’den itibaren Türkiye Büyük Millet Meclisi) adlarıyla geçen bu meclis, 23 Nisan 1920 Cuma günü, İttihat ve Terakki Fırkası Kulübü binasında görkemli bir törenle açılmıştı. (Meclis 15 Ekim 1924’e kadar bu binada faaliyet gösterecekti.) Yeni Gün (daha sonra Cumhuriyet) gazetesinin başyazarı Yunus Nadi şöyle tasvir etmişti töreni: ‘Daha sabahtan herkes en büyük bir bayramın zevk ve setaretine iştirak etmek üzere evlerinden dışarıya uğramışlar, kadın, erkek, çoluk çocuk haline göre herkes allı güllü en güzel elbiselerini giyerek, Hacı Bayram Camii ile Büyük Millet Meclisi içtimagahı ittihaz olunan binaya kadar azami bir kilometre kutrundaki daire dâhilinde bulunan bütün arsaları, bazen damlarının tepelerine kadar bütün binaları doldurmak üzere, her tarafı istilaya koyulmuşlardı. Yerli yabancı bütün Ankara bu muhit içine sıkışmaya çalışıyor, fakat mümkün olmadığı için taşıyor, taşıyordu. Bir hayat manzarası ki, mütemadi dalgaları ve mütevali med ve cezirleri ile hakikaten heyecan vericiydi.’’
Mustafa Kemal reis seçiliyor
Meclisin toplandığı binanın kapısında dualarla kesilen kurbanlardan sonra, sıra meclisin açılış konuşmasına gelmişti. Konuşmayı geleneğe göre en yaşlı üye olan Sinop Mebusu Şerif Bey yapmıştı. Ardından Mustafa Kemal kürsüye çıkmış ve günün anlamına dair bir konuşma yapmıştı. Ertesi gün, 120 mebusun katıldığı oylamada Mustafa Kemal Paşa 110 oyla Meclis Reisliğine seçildi. İstanbul'daki Meclis-i Mebusan’ın Reisi Celaleddin Arif Bey 109 oy aldığı için İkinci Reis oldu. Konya Mebusu (Mevlevi) Abdülhalim Efendi ile Kırşehir Mebusu (Bektaşi) Cemaleddin Efendi de Reis Vekili seçildiler.
Meclisin onayladığı 1 Numaralı Kanun, Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında görüşülmesine başlanan ancak sonuca erdirilmeyen Ağnam Resmi (Hayvan Vergisi) Kanunu idi. Böylece, iki meclis arasındaki devamlılık ilişkisi zımnen kabul edilmiş oluyordu. 2 Numaralı Kanun ise iç isyanları bastırmak, asker kaçaklarıyla, casuslarla mücadele etmek için çıkartılan Hıyanet-i Vataniye Kanunu’ydu.
Meclis’in Kürt üyeleri
(Mustafa Kemal ve Diyap Ağa)
Gelelim Birinci Meclis’in ‘renkliliği’ konusuna. Renkten kasıt, Türk olmayan, Müslüman olmayan unsurların temsil edilmesiyse, bu meclisin üyeleri arasında Türk olmayan üyeler vardı. Kürt, Laz, Çerkes, Arap vb. kökenli üyelerin sayısını bilmiyoruz ancak sayılarının hiç de az olmadığını söyleyebiliriz. İlk mecliste en az 72 Kürt mebusu olduğu tahmin ediliyor. Bunların ezici çoğunluğu, etnik anlamda Kürtlük bilincine sahipti elbette ama milliyetçi anlamda Kürtlük bilincine sahip değillerdi. Örneğin, dönemin tanıklarından tarihçi Enver Behnan Şapolyo’nun 27 Temmuz 1931 tarihli Yenigün gazetesinde yayımlanan röportajında Dersimli Diyap Ağa, nasıl mebus olduğunu şöyle anlatmıştı: “Gâvur Anadolu'yu sardı: Hepimizi bir düşünce aldı. Din ve diyanet, ırz ve namus, Türklük tehlikeye düştü. İşittik ki Erzurum taraflarında can kurtaran bir Paşa çıkmış. Meclis kuracakmış. Onu hep gözledik. Öğrendim ki bu Paşa'nın adı Mustafa Kemal imiş. Onun büyük yüzünü görmeğe can attım. Fakat o zaman olmadı. Sonra Sivas'a oradan da Ankara'ya gelmiş. Bu zaman bizden iki mebus istedi. Herkes korktu, ihtiyar halimle vatanı kurtaranların yanına koşmayı, hatta başımı bile vermeyi göze aldım. Bana ‘gitme ölürsün’ dediler. ‘Zaten herkes mahvoluyor, varam, gidem, onlara ulaşam, hep beraber ölek’ dedim. Benimle mebus seçilen Ayas Uşağı aşiretinden Zeynozade Mustafa Ağa korktu, gelmedi. Ben yanımda bir uşağım, atlara atladık, Elâziz'e geldim. Elâziz'de bana harcırah verdiler. Oradan bir yaylı araba tuttum. Malatya, Sivas, Kayseri yolu ile on sekiz günde Ankara'ya vardım." Diyap Ağa, Enver Behnan’ın "Hiç Millet Meclisi kürsüsüne çıktın mı?" sorusuna da şöyle cevap vermişti: "Bir kere de Lozan Konferansı sırasında kürsüye çıktım. Aha bizim memleket ahalisi Kürtmüş, orada bir Kürt Hükümeti kuracaklarmış, bunu duyunca kızdım kürsüye çıkıverdim. Gene sustular: ‘Lâilaheillâh Muhammedünresullâllah’ dedim. ‘Gerek Şafiî, gerek Hambelî, gerek Hanefî hepimizin kıblesi birdir. Meclisimiz, kulübümüz, dinimiz, milletimiz birdir. Biz Türk'üz. Hepiniz Lâilaheillâh demişsiniz. Şimden sonra mı, ayrı bir din, ayrı bir millet olacağız.’ dedim. Gene el çırptılar, İsmet Paşa ayakta kürsünün yanına gelmiş, sakalımın dibine yaklaşmıştı. O da coştu, o da el vurdu.”
Kürt bölgelerinden Türk mebuslar
Bir bölümü Türk milliyetçiliğinin örgütü İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde yer alacak kadar milliyetçi anlamda ‘Kürtlük bilinci’nden uzaktı. Bunlardan ilk aklıma gelenler, Erzurum Kongresi’ni örgütleyen Erzurumlu Süleyman Necati Güneri ve Hüseyin Avni Ulaş, ‘Türkçülüğün Esasları’nı yazan Diyarbakırlı Ziya Gökalep, kendini “yedi ceddi katıksız bir Türk” olarak gören Diyarbakırlı Süleyman Nazif, 1915 Ermeni Soykırımı’nda rol alan Diyarbakırlı Fevzi Pirinçcioğlu, Lozan Barış Görüşmeleri’ne ‘gözlemci’ olarak götürülmüş ama Kürt yurdu Musul anlaşma dışında bırakılırken ağzını bile açmamış olan Diyarbakırlı Zülfü Tigrel…
Bu da yetmezmiş gibi Mustafa Kemal, Kürt nüfusun yoğun olduğu yerlere kendi adamlarını serpiştirerek kontrolünü daha da pekiştirmişti. Örneğin Denizli doğumlu ve Arap kökenli Mazhar Müfit Kansu Hakkari mebusu yapıldı. İstanbul doğumlu bir Çerkes olan Rafet Orbay, Sıvas mebusu yapıldı. İzmir doğumlu bir Türk Ali Haydar Yuluğ, Van mebusu yapıldı. İstanbul doğumlu bir Türk olan Hacı Şükrü Bey Diyarbakır mebusu yapıldı. Selanik doğumlu bir Türk olan Cahit Erdal Bey, Kars mebusu yapıldı. Bunun dışında günümüze kadar Türk mü yoksa Kürt mü olduklarına karar verilemeyen Ziya Gökalp, Süleyman Nazif, İsmet İnönü...
İdam edilen Kürt mebuslar
(Yusuf Ziya Bey ve Hasan Hayri Bey)
Bunca titizliğe (!) rağmen arada fireler oluyordu. Örneğin Bitlis Mebusu Yusuf Ziya Bey, Şeyh Said İsyanı’nı yönlendiren Azadi örgütüne üye olmak suçundan 14 Nisan 1925’te idam edildi. Dersim Mebusu Hasan Hayri Bey, 1921 Koçgiri İsyanı sırasında Meclis’teki görüşmeler sırasında Türk-Kürt kardeşliğinden ve iki kavmin ayrılmayacağından o kadar heyecanla söz etmişti ki, Mustafa Kemal ertesi gün Hasan Hayri’nin Kürt milli giysileriyle meclise gelmesini istemişti. Ama Hasan Hayri Bey’in sonunu da Kürtlük meselesi getirdi, Kasım 1925’te ‘Müstakil bir Kürt devleti kurmaya teşebbüs’ suçundan idam edildi.
İleriki yıllarda TBMM’de Kürt milletvekilleri oldu ama bunların çok azı ‘milliyetçi’ anlamda değil sadece ‘etnik’ anlamda Kürtlüklerini ifade ettiler (örneğin Kinyas Kartal, Gıyasettin Emre, Abdülmelik Fırat, Şerafettin Elçi), bazıları Kürtlüklerini hiç açıklamadılar (örneğin Septioğlu ailesinin üyeleri), bazıları Türk milliyetçisi oldular (örneğin Erzurum Mebusu Cevat Dursunoğlu, Bitlis Senatörü Kamran İnan).
Belki ilerde haklarında yazacağım Meclisin Çerkes, Laz, Arap veya Balkan kökenli üyeleri, ‘Türkleşme’ye itirazları olmadıkları için başlarına bu kadar kötü şeyler gelmedi belki ama, zaman içinde ülkedeki nüfuslarının azalmasına paralel olarak milletvekili sayıları azaldıkça azaldı.
Gayrimüslimsiz TBMM
Fakat, 1877’den itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun meclislerinde gayrimüslimler geniş biçimde temsil edilirken, Birinci Meclis’te tek gayrimüslim mebus yoktu! Birinci Meclis’in 1 Nisan 1923’te kendini feshedip seçimlere gitme kararı aldığı günlerde, 1915’ten beri bozuk olan Türk-Ermeni ilişkilerini düzeltmek için 1922 yılının son günlerinde İstanbul’da kurulan Ermeni Türk Teali (Dostluk) Cemiyeti’nin Şeref Başkanı Osmanlı Bankası yöneticilerinden Berç Keresteciyan ve Ermeni Cemaati’nin Cismani Meclisi’nin eski üyesi Artin Musodicyan, Lozan’da barış görüşmelerini yürüten İsmet Bey’e bir telgraf çekmişlerdi. Telgrafta hem Lozan’daki heyete Ermeni cemaatinin desteklerini belirtiliyorlar hem de Mayıs-Haziran ayındaki genel seçimlere Ermenilerin de katılmak istediği belirtiyorlardı. Elbette bu katılım, Mustafa Kemal’in başında olduğu ‘Milli Müdafaa Fırkası’ (o sırada henüz CHP adını almamıştı) saflarında olacaktı. Yani ayrılıkçı bir talep değil, bütünleşmeci bir talep söz konusuydu. Ancak bu telgrafa Ankara’dan olumlu ya da olumsuz bir cevap gelmedi. Yani 1923-1927 arasındaki İkinci Meclis’te de gayrimüslim mebus yoktu.
Serbest Fırka deneyimi
Gayrimüslimlerin ikinci hamlesi, 1930’da oldu. 1929 Dünya Buhranı’nın da etkisiyle iyice yıpranan yedi yıllık tek parti iktidarı üzerindeki toplumsal baskıyı hafifletmek için, 12 Ağustos 1930’da bizzat Mustafa Kemal tarafından kurdurulan Serbest Cumhuriyetçi Fırka (SCF) yıllardır siyaset alanına sokulmayan gayrimüslim azınlıklar için bir umut olmuştu. O yıl seçim yılıydı. SCF listelerinde 117 gayrimüslim aday kendine yer buldu ancak, propaganda faaliyetleri sırasında bu adaylara öyle ağır saldırılar yapıldı ki, seçimlere katıldıklarına katılacaklarına pişman oldular. Gayrimüslimlerin blok halinde oy verdikleri SCF’nin 99 gün sonra, henüz seçim sonuçları tam olarak açıklanmadan Ankara tarafından kapatılmasıyla gayrimüslimlerin bu ikinci teşebbüsü de akim kaldı.
1935’te ödüllendirme
1930’ün acı tecrübelerinden ders almış olan gayrimüslimler, Türkiye tarihinin en ırk yılı olan1935’teki genel seçimler arifesinde cemaat sorunlarından hiç söz etmemişler, ağız birliği etmiş gibi Türk kimliğine ve CHP’ye bağlılıklarını açıklamışlardı. Bu tavrın ödülünü de aldılar. Bizzat Atatürk tarafından hazırlanan CHP listesinin dışında yine bizzat Atatürk’ün hazırladığı ‘Müstakiller’ listesindeki 43 aday arasında 12 gayrimüslimin adı vardı. Görüldüğü üzere bu kişilerin ‘kutsal’ CHP listelerini lekelemeleri istenmemişti. Müstakillerden 13’ü seçilmeyi başardı: Bunlar arasında dördü; Ermeni Berç Keresteciyan/Türker (1934’te Soyadı Kanunu çıktığında Atatürk, Keresteciyan olan soyadını Türker yapmıştı), Afyon Karahisar milletvekili, Yahudi Abravaya Marmaralı Niğde milletvekili, Rum Nikola Taptas Ankara, milletvekili, Ortodoks Türk (Karamanlı) İstamat Zihni Özdamar Eskişehir milletvekili olarak Meclis’e girdi. Bu kişilerden Berç Türker 1939, 1943; İstamat Z. Özdamar 1939, 1943, 1946; Nikola Tapas ve Abravaya Marmaralı ise 1939 Genel Seçimleri’nde de yerlerini korudular. (Bazı kaynaklarda 1935’te seçilen kadın milletvekilleri Behire Bediş Morova’nın Yahudi asıllı, Huriye Öniz Baha’nın Rum asıllı olduğuna dair iddialar varsa da, bu konuda uzman bir araştırmacı olan Rıfat N. Bali, bu kişileri ‘azınlık/gayrimüslim milletvekili’ olarak değerlendirmiyor.)
Keresteciyanlıktan Türkerliğe zorlu yolculuk
Burada bir parantez açarak, bu milletvekillerinden birini daha yakından tanımaya çalışalım. Berç Türker, Meclis’in en çok konuşan milletvekillerindendi. Üstelik çok uzun konuşurdu. Öyle ki, çoğu zaman konuşmasını bitirmek için milletvekillerinin ‘yeterlilik’ önergesi vermesi gerekirdi. Konuşmalarını dinleyen biri karşısında, gerçek bir Atatürk hayranı, inanmış bir ‘Türk milliyetçisi’ görürdü. Örneğin 1935’te yaptığı bir konuşmada Türk çocuklarının Robert Kolejlere, Frer mekteplerine gönderilmesini eleştiriyor, hükümetten kaliteli Türk okulları yapmasını istiyor, 1936 yılında yaptığı bir konuşmada Çanakkale şehitleri için anıt mezar yapılmasını öneriyordu. 1937 yılındaki bir konuşmasında kız ve erkek çocuklarının ayrı okullarda eğitim görmesinin daha doğru olacağını söylüyor, kızlara önce ana olma vazifesinin öğretilmesini istiyor, CHP teşkilatının sık sık esnafın, köylünün, tüccarın halkın durumu, istekleri hakkında raporlar sunmasını öneriyor, aynı yıl bir başka konuşmasında Türkiye’nin Babil Kulesi’ne döndüğünden şikayet edip Türkiye’de yaşayan herkesin Türkçe konuşması için hükümetin tedbir almasını istiyordu. 1938 yılı konuşmalarında Ekaliyetler Kanunu’nu ‘ekaliyet’ (azınlık) teriminden dolayı eleştiriyor, ama ekaliyetlerin bir nizam altına alınmasından dolayı hükümeti tebrik ediyordu. 1938-1939’da Arap çoğunluğun yaşadığı Sancak’ın Hatay adıyla Türkiye’ye ilhakı sırasında Hataylı Ermenilere şöyle sesleniyordu: “Nasıl ki Çarlık Rusyası Osmanlı Ermenilerini iğfal etmiş ve mahvetmişti, şimdi de Fransız hükümeti sizi iğfal etmeye çalışıyor, sakın bu tuzağa düşmeyin, kahraman Türk ordusu sizi gelip kurtardığında ona sıkıca sarılın.” Türker sözlerini şöyle bitirmişti: “Türkün sesi Türkün topunun ağzından gelecektir. Sonra diplomatik vasıta ile teati edilen notalar Türkün kılıcı ile imza olacaktır!”
