Bülent KORUCU

Paketin dolu tarafları
1.10.2013
1923

 Uzun bir bekleyişten sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yeni Demokratikleşme Paketi'ni açıkladı. Devletten özgürlük ve haklar zemininde alacağımızın çoğu hâlâ duruyor. Ama bu koparabildiklerimizi kıymetsizleştirmiyor.

Aynı şekilde daha fazlanın peşine düşmek de nankörlük ya da oyunbozanlık değil. Kazanımları değerlendirmek ve vakit geçirmeden yeni mücadelenin fitilini ateşlemek birbiriyle çelişmiyor. Tam aksine gelecek vaat eden bir sürecin varlığı bunu gerekli kılıyor. Bardağın boş veya dolu tarafına odaklanmak tercih meselesi, saygı duyulmalı. İdeolojik ve başka yakınlıklar böylesine keskin tarafgirlikleri beraberinde getirebilir. Ben boş ve dolu kısımlara birlikte bakmaya çalışacağım.

  Demokratikleşme öncelikle bir algı yönetimi ve zihniyet dönüşümü. İktisat diliyle konuşacak olursak her arz aynı zamanda yeni talepler doğuruyor. Onun için tek başına paketin varlığı bile bir gelişme. Vesayetçilerin yönetmediği her değişim ilerlemedir. (1961 Anayasası'nda yediğimiz kazık bu hatırlatmayı yapmayı kaçınılmaz kılıyor.) Derin devlet üstûreleri yerine demokratikleşmiş bir devleti konuşuyor olmak önemli. Algı yönetimi demişken öncesinde oluşturulan büyük beklenti boş bardak algısına oynayanların elini güçlendirdi. Tayyip Bey konuşmasının büyük bölümünde beklentileri realize etmeye çalışarak psikolojik havayı kırmayı düşündü. Ancak tam başarılı olduğu söylenemez. Önümüzdeki paketlere bakacağız artık. AK Parti hükümetinin oluşturduğu fiilî durum çözümlerinin pakete alınması tipik siyasetçi yaklaşımı. Zaten işleyen fabrikaya resmî açılış yapmak gibi bir şey. Siyasetin doğasında var böyle manevralar.

  Gelelim paketin içeriğine: Bence en önemli başlıklardan biri kişisel bilgilerin kanuni güvenceye kavuşması. 12 Eylül referandumunun kıymetli kazanımlarındandı, fakat kanunla suç ve ceza tanımı yapılmadıktan sonra anayasal güvencenin pratikte faydası yok. Fişleme, Türk-Kürt ayırımı olmaksızın bütün vatandaşlara tehditti ve devlet cihazında yerleşmiş çetelerin de şantaj unsuruydu. İkinci önemli başlık dil üzerindeki yasakların gevşetilmesi. Özel okullarda anadilde eğitim serbestisi taleplerin altında kalsa da yabana atılacak gibi de değil. Televizyon yayınlarının özgürleşmesinden başlayan süreç kesintisiz ilerliyor. Propaganda yasaklarının kalkması ve bazı harflere uygulanan cezai müeyyideler pratikte pek çok sorunu çözecek. Devlet Kürtçe kitap basarken, televizyon yayıncılığı yaparken kullandığı harfleri tabelaya yazan belediye başkanlarını yargılama tuhaflığına düşüyordu. Kamudaki kıyafet hürriyeti biraz kafa karıştırıcı. Önemli bir adım, hasreti çekilen bir düzenleme, yüz binlerce mağdurun sesine kulak verildi. Beni istisnalar endişelendiriyor. Bugüne kadar haklı olarak kanunlarda başörtüsü yasağı olmadığını savunduk. Olmayan bir yasağı psikolojik harp taktikleriyle varmış gibi hayata geçirdiler. Erdoğan'ın saydığı istisnalar kanun haline gelecek olursa, belli kesime de olsa yasak getirilmiş olur. Burada ‘aman dikkat' diyoruz.

  Hep söyleyegeldik seçim ve siyasi partiler kanununu -hatta buna Meclis içtüzüğünü de ekleyebiliriz- ıskalayan düzenlemeler eksik kalır. Demokrasiyi, araçlarını ıslah etmeden rayına koyamayız. Siyasi Partiler Kanunu'nda genel başkan sultasını ikame eden maddeler kalkmadan mesafe alamayız. Seçim kanunu ise baraja indirgenerek tartışılıyor. Sadece seçim sistemine bakarak sorunları çözemeyiz. Mevcut yüzde 10 barajlı d'Hondt sistemi [nisbî temsil] yönetimde istikrarı önceleyen bir sistem. Ama 2002'den önceki 10 yıl işe yaramadı, parçalı parlamento ve istikrarsız hükümetlere mahkûm olduk. Son seçimde ise baraja rağmen tarihin en yüksek temsil oranına ulaşıldı. İstikrarı dayatan İngiliz sistemi, 70 yılda ilk defa koalisyon üretti. Koalisyon odaklı Almanya'da Merkel, 5 vekil daha çıkarsaydı 50 yıl sonra tek başına iktidar olacaktı. Baraj ve bölge tercihleri bir yere kadar. Daha önemli sıkıntılar var. Onları tartışmalar devam ederken gündemimize alırız.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar