Fehmi KORU
Takvimden düşen her yaprak TBMM’nin açılacağı günü yaklaştırdıkça BDP’nin şaşkınlığı daha da artıyor. Seçimden başarıyla çıkıp 36 milletvekili seçtirmenin sevincini yaşayamadıkları gibi, ülkenin dört bir yanından gelen sert eleştirilerle de baş edemiyorlar. En kalabalık seçmen kitlesine sahip oldukları bölge kentlerinden yükselen ‘Yeter’ nidası dün kulakları tırmalayacak hale gelmişti.
BDP’li olmak giderek zorlaşıyor...
Eskiden işler çok kolaydı. Herkese tepeden bakan bir ‘devlet’ mekanizması ile o mekanizma tarafından kullanılmaya itiraz etmemeye alışık siyasetçilerdi muhatapları; mazlum ve mağdur görünmeyi başarırlarsa kendileriyle birlikte gözyaşı dökmeye hazır olanları yanlarında bulabiliyorlardı. Kendileri gibi mazlum ve mağdurları...
Şimdi işleri zor: Buyurgan devletin yerini daha onlar ağızlarını açmadan beklediklerini yerine getirmeyi görev bilen farklı bir yapı almış bulunuyor; siyasiler de görüşmekten, konuşmaktan, dinlemekten kaçmayan kendileri gibi insanlar... Böyle bir ortamda kimi kime şikâyet edecekler? Şikâyet etmek üzere ağızlarını açtıklarında söylediklerine sempati gösteren pek az kişi kaldı.
Düne kadar her dediklerini haklı bulanlardan çoğu yakındıkları her şeyde onları suçluyor...
Ortamın değiştiği iyice ortaya çıktıkça ne yapacaklarını bilemez hale geliyor BDP’liler... Boykot ettikleri TBMM’ye dönüp direndikleri yemini etseler bir türlü, uzakta kalıp ‘Meclis-dışı muhalefet’ kisvesi altında itirazlarını duyurmaya çalışsalar bir başka türlü...
‘Yeni Türkiye’ bütün dengelerini ‘eski yapı’ya göre oluşturmuş ve manevra kabiliyeti bulunmayan her kişi, kurum, örgüt gibi BDP’yi de ters köşeye savurmuş görünüyor.
PKK’nın durumu BDP’den pek farklı değil. ‘Eski Türkiye’ silâhlı mücadeleye fazlasıyla uygundu; vurdukları yerden ses getiriyor, dışarıda ve içeride kendilerine destekçi bulmakta zorlanmıyorlardı. Türkiye’ye komşu ülkeler kadar Avrupa’da da rahatça hareket edebiliyor, sırtlarını sıvazlayanlarla ortak stratejiler geliştirebiliyorlardı.
Ne günlerdi o günler...
Artık bulundukları dağ kovukları bile güvenli değil. Avrupa’daki pek çok ülke hareketlerine izin vermiyor. Hâlâ görüşebildikleri yabancılar derhal silâhlarını bırakıp anlaşmaları telkininde bulunuyor. Dağlık coğrafyanın kendileriyle aynı etnik kökenden yönetimi “Artık çok oluyorsunuz” mesajı gönderip duruyor.
Türkiye’deki Kürtleri kaybetmek üzereler; Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi karşılarına dikilmeye hazırlanıyor.
İyi de ne olacak?
Olacağı şu: Silâhlı mücadele yürütenlerin önünde iki yol var. Yollardan birinde silâhlarını bırakmaları karşılığında hayatlarını koruyabiliyor; diğerinde ise silâhlarını ellerinde tutabiliyor, ama hayatları tehlike altına giriyor...
Karar vermeleri için süre giderek kısalıyor...
BDP’liler hiç kuşkusuz daha şanslı. Arkalarında hiç de küçümsenmeyecek bir oy var. Seçilmiş ve milletvekili hüviyetini kazanmış durumdalar. Yemin eder etmez yasama faaliyetinin bir parçası olacak ve grupları sayesinde seslerini duyurabilecekler. Kendilerini ‘siyasi irade’ haline dönüştürebilirlerse, ülkenin geleceğinde önemli roller de üstlenebilecekler...
Hangisi? Korkuları yansıtan bir anayasanın edilgen nesnesi olmak mı, birlikte yaşamanın anahtarı bir anayasanın ortak öznesi olmak mı? Hangisi?
Umarım doğru tercihte bulunurlar...
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025