1940’da savaş dolayısıyla halkın kemer sıkması için çıkarılan Milli Koruma Kanunu’nu öven, Berç Keresteciyan’ın 1942’de gayrimüslim burjuvazinin belini kıran Varlık Vergisi Kanunu çıkarken ağzını açmaması dikkat çekiciydi. Son kez 1946 seçimlerinde Meclis’e giren Berç Türker’in milletvekilliği 1949’da ölümüyle sona erdiğinde, Keresteciyanlıktan Türkerliğe uzanan zorlu yolculuk sona erecekti.
(Ermeni kaynaklarına göre Berç Keresteciyan, 15 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a gitmek üzere hazırlanırken, Mustafa Kemal’in avukatı Saadettin Ferit Bey’e "Siz, Paşa Hazretleri'nin hem avukatı, hem zannederim yakın dostusunuz. Paşa hazretlerinin bindiği vapur Boğaz dışında bir İngiliz torpidosu tarafından batırılacak. İkaz ediyorum. Lütfen Paşa Hazretleri'ne iletiniz, kıyıdan gidiniz" bilgisini ulaştırarak kendisini uyarmış dolayısıyla hayatını kurtarmıştı.)
Gayrimüslim seçmenin keşfi
Parantezi kapatıp genel tabloya bakmaya devam edersek, 1943’de Yahudi Avram Galanti ve Rum Mihal Kayakoğlu (veya Kayaoğlu) Meclis’e girdi. 1946’da Çok Partili Dönem’in ilk seçiminde Yahudi asıllı Salamon Adato, Rum asıllı Ahilya Moshos DP’den, Rum asıllı Nikola Fakaçelli ve Vasil Konos CHP’den seçildi. Konos, Patrikhane ile yaşadığı bir olay yüzünden yemin bile etmeden istifa etti. Gayrimüslimlerin İstanbul’da önemli bir seçmen kitlesi oluşturduğunun iyice fark edildiği 1950 seçimlerinde Ermeni asıllı Andre Vahram Bayar ve Rum asıllı Aleksandros Hacopulos DP’den Meclis’e girdi.
1954 Genel Seçimleri’nde, CHP’den Munis Tekinalp (Moiz Kohen), DP’den Hanri Soryano, CMP’den de Cemil Beraha olmak üzere üç Yahudi’nin İstanbul milletvekili adayı olarak listelerde yer aldılar ancak Yahudi gazeteci İlyazer Menda’nın “Türkiye Yahudilerinin anısını hala taze tutan CHP’ye karşı hiçbir sempati duymadıklarını” belirterek Yahudileri 2 Mayıs 1954 genel seçimlerinde DP’ye oy vermeye davet etmesi üzerine, seçimleri DP kazanırken, üç adaydan sadece Hanri Soryano, DP’den İstanbul Milletvekili seçildi.
Stockholm sendromu mu?
6-7 Eylül 1955’te devlet örgütlü bir yağmaya maruz kalan gayrimüslimler, ‘Stockholm Sendromu’nun kurbanı olduklarından mıdır bilinmez, olaylardan DP’yi sorumlu tutmadılar. 1957 seçimlerinde Ermeni asıllı Zakar Tarver ve Mıgırdıç Şellefyan (1960’larda Süleyman Demirel’in yakın çevresine girdi ve adı bazı yolsuzluk ve hayali ihracat işlerine karıştı), Yahudi asıllı Yusuf Salman ve İzak Altabev ile Rum asıllı Hristaki Yoannidis DP’den milletvekili oldu. Yusuf Salman seçim konuşmalarında “CHP devrinde azınlık olarak korku içinde yaşıyorduk. Sonumuzun ne olacağını bilmiyorduk. Varlık Vergisi çıkardılar. Malımızı mülkümüzü alarak bizleri Aşkale’ye sürdüler. Üniversite mezunu çocuklarımız asker oluyordu. Biz bu vatanda doğmamış gibi herkese silah bize kürek veriyorlardı. 20 kur’a ekalliyeti silâhaltına aldılar. Bütün Anadolu’yu gezdirerek “işte gâvur taburları” diyerek bizi takdim ettiler. Azınlık bunların hepsini unutmadı. Çok şükür DP, sayesinde bütün vatandaşlık ve insan haklarına sahip olduk. Ölsek CHP’ye oy vermeyeceğiz” demişti. Derin devlet bu bağlılığın bedelini ödetmekte geri kalmadı: 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra, DP’li Zakar Tarver ve İzak Altabev Menderes ve arkadaşlarıyla birlikte Yassıada’ya götürüldüler, Tarver orada resmi rapora göre kalp krizi geçirdi (görgü tanıklarına göre bir askerin çelme takması sonucu beyin kanaması geçirdi) ve hayata gözlerini yumdu.
Kurucu Meclis’te üç üye
Darbeciler, Kurucu Meclis’e ‘Devlet Başkanı temsilcisi’ sıfatıyla üç gayrimüslimi alarak ‘yasak savma’ geleneğini devam ettirdiler. Ermeni asıllı Hermine Ağavni Kalustyan (ilk gayrimüslim kadın üyeydi), Yahudi asıllı Erol Dilek, Rum asıllı Kaludi Laskari 5 Ocak-25 Ekim 1961 tarihleri arasında ‘Kurucu Meclis Üyesi’ olarak görev yaptı. 15 Ekim 1961’de yapılan seçimlerde, Ermeni asıllı Berç Sahak Turan eklendi. Berç Sahak Cumhuriyet Senatosu üyeliğine seçildi. Sahak’ın 7 Haziran 1964’te görevini tamamlamasından sonra TBMM’de bir daha gayrimüslim milletvekili görmek ancak 31 yıl sonra mümkün olacaktı. (Bilindiği gibi 1964 yılında Kıbrıs’ta yaşanan olayların sorumlusu sanki onlarmış gibi, ülkedeki Rumların kökü adeta kazınmıştı.)
Gayrimüslimler nöbete
31 yıl sonra TBMM’de yeniden bir gayrimüslim üyeye yer verilmesini sağlayan süreç 1987’de Milletvekili Seçimleri’nin 110. Yıldönümü dolayısıyla bir yazı kaleme alan gazeteci Yılmaz Çetiner’in bir yazısıyla başlamıştı. Çetiner “Dışa açıldığımız, açılmaya mecbur da olduğumuz Doğu’ya, Batı’ya bağlantılar kurduğumuz şu günler; güçlü ve haklı Türkiye’yi (sembolik de olsa) seçilecek gayrimüslim milletvekilleri, Ermenilerin yalancılığını, Rumların şımarıklığını, Wall Street’e herhangi bir menfaatimizi daha inandırıcı, daha sempatik ortaya koymaz mı? Hiç değilse birer milletvekili diyoruz. Fazla değil!” diye yazmıştı. Bu yazıdan üç ay sonra benzer bir konuşmayı Sakıp Sabancı, Turgut Özal’a yaptı. Özal, Sabancı’nın teklifiyle ilgilenmiş ve Adnan Kahveci ile görüşmesini önermişti.
Cefi Kamhi’nin zor görevi
Ancak Sabancı’nın projesinin gerçekleşmesi için 8 yıl daha beklemek gerekti. 31 yıllık perhizi bozmak için seçilen ‘kurban’ 1492’de İspanya’dan kovulan Sefarad Yahudileri’nin Osmanlı Devleti’ne gelişinin 500.Yılı dolayısıyla kurulan vakfın başkanı Jack Kamhi’nin oğlu Cefi Kamhi idi. Jack Kamhi, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan beri devletin el altından görevlendirmesiyle ABD’de lobi faaliyetleri yürüten ‘vatansever’ bir gayrimüslimdi. Kamhi ve arkadaşları her yıl ABD Kongresi’ne sunulan 24 Nisan gününün Ermeni Soykırımı’nı anma günü olarak kabul edilmesini teklif eden karar tasarılarını başarıyla engellemişlerdi.
Oğul Cefi Kamhi, 24 Aralık 1995 Genel Seçimleri’nde DP lideri Tansu Çiller tarafından milletvekilliğine aday gösterildiğinde beklendiği üzere, kamuoyunda ve partide büyük gürültü koptu. Zaman Gazetesinden Fehmi Koru, Hergün gazetesinden Ayşe Önal, Yeni Sayfa gazetesinden Necdet Sevinç ve Yeni Şafak gazetesinden Ahmet Taşgetiren Kamhi hakkında ağır iddiaları içeren yazılar yazdılar. Kamhi ezilmedi, bütün suçlamalara tekzip gönderdi. Seçim çalışmaları boyunca sürekli Türk olduğunu vurguladı. Türk bayrağı önünde çekilmiş fotoğraflarını halka dağıttı ve sonunda milletvekili seçildi. Cem Boyner’in YDH (Yeni Demokrasi Hareketi) partisinden aday gösterilen bir diğer Yahudi Mario Rodrik ise seçilemedi.
Faydacı bir bakışla değil, sadece bu ülkenin eşit haklara sahip vatandaşları oldukları için bir gayrimüslimi (Süryani Erol Dora’yı) Meclis’e taşıma şerefinin 2011’de BDP’ye düşmesi hakikaten hoş bir ‘tevafuk’ olmuştu.
Daha yolumuz uzun
Başa dönersek, AKP, CHP ve HDP’den seçilen milletvekillerinin %25’inin Kürt olduğu söyleniyor. 2015 Genel Seçimleri’nde CHP’nin İzmir milletvekili Özcan Purçu, Türkiye tarihinde meclise giren ilk Roman oldu. Meclise Alevi kimliğini açıkça ifade ederek giren ilk milletvekili AKP’den Reha Çamuroğlu idi ancak, bu kimliğinin ifadesi bir süre sonra rahatsız yaratmış olmalı ki, sadece bir dönem milletvekili olabildi. 2015’te HDP’den Ali Kenanoğlu ve Turgut Köker Alevi olduklarını belirterek seçildiler.
Gayrimüslim üyelere gelince, HDP’den Garo Paylan, CHP’den Selina Özuzun ve AKP’den Markar Esayan, 54 yıl sonra Meclis'e giren ilk Ermeniler oldu. Ayrıca HDP’den Ezidi Felesnas Uca, Süryani Erol Dora da Meclis’e girdi. Böylece meclisimiz eser miktarda da olsa gayrimüslim üyeyle ‘renkli’ hale geldi. Bu kadar ‘renk’ bile bazılarımıza fazla gelmiş olabilir ama 1877’de açılan ilk mecliste 69 Müslüman mebusa karşılık 46 gayrimüslim mebus, 1908’de açılan ikinci mecliste 224 Müslüman mebusa karşılık 46 gayrimüslim mebus olduğunu hatırlayınca, ne 1920’deki Birinci Meclis’e, ne Cumhuriyet tarihindeki diğer meclislere, ne de 2015’teki son meclise ‘renkli’, ‘çokkültürlü’ demek mümkün… Bu konuda daha çok yol katetmemiz gerekiyor…
Özet Kaynakça: İhsan Güneş, Fahri Çoker, Kazım Öztürk, Türk Parlamento Tarihi, 13 Cilt, TBMM Vakfı Yayını, 1994; T. Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasi Partiler, Dogˆan Kardes¸ Basımevi, 1959; I·nci Erginün, ‘‘Birinci Büyük Millet Meclisi’nin Açılıs¸ı’’, T.B.M.M’nin Kurulus¸ Yıldönümü Sempozyumu, TBMM Yayınları, 1985; Parlamentoculugˆunun I·lk Yüzyılı (1876–1976), Siyasi Ilimler Türk Derneği Kanun-i Esasi’nin 100. Yılı Sempozyumu, 1976; Semi Ertan, “An Armenian at the Turkish Parliament in the early republican period: Berç Türker-Keresteciyan (1870-1949)”, Sabancı Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde 2005’te kabul edilmiş yüksek lisans tezi; Rıfat N. Bali, “1930 Yılı Belediye Seçimleri ve Serbest Fırka’nın Azınlık Adayları”, Tarih ve Toplum 167, Kasım 1997, s. 25-34; Bali, “Cumhuriyet Döneminde Azınlık Milletvekilleri”, Toplumsal Tarih, S. 186, Haziran 2009, s.61-64.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016